English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Eflatun

Eflatun translate French

127 parallel translation
Şehir parkında mıydın anne? Üstünde eflatun bir elbise ile.
Etais-tu dans le parc, portant une robe couleur lilas?
Sana doğru koştum. Eflatun elbiseli bir kadına doğru. Ama uzaklaşıp gitti.
J'ai couru vers une dame qui portait une robe couleur lilas, mais elle est partie.
Ona bir gün Eflatun'un kim olduğunu sordular, o da "Soyadı ne?" dedi.
Si on lui demandait qui était Platon, il répondait : "Platon qui?"
Eflatun'un seni savunmasını istemez misin?
Ça vous plairait?
Gene de, Eflatun'un aşk hakkında çok temel fikirleri vardır.
Il est vrai que ses idées sur l'amour étaient banales.
Eflatun, muhtemelen algılar ve nedensellik hakkında konuşur.
Platon parlerait de perception et de causalité.
Eflatun bluzun ne kadar güzel!
- quelle jolie veste lavande!
" Eflatun çiçekler döken leylakları düşünüyorum
" Je songe à des lilas en fleurs secouant leurs branches pourpres.
Annen bu gece nerede Eflatun?
Où est ta mère?
Eflatun, ödlek yarışı nedir?
Platon... Qu'est-ce qu'une course de cocottes?
Eflatun'u ne zamandır tanıyorsun? Yaklaşık...
Depuis quand connais-tu Platon?
Bir yer biliyorum. Eflatun söylemişti.
Platon m'a parlé d'une grande maison inhabitée.
Mesela kimse ondan hoşlanmadığı halde Eflatun'un dostu olman.
Qui soit l'ami de Platon, que personne n'aimait.
Kim? Eflatun, benim!
C'est moi.
Sen benim dostumsun Eflatun.
Tu es mon copain, Platon.
Şimdi silahı alabilir miyim Eflatun? Onu bana verir misin?
Tu veux bien me donner ton revolver?
Bana güvenmiyor musun Eflatun?
Tu n'as pas confiance en moi?
Çok göz alıyor. Eflatun bundan...
Y a trop de lumière!
Bana pudra ve eflatun sabahlığımı getir.
Donne-moi la poudre et ma robe de chambre pourpre.
Eflatun'la mı?
Platon?
Eflatun.
Lilas.
Yüzümdeki eflatun renk silindi mi?
- Oui. Mon visage n'est plus violet?
Eflatun'un yorumları, oyunlar, tarih kitapları.
Les dialogues de Platon, le théâtre, l'histoire.
Dairemi eflatun rengine boyayacağım.
Je vais repeindre mon appartement couleur lilas.
Kilisede kullanmak için tüm eflatun ıvır zıvırını indirimden almıştık.
On a acheté plein de peinture couleur lilas pour le temple.
Eflatun'un zincirlenmiş esirleri.
Les prisonniers enchaînés de Platon.
Biraz daha, biraz daha eflatun, Teddy.
Un peu plus de violet, Teddy, juste un peu.
Doğru. Eflatun da gerçekliğin fikirler dünyasında var olduğunu söylemiştir.
Platon pensait déjà la réalité comme une idée.
Ama eflatun da olabilir. Salağın teki, sırf kahverengi renkte kahve içmemize gülmek için buna kahverengi rengi vermiş olabilir.
Aussi est-il peut-être... violet, et un idiot a fait ce truc marron
Üzerinde eflatun rengi boncukları olan mavi bir elbise, 265 dolar!
Elle était bleu gaz avec des perles lavande. 265 dollars.
eflatun elbise giyen bir kadın mı?
Exactement. Une épingle de jade orne ses cheveux.
Eflatun, pembe
Mauve rose
Güneş ışığı zayıflamış, eflatun renge bürünmüştü.
Dehors, la lumière devenait pourpre et douce.
Sarışın, eflatun gömlekli, eldivenli!
En robe mauve... avec des gants.
Evet, şu eflatun gömlekli kadının resimlerini...
Des photos de la femme là-haut, en mauve...
Mutlaka söyle. Bu çok önemli. Düğündeki eflatun gömlekli kadını acaba tanıyor muymuş?
c'est très important... si elle connaît la femme qui au mariage, avait une robe mauve.
Eflatun gömlekli kadını nereden hatırlayayım ki?
Qui veux-tu qui se souvienne d'une robe mauve?
Yani, şu eflatun gömlekli kadının kim olduğunu bilmiyor musun?
Alors, tu sais pas... qui c'est... La femme... en robe mauve.
Hiç Eflatun, Aristo, Sokrates isimlerini duydun mu?
Avez-vous entendu parler de Platon, Aristote, Socrate?
Eflatun olan sezyum-137.
Le violet est du césium 137.
Kendi felsefemi ya da Eflatun ve Spinoza'yı, bunları umursamayan birileriyle paylaşma sevdasında değilim. Burada yanlış düşünüyorsun. Ben de öyle düşünüyordum ama yanlış.
Je ne la partage pas avec des gens qui s'en foutent.
Örneğin 5-6 öğrencimle Eflatun'un Theaetus'undaki gibi bir diyaloğa girdik.
- "Te précèdent"? - Oui. L'autre jour, je m'étais engagée avec 5 ou 6 élèves dans un dialogue maïeutique, genre Théétète :
Eflatun, matem rengi.
Mauve, la couleur du deuil.
Peki ya Eflatun Ekmek?
Ou alors... "Le Pain Pourpre"... le nouveau grand film de Speizak.
- Hayır, Eflatun.
Non, Platon
Eflatun da katılmamış olabilir.
Et Platon, d'ailleurs, ne l'avait peut-être pas non plus
Ama ben Eflatun'un öğretisini bir efsane olarak görüyorum.
Mais la reincarnation, chez Platon, pour moi, c'est ce qu'on appelle un mythe, tu voir?
Eflatun.
Platon.
- Rengi eflatun değil, leylak!
- lilas.
Eflatun mu?
Lilas?
Eflatun'un eserindeki.
C'est dans Platon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]