English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Edemezsin

Edemezsin translate French

5,430 parallel translation
Bunun benim için ne ifade ettiğini tahmin bile edemezsin.
Tu n'as pas idée de combien ça compte pour moi.
Yenilgiyi öylece kabul edemezsin Oliver.
Tu ne peux pas accepter les choses, Oliver.
İntihar edemezsin Ollie!
Tu ne peux pas te suicider, Ollie.
İnsana uygun motivasyonu verirsen neler yapacağını tahmin bile edemezsin.
Donne à un homme la bonne motivation, il n'y a rien qui dise ce qu'il pourrait faire.
Bir adama uygun motivasyonu ver neler yapabileceğini tahmin bile edemezsin.
Donne a u homme la bonne motivation, tu ne sais jamais ce qu'il serait prêt à faire.
Bu canlı şiddeti kaç kişinin sevdiğini tahmin edemezsin.
Vous seriez surprise de voir combien regardent la violence en direct.
Dinle, o toplantıyı iptal edemezsin.
Tu ne peux pas annuler cette réunion.
- Tedavi edemezsin...
- Tu ne peux pas..
Durumunu düzeltmezsen hayatına devam edemezsin.
Mais tu n'y arrivera pas tant que tu n'auras pas réglé certaines choses.
O yüzden yardım edemezsin. Kendini boşuna tehlikeye atma.
Tu ne peux pas nous aider, tu te mettrais juste en danger.
İyi bir kabinin avantajlarını göz ardı edemezsin.
Les avantages d'une bonne table ne peuvent être surestimés.
Ders alınmıştır : Eşyaları orada çürümeye terk edemezsin.
Leçon retenue : tu ne peux pas laisser tes affaires pourrir là-dedans.
- Ben de. Kimle karşılaştığımı tahmin edemezsin.
Tu ne devineras jamais qui j'ai vu.
Ne yapacagini tahmin edemezsin.
Tu ne sais pas de quoi il est capable.
Araçlardan nefret edemezsin.
Ce ne sont que des outils.
Cezayı kontrol edemezsin ama karşılığını kontrol edebilirsin.
Tu ne peux pas contrôler la punition, mais tu peux maîtriser ta réponse.
Buna devam edemezsin, Bill.
Vous ne pouvez pas continuer à agir ainsi, Bill.
Edemezsin.
Non.
Teorik olarak cinsel işlev bozukluklarını tedavi edemezsin.
Vous ne pouvez traiter une dysfonction sexuelle par la théorie.
Ruhu ameliyat edemezsin. Bunu ancak Tanrı yapabilir.
On ne peut pas opérer l'âme, seul Dieu le peut.
Bunları hatırlayabildiğim için ne kadar mutlu olduğumu tahmin edemezsin.
Vous n'imaginez pas comme je suis heureuse de m'en rappeler.
Neler yaşadığını tahmin bile edemezsin.
Vous ne devinerez jamais ce que j'ai traversé.
Onu kazanmak için bir kişiyi öldürerek kendini bütün yıl öldürsen onu asla elde edemezsin.
Ce que tu gagnes pour tuer ce gars... tu ne pourrais pas l'avoir en un an en te tuant à la tâche.
Sesinizi duymak ne kadar iyi hayal bile edemezsin.
Comme c'est bon d'entendre votre voix.
Kız arkadaşının iyi biri olduğuna eminim. Fakat, aramızdaki şeyi Onunla elde edemezsin.
Et je suis sûre que ta petite amie est géniale, mais tu ne peux pas recréer ce que toi et moi on avait.
- Zarar görmüs bir beyine kabadayilik edemezsin Gallagher.
Tu peux pas mettre de la glace sur un cerveau abîmé, Gallagher. Schmock.
Artık ona yardım edemezsin.
Tu ne peux pas l'aider maintenant.
Kırıldığını biliyorum ama anlatacaklarımı dinlemeden beni terk edemezsin.
Je comprend que tu sois blessée, mais tu ne peux pas me quitter sans écouter ce que j'ai à dire.
Onca zamandan sonra senin Sebastian Monroe olduğunu öğrendiğimdeki durumumu hayal bile edemezsin.
Imagine ma surprise quand j'ai découvert que tout ce temps que tu étais Sebastian Monroe.
Ne kadar acı çektiğimi tahmin edemezsin.
Tu ne peux pas imaginer comme j'ai mal.
- Pam! Hayır Kenny Loggins. Beni neredeyse bir çanta için öldürecek olmanı telafi edemezsin.
Et non, Kenny Loggins, tu ne peux pas te racheter pour m'avoir presque tué pour une malette pleine de plutonium ou d'âmes humaines.
Dostum, bunu iptal edemezsin.
Mec, tu peux pas annuler.
Hayır, edemezsin.
Non, impossible.
Edemezsin.
Impossible.
İçlerindeki korkan şeyi görürsün onlara yardım edemezsin fakat sevebilirsin.
Tu vois ce qui leur fait peur et tu ne peux que les aimer.
- Beni böyle takip edemezsin, Greg.
Tu ne peux pas m'espionner, Greg.
- Yardım edemezsin. - Niye? Ne ki o?
- Tu ne peux pas m'aider.
Yani diyorsun ki, artık bana yardım edemezsin.
Donc, tu es en train de me dire Que tu ne peux plus m'aider.
Bu insanların varlıklarını kabul etmeden onlara hizmet edemezsin.
Vous ne pouvez servir ces personnes si vous ne pouvez pas vous faire à leur présence.
30 milyon dolarla o kapıdan dışarı çıkabilirim ve beni takip bile edemezsin.
Je peux partir avec les 30 millions, tu ne peux même pas me suivre.
İnsanların neleri sevdiğini hayal bile edemezsin.
On ne peut jamais savoir comment sont les gens.
Kısacası teknolojiyi kontrol edemezsin.
Bref, tu peux pas contrôler ta technologie.
Duyularin... Zihnini kontrol edemezsin!
Tu peux pas contrôler ton esprit.
İnsan kalıntılarıyla bir gemiyi tamir edemezsin.
Comment? Vous ne pouvez pas rafistoler un vaisseau avec des restes humains.
Aptallıkla baş edemezsin.
Tu ne peux pas choyer la stupidité.
Düğünü iptal edemezsin. Düzgün düşünemiyorsun. Hayatımda hiç bu kadar düzgün düşünmemiştim, Ralph Macchio'yu seçmenin dışında.
Rien n'a jamais été plus clair dans ma vie, à part choisir Ralph Macchio.
Bir şeyin sizi birbirinize çektiğini inkar edemezsin. Tekrar tekrar.
Tu ne peux pas nier votre attirance répétée.
- Ben... - Karını benim için terk edemezsin.
Tu ne peux pas quitter ta femme pour moi.
Mesela pasaklı bir şekilde yaşamaya devam edemezsin.
Comme par exemple : nous ne pouvons pas continuer à vivre comme des ploucs
Beni vazgeçmeye ikna edemezsin Cara.
Tu n'arriveras pas à me persuader de ne pas le faire, Cara.
Buraya park edemezsin dostum. İtfaiye vanası var.
Il y a une bouche à incendie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]