English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Eleanor

Eleanor translate French

1,372 parallel translation
Selam sıska. - Selam Eleanor.
Salut, sac d'os.
Eleanor, bu Mandeeza.
Eleanor, voici Mandeeza.
Herkes Zissou'nun arkasındaki beynin Eleanor olduğunu söylüyor.
Si Eleanor est le cerveau de l'équipe Zissou,
- Ona açıklar mısın Eleanor? Tornavida.
Explique-lui, Eleanor, tu veux?
Eleanor bizim için gelişmiş bir kütüphane kurdu. Burada Life Aquatic Companion serisinden bir set var.
Eleanor a créé cette bibliothèque scientifique, avec la 1re édition complète des volumes de "La vie aquatique".
Eskiden Eleanor'la evliydi.
Il a été marié à Eleanor.
Kahretsin, Eleanor, neden böyle söyledin?
Merde, pourquoi tu le dis comme ça?
Orayı haritaya yerleştireceğiz Eleanor.
On va lui donner un but, Eleanor.
Lütfen dur, Eleanor. Nereye gidiyorsun?
S'il te plait, arrête, Eleanor.
- Ne şartla olursa olsun.
Tu m'écoutes? Eleanor m'a dit...
Eleanor bizimle olsaydı, bu asla olmazdı.
Ça ne serait pas arrivé si Eleanor avait été parmi nous.
Seni gördüğüme sevindim, Eleanor.
Je suis content de te voir.
Eleanor'un ailesine teşekkür notu yollamamı hatırlat. En iyi kağıt ve zarfta.
Faudra envoyer un mot de remerciement à mes beaux-parents.
Eleanor Zissou ekibinin beyni olmuştur.
Eleanor a toujours été le cerveau de l'équipe.
Eleanor ilk kez benim önümde ağladı. Kolunu vince kaptırdığı dışında hiç yapmamıştı.
C'est la première fois qu'Eleanor pleure devant moi, et quand son bras s'est pris dans un treuil.
Hepiniz annem Senatör Eleanor Prentiss Shaw'u tanıyorsunuz.
Vous connaissez tous ma mère, le sénateur Eleanor Shaw.
Efsanevi sanayici ve diplomat Tyler Prentiss'in torunu, kocası, saygıdeğer John Shaw'un 20 yıl önce trajik ölümünden sonra ondan boşalan koltuğa oturan tartışmalı Senatör Eleanor Prentiss Shaw'un oğlu.
Il est le petit-fils du grand industriel, Tyler Prentiss, et le fils de la très controversée sénateur Eleanor Prentiss Shaw, qui a pris la place à son mari, le regretté John Shaw, à la mort de celui-ci, il y a de cela 20 ans.
- Eleanor.
- Eleanor.
Senatör Eleanor Shaw'un ofisinden biri arayıp senin lehine araya girdi.
Quelqu'un du bureau d'Eleanor Shaw a intercédé en votre faveur.
Senatör Eleanor Prentiss Shaw, sizin daha muhalif politikalarınızın çoğunu oğlunuzun benimsememesi sizi rahatsız
Sénateur, cela ne vous dérange pas de voir votre fils renier certaines de vos lois
FBl az önce Raymond ve Eleanor Prentiss Shaw'un suikastçısının cinayetten iki saat önce otele girerken çekilen güvenlik kamerası görüntülerini yayınladı.
Le FBI vient de diffuser les images de l'assassin de Raymond et Eleanor Prentiss Shaw alors qu'il arrivait à l'hôtel, deux heures avant le meurtre.
Şöyle yapacağız Eleanor.
Je t'explique, Eléonore.
Karısı Eleanor ise... -... kocaman bir lezbiyendi!
Mais sa femme, Eleanor, quelle gouine!
Ben Eleanor'un müşterisi olamam o da bunu biliyor ama seni hazırlıyorlar.
Moi, ça marche pas avec sa mère et elle le sait, mais toi... on te dresse.
Eleanor, Nola henüz o yaş sınırına gelmedi.
Nola n'est pas exactement décrépite.
Çok haklı, Eleanor.
Il a raison.
- Aman Eleanor! - Bu kadar şaşırmayın. Uzun zamandır aynı tohum zarfındaki 2 bezelye gibisiniz.
Vous êtes comme deux petits pois dans la même cosse!
Eleanor birkaç tek attı mı, kendini hiç tutamaz.
Eleanor parle trop quand elle a bu.
Eleanor ile sizi ailemize kabul etmekten mutluluk duyarız.
La famille t'accueillera avec joie comme beau-frère de Tom.
Hayır, sen Chloe'yi mutlu ediyorsun, Eleanor ve benim için de bu çok önemli.
Tu rends Chloe heureuse, ça nous rend heureux.
Eleanor, Chris'e iyi haberleri verdim.
J'ai annoncé la bonne nouvelle à Chris.
Karısı Eleanor ise...
Mais sa femme, Eleanor, quelle gouine!
Söyler misin, Eleanor.
Dites-moi, Eleanor.
Ve Eleanor.
Et Eleanor.
Eleanor, Celeste'e odasını gösterir misin?
Eleanor, veuillez conduire Celeste à sa chambre. Prenez sa valise.
Tanrım, Eleanor, beyfendinin ilgisi altında nasıl da parlıyorsun.
Bonté divine, Eleanor, vous rayonnez aux côtés de ce gentleman.
Eleanor'u gördün mü?
Avez-vous vu Eleanor?
- Eleanor'u gördün mü?
Avez-vous vu Eleanor?
Oh, sevgili Eleanor.
- Chère Eleanor... - Frère Justin.
Yalan söylemiyorum.
Je mens pas. Eleanor.
En çok çalışan sensin, Eleanor.
C'est vous qui avez travaillé le plus dur, Eleanor.
Yüzüne bir bak, Eleanor.
Regardez votre visage.
- Ama Eleanor- - - Çok komik olduğunu düşünecek.
Il trouvera ça drôle.
Çocuklar ve Eleanor...
Les enfants et Eleanor...
Eleanor'a gelince, geçmişine bakınca, pek güvenilir olduğu söylenemez.
Et concernant Eleanor, vu son passé, elle est difficilement digne de confiance.
Eleanor dediler.
Ils ont dit que c'était Eleanor.
Geçen hafta Eleanor'la yemek yedim.
J'ai soupé avec Eleanor, ce geek-en.
Teşekkürler Eleanor.
Merci, Eleanor.
- Eleanor.
Eleanor.
Eleanor! Bu o!
C'est lui!
Eleanor?
Eleanor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]