Elimden gelen her şeyi yaptım translate French
163 parallel translation
- Evet, şimdi... Elimden gelen her şeyi yaptım. Özellikle sanat alanında.
J'ai tenté de faire ce que je pouvais, surtout dans le domaine des arts.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait ce que je pouvais...
Ama elimden gelen her şeyi yaptım.
Croyez que j'ai tout fait...
Elimden gelen her şeyi yaptım.
Je me suis battu avec tout ce que je pouvais.
Onu takip ettim ve yakalamak için elimden gelen her şeyi yaptım, fakat onu yakalamayı başaramadım.
Je l'ai poursuivi et j'ai tout fait pour l'attraper, mais j'ai jamais réussi.
- Lazere elimden gelen her şeyi yaptım.
- J'ai fait le maximum, pour le laser!
Unutma Michio seni düzgün yetiştirmek için elimden gelen her şeyi yaptım.
Tu ne me le pardonneras donc jamais, Michio, j'ai fait mon possible pour t'élever correctement.
# Senin için elimden gelen her şeyi yaptım.
Non, j'ai fait pour vous tout ce que je pouvais faire,
Birlikte kalmamız için elimden gelen her şeyi yaptım.
J ´ ai tout fait pour qu ´ on reste ensemble.
Ben elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait mon possible.
Kocanız için elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait ce que j'ai pu pour votre mari.
" Elimden gelen her şeyi yaptım ama olmadı.
" Mais nous avons fait de notre mieux.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait tout ce que je pouvais faire.
Buraya düşmemen için, elimden gelen her şeyi yaptım.
Tu sais que j'ai tout fait pour t'éviter ça.
Elimden gelen her şeyi yaptım, fakat boşuna çabaladığımı hissediyorum.
J'ai fait de mon mieux. Mais en vain, je vois.
Salvatore, senin için elimden gelen her şeyi yaptım.
Salvatore, j'ai fait tout ce que je pouvais pour toi
Elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai tout essayé.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
- J'ai tout essayé.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai tout fait pour ne pas y aller.
Senin için elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait le maximum.
Elimden gelen her şeyi yaptım mı?
Est-ce que j'ai fait tout mon possible?
Elimden gelen her şeyi yaptım fakat emir emirdir.
J'ai tout essayé, mais les ordres sont les ordres.
Şiddetle karşı çıktığım bir emir. Emri değiştirmek için elimden gelen her şeyi yaptım.
Un ordre auquel je me suis fermement opposé.
Benim yerime Elim'in suçlanması için elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait tout ce qui était en mon pouvoir pour faire accuser Elim à ma place.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait le maximum.
Hayatta tutmak için bir saatten fazla süreyle elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai tout essayé pendant plus d'une heure.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait tout ce que je pouvais.
Ben öğrenmemen için elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait tout ce que j'ai pu pour que vous ne le découvriez pas.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait ce que j'ai pu.
Elimden gelen her şeyi yaptım! Yalancı!
- J'ai fait tout ce que je pouvais.
Onlar için elimden gelen her şeyi yaptım.
Et vous avez pris ça pour une invitation?
Beni sevmesi için elimden gelen her şeyi yaptım. Hiçbiri işe yaramadı.
J'ai tout essayé... pour qu'elle m'aime, mais rien n'a jamais marché.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait ce quej ai pu.
Senin için elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait tout que je pouvais pour toi.
İnan ki Titzi... buraya zamanında yetişmek için elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait tout mon possible pour arriver à l'heure.
Yiyecek meselesine gelince elimden gelen her şeyi yaptım çünkü biliyorum ki...
A propos du repas, j'ai fait des pieds et des mains, car je sais que c'est... -
Bak! 15 yıl... Elimden gelen her şeyi yaptım.
15 ans que je me saigne.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
Je lui ai fait tout ce que je pouvais imaginer.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait tout ce que j'ai pu.
Onlara karşı hiçbir şey hissetmememe rağmen elimden gelen her şeyi yaptım.
Bien qu'ils me soient indifférents.
Elimden gelen her şeyi yaptım.
Je fais ce que je peux!
Mesele şu, Nagus, gouge maden alanında elimden gelen her şeyi yaptığımı hissediyorum.
Vous voyez, Nagus, j'ai l'impression d'avoir fait le tour de l'industrie minière.
Onun düzgün bir DJ olabilmesi için elimden gelen bütün lanet olası şeyleri yaptım, her şeyi denedim ama o Tanrı'nın cezası o.. çocuğu
Je me casse le cul pour chier des idées pour qu'il rentre dans le moule des DJ, et cette pourriture de...
Dominion ve Bajoran halkı arasındaki bağı güçlendirmek için elimden gelen her şeyi yaptığımın farkında mı?
Sait-il seulement que je fais tout mon possible pour renforcer les rapports entre le Dominion et les Bajorans?
Onu kurtarmak için elimden gelen her şeyi yaptığıma inanmak zorundayım. Onu korumak, yarı yolda bırakmamış olmak için.
Je dois croire que j'ai tout fait pour le sauver, pour le ramener sain et sauf, pour ne pas l'abandonner.
Bunu yapan kadını bulmak için elimden gelen... her şeyi yaptığımı bilmeni isterim.
Je fais tout mon possible pour retrouver cette femme.
- Elimden gelen her şeyi yaptım ama.
J'ai tout fait pour l'aider, papa.
Onu bulmak için elimden gelen her şeyi yaptım.
J'ai tout fait pour le retrouver.
Görüyorsun, ben her şeyi yaptım... bizi bir arada tutmak için elimden gelen her şeyi.
Tu vois, j'ai tout fait... tout fait pour que nous restions ensemble.
Elimden gelen, aklıma gelen her şeyi yaptım.
J'ai fait tout ce que j'ai pu. Tout ce qui me venait à l'ésprit.
Ama ben yaptım, l bunu durdurmak için elimden gelen her şeyi yapardı.
Mais si je l'avais su, j'aurais fait tout ce qui est en mon pouvoir pour les empêcher.