Egbert translate French
110 parallel translation
Cesaretin kırıImasın, Egbert.
Ne te décourage pas, Egbert.
Egbert, ben olmasam ne yaparsın?
Egbert, que ferais-tu sans moi?
Beni götürdüğü yere kadar Egbert, o kızı bulacağım.
Je retrouverai cette fille, Egbert, même si je dois y passer ma vie.
Tatlım, Egbert benim çok iyi dostumdur.
Ma chère, Egbert est un très vieil ami.
Egbert beni hangi ismimle tanıyordu?
Quel nom Egbert connaissait-il?
Egbert, hayatım.
Egbert, mon chéri.
Tamamen profesyonel olarak buradayım, Egbert.
Je viens à titre professionnel.
Egbert, bana yine mi teklif ediyorsun?
Me redemandes-tu en mariage ainsi?
Otur, Egbert.
- Oh, eh bien... - Assieds-toi, Egbert.
Egbert, bebekleri sevdiğini bilmiyordum.
J'ignorais que tu aimais les poupées.
Egbert.
Oh, Egbert.
Hoşça kal, Egbert.
Oh, au revoir, Egbert.
Merhaba Egbert.
Oh, bonjour, Egbert.
Şimdi... Egbert.
Oh, Egbert.
Egbert, bizimle geliyor musun?
Oh, Egbert, viens-tu avec nous?
Egbert hala.
Tante Egbert.
Egbert?
Egbert?
Evet, Egbert Fitzgerald, arkadaşım avukattır.
Oui, Egbert Fitzgerald, un ami, un avocat.
Egbert'e bakacağım.
Je crois que je vais chercher Egbert.
Hemen gitmeli Egbert'i tekrar bulmalıyım. ve ona her şeyi anlatmalıyım.
Je dois vraiment retrouver Egbert et lui raconter tout ça.
Egbert'in benden saklandığını düşünmüyorsun değil mi?
Tu ne crois pas qu'Egbert me fuit, n'est-ce pas?
Egbert, çok sertsin.
Egbert, tu es si impétueux.
- Egbert.
- Oh, Egbert. - Oh, bon.
Mimi, Egbert Fitzgerald'ın boşanma davasını yürüttüğü bayan sen misin?
Mimi, vous êtes la femme dont Egbert Fitzgerald s'occupe du divorce?
Seni de Bay Egbert mi kiraladı?
Vous êtes engagé par M. Egbert aussi?
- Merhaba, Egbert.
- Bonjour, Egbert.
Egbert, sana bunları anlatmak için hatırlamaya çalışıyordum.
Oh, Egbert, c'est ce que j'essayais de me rappeler de te dire.
Bay Egbert, olmaz, ben eşiyle konuşmaya geldim.
M. Egbert, jamais, jamais je n'ai été en contact avec un mari.
- Tamam, Egbert.
- Oui, Egbert.
Bay Egbert'in dediği gibi aşıkmışız gibi bakmayı dene.
M. Egbert a dit d'avoir l'air amoureux. Vous voyez?
- Egbert ile ben de evleniyorum.
- Egbert et moi allons nous marier. - Aussi, oui.
Egbert, giyin.
Habille-toi, Egbert.
Egbert, giyin.
Egbert, habille-toi.
Egbert. Giyin.
Egbert, habille-toi.
Egbert, beni dinle.
Egbert, écoute-moi!
Egbert, sana söylendiği gibi yapacaksın.
Tu feras ce qu'on te dit.
Kendin de pek cici bici sayılmazsın. Egbert.
Vous n'êtes pas un Apollon non plus.
Yürümeye çalış, Egbert.
Essaie de marcher, Egbert.
Hadi Egbert, şuraya geç otur da şıklaş.
Allons, Egbert, va t'asseoir et sois élégant.
Sanki bambaşka biri oldun, Egbert.
Egbert, tu es un autre homme.
Ama, Egbert, tozluklarla hiç gitmedi.
Ça ne va pas avec les guêtres.
Bak, Egbert, yakışmadı mı?
N'est-ce pas mieux ainsi?
Ruggles? Ben alışveriş yaparken, sen de birkaç saatini Egbert... yani Bay Floud ile sanat galerilerinde geçirebilirsin.
Ruggles, pendant que je fais quelques courses, passez donc quelques heures avec M. Floud dans les galeries de peinture.
Görünüşe göre, Egbert duygularını sanat ile dışa vuruyor.
Il a des épanchements artistiques.
Egbert, bu ne demek oluyor?
Qu'est-ce que ça veut dire?
Hayal kırıklığından fazlası. Çünkü Egbert için bir umut ışığı var sanıyordum.
D'autant plus que je n'aurais jamais cru Egbert capable de ça.
Evet, madam. Egbert ile Jeff Tuttle'ın kendine gelmen için... seni Paris'in bir ucundan öbür ucuna gezdirmeleri...
Egbert et Jeff vous suivant partout pour vous sauver!
Sevgili Egbert.
Cher Egbert.
Bensiz, Egbert.
Sans moi, Egbert.
- Egbert.
- Egbert.
Egbert!
Je la garderai.