English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Ecu

Ecu translate French

54 parallel translation
ECU.
Très gros plan.
Elektronik Kontrol merkezi ( ECU ) numarasını biliryor musun?
T'as les numéros pour les Preuves?
Onu zengin edeceksin ECU nun haritasını tekrar çizeceksin
Vous voulez lui mettre du panache, il faut redéfinir l'unité de contrôle.
ECU modülleri ile ilgili olarak size birkaç yıl önce yardım etmiştik.
On vous a déjà aidés avec vos dispositifs de régulation numérique du moteur.
Thorin Meşekalkan.
Thorin Ecu de Chêne.
Thorin Meşekalkan'ı Bree'ye getiren nedir?
Qu'est-ce qui amène Thorïn Ecu-de-Chêne à Bree?
Meşekalkan ne olacak?
Et Ecu-de-Chêne?
Meşekalkan dedikleri sensin demek.
C'est donc vous que l'on appelle Ecu-de-Chêne.
Thorin Meşekalkan'ın sizin için önemi ne?
Qu'est Thorïn Ecu-de-Chêne pour vous?
Bu Cüceler ile birçok tehlike atlatarak çok uzun yoldan geldim ve eğer Thorin Meşekalkan söz veriyorsa onu tutacak demektir.
J'ai fait avec ces Nains un long voyage périlleux. Et si Thorïn Ecu-de-Chêne... donne sa parole... il la tiendra.
Bu Meşekalkan o adi, düzenbaz Cüce.
C'est Ecu-de-Chêne. Ce sale usurpateur de Nain.
Meşekalkan'ın çabası boşa çıkacak.
La quête d'Ecu-de-Chêne échouera.
O ödlek Meşekalkan senin hayatına bir değer biçti ve değerini sıfır buldu. Hayır.
Le lâche Ecu-de-Chêne a estimé la valeur de ta vie et jugé qu'elle ne valait rien.
Sırf Meşekalkan acı çeksin diye.
Rien que pour voir Ecu-de-Chêne souffrir.
Meşekalkan kaçtı!
Ecu-de-Chêne s'est enfui!
Meşekalkan Dağ'a ulaştı!
Ecu-de-Chêne a atteint la Montagne!
- Evet. - DCÜ.
L'ECU.
Depoda oktan yükseltici, katalitik çeviriciye yan hat çekilmiş elektronik kumanda ünitesi beygir gücünü arttırmak için yeniden ayarlanmış.
De l'octane booster dans le réservoir le convertisseur catalytique a été contourné, l'ECU a été re-taillée pour booster la puissance
A.D.A olarak kayıtlı.
Il est mon numéro ECU.
Demeti, ECU'yu tamir etmem gerekti. Sonra da biraz metal bulup onu iç kanada cıvatalamam gerekti. Ve onu da amortisörün üst tarafında bağlamam gerekti.
J'ai du réparer les câbles, la tête d'amortisseur, trouver du métal, le souder sur l'aile, et tout relier.
- ADAK'ınızı söyleyin önce.
- Je veux juste connaître ton ECU.
- Adak mı?
- Ecu?
İsim yazan bir keçi! Adam öldüren bir cadı! Yaprağa dönüşen bir sikke!
Un nom tracé sur le pavé par cet animal, un homme tué par une sorcière venue d'Egypte, un écu changé en feuille sèche, tout est limpide!
Sülfür ve kan kokusunun içinde, sikkeyi, kuru bir yaprağa çeviren, eminim O'ydu!
Dans une odeur de crime, de soufre et de sang! C'est lui qui a changé l'écu en feuille sèche!
Sikkeyi, kuru bir yaprağa çevirdi ve kayboldu.
Il a changé l'écu en feuille sèche et il s'est envolé!
Bir kuruş!
Un écu tout neuf!
Son kuruşunuz mu?
Votre dernier écu?
