English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Eleman

Eleman translate French

5,296 parallel translation
Yeni bir elemanımız var. Etrafı dolaştırman lazım.
On a un nouveau, fais-lui visiter.
Yeni eleman bu mu?
C'est le nouveau?
- İyi eleman bulmak zor.
Pas évident de trouver une bonne main d'œuvre?
Hiç suçluluk duyuyor musun? IBM'in en iyi elemanı gibi davranan biri tarafından tüm bu şeylerin zorla elinden alınmasından dolayı.
Tu ne te sens pas un peu coupable d'avoir laissé un transfuge d'IBM se pointer et te voler tout ça?
Bu diğer eleman, ortağın gayet iyi duyuyordu.
L'autre type, ton partenaire, il entendait normalement.
Lafı daha fazla uzatmadan 2007 Yılının Satış Elemanı'nı takdim ediyorum :
Sans plus attendre, voici le vendeur d'assurances de l'année 2007 :
- Senenin satış elemanıyım.
Vendeur de l'année.
Bay Wade yanına eleman arıyor mu?
Est-ce que vous savez si Señor Wade embauche?
Ölen eleman ya da arkadaşı diğer polisin silahını alıp kapıdan gelen polisi vurmuş olabilir.
Ça pourrait être le type décédé ou son pote a pris le révolver de l'autre flic, a tiré sur le flic quand il est entré.
Evet, nesilleri tükenmiş değil, onu diyorsan. Ama bu eleman saldırmamış.
Ils ne sont pas éteints, si c'est ce que tu penses, mais ce n'était pas lui.
- Ekstra güvenlik nerede? Siz içeri giren elemanı yakaladıktan sonra bir saat kadar önce görevden alındı.
Renvoyée il y a environ une heure après que vous ayez attrapé le gars qui est rentré par effraction.
Kasadaki elemanın kasadaki parayı vermesini sağlamak için buna ihtiyacımız var.
Il faut bien, si on veut que le mec à la caisse nous file tout son fric.
Parrish'e göre Sullivan denen adam onu satış elemanı olarak işe almış.
Selon lui, ce gars, Sullivan lui a fait passé un entretien et l'a embauché pour un boulot de vendeur.
Geri zekâlılar. Eleman mı arıyorsunuz?
Vous engagez?
Senin yeni eleman ne olacak?
Alors ce nouveau mec?
- Ne? - Evet. Hem de "mavi eleman" diyor ona.
- et elle l'appelle son garçon bleu.
"Mavi elemanı da unutmayayım." falan diyor.
Elle dit, "Oh je dois prendre mon garçon bleu."
Çok da arkadaşçıl olmayan bir eleman saatimi ve cüzdanımı aldı.
Un mec peu amical s'est intéressé à ma montre et mon portefeuille.
Üzgünüm ama eleman aramıyor.
Je suis désolé, il n'embauche pas.
Bir eleman tanıyorum.
Je connais un mec.
- Yeni eleman mı?
- Le nouveau?
Eleman derin bir uykuya dalmış.
Ce gars voulait vraiment fermer les yeux.
- "Daniel Boone"... şu kafasında rakun olan eleman.
- "Daniel Boone"... comme le mec avec un raton-laveur sur sa tête.
Kentucky'i keşfeden adam nasıl olur da, günümüz dünyasında "kafasında rakun olan eleman" olarak hatırlanabilir?
Comment celui qui colonisa le Kentucky est reconnu par le monde moderne comme "le mec avec un raton-laveur sur sa tête"?
"Kafasında rakun olan eleman" onu sadece yaraları saklamak için giydi.
Donc "le gars avec le raton laveur sur la tête," il le portait seulement pour couvrir les cicatrices.
Evet, benim en iyi satın alma elemanımdı.
Oui, il était mon meilleur négociateur de marchandises.
Akley'nin Zayıf Adam'da çalışan 600 elemanı var.
Akley a une équipe de 600 hommes sur Thin Man. On a six gars.
Kaybımızdan dolayı çok üzgün olduğumuzu onun, dış işleri bakanlığının değerli bir elemanı olduğunu söyledim.
Leur ai dit qu'on était attristé de cette perte, qu'il était un parlementaire d'État très estimé.
- Burada eleman arıyorlar.
- Mec, ils engagent ici.
Benim elemanın sağı solu belli olmaz.
Mon type est un caractériel.
Farklı grupların hepsinin bir araya geldiği son toplantıda hepimizin yanında her hamlemizi izleyen iki güvenlik elemanı vardı.
Lors de la dernière grande réunion, on avait tous deux gardes du corps pour épier nos mouvements.
Partiye gitmiştim, sonra şu eleman çıkageldi.
J'étais à une fête et ce gars est devenu assez insistant.
Bir gün işe gittiğimde, birkaç eleman bir köşede, sakat işler konuşuyordu.
Au boulot, les mecs s'étaient planqués dans un coin.
Elemanıma güvenim tam.
Je crois totalement en mes employés.
Sana elemanımım...
Mes employés sont...
Beni besleyen bir sürü elemanım var ve büyük meblağlarla uğraşıyoruz.
J'ai une équipe d'enfoirés qui bosse pour moi, et notre trafic est sérieux.
Emily ile elemanı düşünerek o salonda iki saat oturamazdım.
Je ne pouvais pas reste assis dans ce cinéma deux heures en pensant à Emily et cet autre mec.
Fazladan eleman bulduğuna sevinecektir.
Il sera heureux du coup de main.
Maskeli eleman seni ne kadar süredir elinde tutuyor?
Combien de temps ce zigoto à lunettes t'a retenue prisonnière?
Benden önceki elemanın ismi Conrad Nolan'dı.
Le type qui avait le poste avant moi, il s'appelait Conrad Nolan.
Bu küçük elemanı hatırladın mı?
Tu reconnais ce petit gars?
- İki eleman Duluth'ta bana saldırdı.
Deux hombres s'en sont pris à moi à Duluth. Des Mexicains?
Yeni eleman sensin sanırım.
Donc vous êtes nouvelle ici.
Elemanın sana bundan bahsetti mi bilmiyorum ama sabah karavanıma girdiğimde içerde kıllı bir adam vardı. - Karavanı biz temin etmiyoruz.
Je sais pas si c'est à vous que je dois dire ça, mais il y avait un mec poilu à poil dans ma caravane.
Eleman "G Parkı Kralları" adından bir çetenin düşük seviye bir kapkaççısı.
C'est un petit coursier pour le gang des G Park Lords.
YAZ AYLARI İÇİN ELEMAN ARANIYOR COLE'LA İRTİBATA GEÇİN Bence duymuşlardır.
Ils ont entendu.
Yeni eleman mı?
- Le nouveau?
Kadın doğumdaki elemanı.
Le mec de l'obstétrique.
Yeni elemanım kontrol etti.
Mon nouvel homme a vérifié.
Otelin, bilgi teknolojisi elemanıyla konuştum.
J'ai parlé au technicien de l'hôtel.
İlk birkaç ay sadece 6 elemanın olacak.
Quatre d'entre-eux viendront d'Omaha.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]