Elim kolum bağlı translate French
297 parallel translation
Elim kolum bağlı.
J'ai les mains liées.
Elim kolum bağlı vaziyette.
J'ai les poings liés.
- İnanın, elim kolum bağlı. - Lütfen.
Je suis sans défense.
- Elim kolum bağlı.
- Mes mains sont liées.
Elim kolum bağlı.
Je suis coincé.
Elim kolum bağlıyken bunu yapamazdım.
Mais je risquerais d'être à court de personnel.
Seninde söylediğin gibi, şu an benim elim kolum bağlı.
Tout à fait. Je ne peux rien faire.
Sen gidip ikimizi de öldürtürken elim kolum bağlı oturabileceğimi mi düşünüyorsun?
Tuer? Absolument. Tu l'as dit toi-même.
Kapa çeneni! Elim kolum bağlı duramam.
Je lui dois bien ça.
Şimdi elim kolum bağlı ve herkes benden para dileniyor.
Maintenant je peux plus, et c'est moi qu'on tape.
Unutmadım, ama elim kolum bağlı.
Je n'ai pas oublié, mais j'ai les mains liées.
Elim kolum bağlı.
Je suis coincé par la loi.
Ben de elim kolum bağlı oturup izlemek zorundayım. Hayli garip bir projeymiş bu, Bay King.
C'est intéressant, M. King.
- Neden? - Elim kolum bağlı!
Je peux pas, je suis ligoté.
Yeminli kanun adamı olarak, Kızılderili bölgesine girip Provo'yu avlamaya yetkim yok. Elim kolum bağlı.
En tant que tel je n'ai pas le droit d'aller dans une réserve pour arrêter Provo.
Bu durumda elim kolum bağlı, anlamıyor musun?
Tu ne vois pas que c'est hors de mon contrôle?
Ama elim kolum bağlı idi.
Mais j'avais mains liées
Elim kolum bağlı, kalemim kırılmış ve ben beş yıl hiçbir şey yapmadan evde oturmayacağım!
Tu te crois si puissant pour tout chambouler tout seul? Je ferai le maximum. Je refuse de rester passif pendant 5 ans!
Burada elim kolum bağlı.
Je suis dans le pétrin.
" Üzgünüm, elim kolum bağlı.
" Désolé mains liées par la paperasserie.
Kahretsin, elim kolum bağlı.
Je suis bon à rien, ici.
Elim kolum bağlı!
Je suis coincé!
Hamish'e eğer o yaparsa onu öldüreceğimi söyledim. Bu yüzden elim kolum bağlı.
J'ai promis de tuer Hamish s'il le fait, donc je ne dois pas.
Ona, burada elim kolum bağlı oturmaktan, fazlasını borçluyum.
Je lui dois plus que de rester assis à ne rien faire.
Evlat, elim kolum bağlı.
Je n'ai pas le choix.
Sana sarılırdım, ama elim kolum bağlı.
Je te prendrais bien dans mes bras, mais j'ai ces menottes.
Babamla zamanında balığa çıktın diye, elim kolum bağlı oturmalı mıyım... -... sen paramı çarçur ederken?
Parce que vous pêchiez ensemble, je devrais te laisser jeter mon argent par les fenêtres?
İşe gideceğim ve elim kolum bağlı.
Je suis coincée au bureau.
Elim kolum bağlı. Yüzü silinmiş asiler yüzünden başka çaremiz yok.
Les rebelles sans visages ne nous ont pas laissé le choix.
Pazar günü elim kolum bağlı.
C'est le jour du bain, tu comprends?
Elim kolum bağlı ve ben bir şey yapamam.
Mes mains sont liées. Il n'y a rien que je puisse faire.
Eğer fikrimi beğenmediysen, elim kolum bağlı olacak!
Situn'aimespasmonidée, jenepeuxrienfairepourtoi!
İyilik yapmak isterdim, ama elim kolum bağlı. Belki de bu kıyafetleri giymek zorunda değilsindir.
Rebecca adore mon blouson de surfeur.
Komutanlık elim kolum bağlı oturmamı söylüyor.
On me dit de me croiser les bras.
Ama benim de elim kolum bağlı.
Mais j'ai les poings liés.
Elim kolum bağlı!
Mes mains sont attachées!
Uçağa gidemem, elim kolum bağlı.
Je ne peux pas monter dans l'avion, je suis désolée.
Çalışan tek yumurtalığım şu anda iş başında ve ben burada, elim kolum bağlı halde şu salakları dinliyorum.
Oui, je n'ai qu'un seul bon ovaire, il est en ébullition, mais je dois écouter ces minables.
Ama benim elimde değil, ve benim elimde olsa bile, elim kolum bağlı.
Mais vois-tu, ça ne dépend pas de moi. J'ai les mains liées.
Şu anda elim kolum bağlı durumda. Buradan ayrılamam. Ama yakınlardayım.
Je peux pas venir... mais je suis tout près de toi.
Bak, ee, Nina olmadan elim kolum bağlı kalıyor.
Sans Nina, je suis un peu coincé.
ÖAB benim suçlu olduğumu ispatlayacak test sonuçlarını beklerken yapacağım son şey elim kolum bağlı oturup beklemektir.
Je refuse de rester là à attendre le résultat d'analyses bidon.
- Üzgünüm Connie, elim kolum bağlı.
Désolé, j'ai les mains liées.
Bu konuda elim kolum bağlı.
J'ai les mains liées.
- Evet Binbaşı, ancak elim kolum bağlı.
- Je sais, mais je n'y peux rien.
Elim kolum bağlı. İstemesem de sana hayallerini vermem gerekiyor.
J'en reviens pas.
Elim kolum bağlı.
J'ai pas le droit.
yarından itibaren elim kolum dört aylığına bağlı olacak.
Demain on me fout un bracelet pour quatre mois.
Bu hiç hoşuma gitmiyor... ama elim kolum bağlı. Ne yapabilirim ki?
Cela me désole, mais j'ai les mains liées.
O zamana kadar elim kolum bağlı.
Sinon, je suis coincé.
Ve bütün zaman elim-kolum bağlı bekliyorum...
Et tout ce temps, je n'ai pas craqué...