Yine de bir noktayı unutmayalım... 4,000 gulden avansınız,... ne bir eksik ne bir fazla.
Mais il me faut vous entretenir d'un problème délicat. - 4000 guldens d'avance. Pas un écu de plus.
Sincap kurallarının olduğu bir yer.
Il existe un lieu où règnent les écu - reuils :
Kalkanınız.
Et un écu!
Rakibine haber verdireyim. Sahada onun kalkanını ara. Derhal.
Cherchez son écu dans les listes... tout de suite.
Kay, o kalkanı yukarıda tut.
Kay, lève bien ton écu.
Metelik eder mi?
Pas le moindre écu?
Belmont'a ve güzel Porşa'ya gidebilmen için her şeyi yapacağım.
Je suis prêt à le tordre jusqu'au dernier écu pour t'envoyer bien équipé à Belmont, près de la belle Portia.
Dediğine göre onu görmeye gitmişsin ve zaten elinde olan şu Kripton cihazını tamamen unutmuşsun.
Que tu es allé la voir parce que tu as oublié où tu as mis cet écu kryptonien.
Acıdıkları için bile olsa umurumda değildi ve şu anda sen balo kızısın adada hayatta kalan, bunun hatırı için gidiyorum.
Même si c'était par pitié, ça m'était égal. Et maintenant, tu es celle qui a sun / écu sur l'île et qui ira au bal avec ce quarter-back de merde.
Hoşgeldiniz Efendi Baggins, Thorin Meşekalkan'ın yoldaşlığına.
Bienvenue M. Sacquet, dans la compagnie de Thorin Écu de Chêne.
Burada düşmanın yok, Thorin Meşekalkan.
Vous n'avez aucun ennemi ici, Thorin Écu de Chêne.
Kader seninle, Thorin Meşekalkan. Aynı ay bu gece ışıldıyor.
La chance est avec vous, Thorin Écu de Chêne, une lune identique brille au dessus de nous ce soir.
Thorin Meşekalkan kimse tarafından... yargılanmayı hak ettiğini düşünmüyor..
Je ne crois pas que Thorin Écu de Chêne estime avoir des comptes à rendre à quiconque.
Thorin Meşekalkan'a bu görevde yardım etmekte haklısın.
– Oui. Vous avez raison d'aider Thorin Écu de Chêne.
Avcılık eğitiminin işe yaramayacağını bilen Piero ona bir kalkan daha verdi ;
Sachant que le guide de chasse ne saurait pas l'apprécier, Piero lui donna un nouvel écu, tout en vendant l'original à un marchand pour 100 ducats.
Neredeyse ikna oldum taşı sana vermeye. Sırf Meşekalkan'ın ıstırabını görmek için.
Je suis presque tenté de te laisser la prendre, rien que... pour voir Écu-de-chêne... souffrir.
Demek ki Thorin Meşekalkan'ın kafilesi hayatta.
Ainsi, la compagnie de Thorin Écu-de-chêne a survécu.
Thorin Meşekalkan'ın taifesi vatanını geri almak için yola düşünce cebr etmiş olduk.
Au moment où la compagnie de Thorin Écu-de-chêne s'est lancée à la reconquête... de sa terre.
Thorin Meşekalkan.
Thorin Écu-de-chêne.
Meşekalkan.
Écu-de-chêne.
Sonra sen Meşekalkan.
Après ce sera toi, Écu-de-chêne.
Bu gece büyük bir şölen tertip edilecek. Türküler yakılıp hikâyeler anlatılacak. Böylece Thorin Meşekalkan efsanelere karışacak.
Des chants seront chantés, des histoires seront contées, et Thorin Écu-de-chêne... deviendra une légende.
Thorin Meşekalkan?
Thorin Écu-de-chêne?
Fakat o gece Charlemagne o kadar güçlüymüş ki koruma kalkanını delmiş.
Mais ce soir-là, Charlemagne était si puissant qu'il transperça son écu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]