English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Elixir

Elixir translate French

239 parallel translation
"Geceleyin bu aşk iksirinden üç küçük damla : Ve tüm kızların kalbi senin olacak!"
Trois gouttes de cet elixir d'amour suffisent pour rendre toutes les femmes folles de toi!
Tüm suları tükenince, Bay Peachtree kovayı yıldırım iksiriyle doldurup katırlarına içirmiş.
Une fois leur réserve d'eau épuisée, M. Peachtree ici présent a versé deux litres de cette Elixir du Tonnerre dans un seau, pour leur mule.
"Dr. A. Locksley Hall'ün Kickapoo numarası ve yıldırım iksiri" yazıyor.
"Docteur A. Locksley Hall. " Huile de serpent kickapou "et Elixir du Tonnerre."
Yıldırım İksiri'nden içmek ister misin, Elder?
Une gorgée d'Elixir du Tonnerre?
Valium, Seconal, Paregoric?
Valium. Secobarbital. Elixir parégorique?
Ben ona "Dayanıklılık İksiri" ismini verdim.
Je lui ai donné le nom d'"Elixir de l'endurance".
O Nosferatu ki, gece olunca pençelerini kurbanlarına geçirir ve onların kanlarının cehennemî iksirini emer.
La nuit Nosferatu enfonce ses dents dans ses victimes et est nourri par le sang, qui est un élixir infernal de la vie.
O Nosferatu ki, gece olunca pençelerini kurbanlarına geçirir ve onların kanlarının cehennemî iksirini emer.
La nuit Nosferatu enfonce ses dents dans ses victimes, et se nourrit de sang, qui est un élixir infernal de la vie.
100 yıldan fazla yaşamaya kararlıyım... yeni iksirin, iddia ettiği şeyi yapıyorsa.
- Bien sûr. Bien. Je compte vivre 100 ans... et plus encore si votre élixir tient ses promesses.
Nerde benim sakinleştirici ilacım?
Où est mon élixir parégorique?
Sanki halka bir çeşit "gençlik pınarı" vaat ediyormuşuz gibi bir izlenim veriyor.
On dirait qu'on vend un élixir de jouvence.
Neptün'ün karışımı. Şimdi, derin nefes alın.
"L'Élixir de Neptune." Respirez profondément!
Oraya vardığımda halkın arasına karıştım ve, onlara her derde deva olacak bu yılanı anlatmaya başladım. Evet, bu yılan sayesinde bütün rahatsızlıklarınızdan kurtulabilirsiniz.
Le moment venu, je proposerai au public mon élixir secret, remède infaillible contre les douleurs, les spasmes, les engourdissements des membres et les problêmes du tronc.
Yaşam iksirini mi araştırıyorsun?
Tu cherches un élixir de vie?
- Choctaw bitkisel iksiri.
- Un élixir indien à base de plantes.
Senin aşkına layık olmaya çok hevesli olan sevgili müstakbel kocan cıva ve kükürtten yapılma "hayat ve ebedî gençlik özü" iksiri içti ve öldü.
Ton bien-aimé futur mari si désireux de mériter ton amour, a bu une potion de vif-argent et de soufre, l'élixir de la jeunesse éternelle, et en est mort.
Bende gücünüzü toparlayacak mucizevi bir iksir var.
Cet élixir vous réconfortera.
Bu kudretli iksiri içmeye başladı. Ve şimdi, bayanlar ve baylar Bay Yancey tam 111 yaşında ve mavi iksirin sağlığı geri kazandıran gücüne ve koruyuculağına minnettar.
Il a commencé à prendre ce puissant élixir, mesdames et messieurs, et aujourd'hui, il a 111 ans, grâce au pouvoir guérisseur et conservateur du Nectar Bleu.
Bu iksirin gücü kanıtlandı...
La vertu de cet élixir a été prouvée.
O İnsan kanının gençlik iksiri olduğuna inanmıştı.
Elle croyait que le sang humain était l'élixir de la jeunesse.
Mısır'da, anahtarı bulacağım hayat iksirinin anahtarını.
En Egypte, je trouverai la clef. La clef de l'élixir de la vie.
Bana 100 yıllık gençlik veren iksir bitti.
L'élixir qui m'a donné cent ans de jeunesse est épuisé.
Sadece büyük formülü arıyorum.
Je recherche seulement le grand élixir.
Evet, ve ben çabucak geldim, kraliçem, kimya dehamın son ürünü hayat suyunun son gizli denemelerinden
- Oui. Je reviens tout juste, ma reine, d'une dernière séance de tests de cet élixir, ce chef-d'œuvre chimique fruit de mon génie.
Ne tesadüf, elimde harika bir surup var tam da bu fiyata.
J'ai justement un flacon d'un remarquable élixir... que je peux sacrifier à ce prix-là.
Işık hızına yakın seyahat hayatın bir nevi iksiri.
Approcher la vitesse de la lumière... est en quelque sorte un élixir de jouvence.
Sapho suyu sayesinde zihin hız kazanır. Dudaklar lekelenir, lekeler de öğüt olur.
L'élixir de Sapho accélère la pensée... tache les lèvres, donc met en garde.
Nazik beyefendi, o sihirli içkiden bir kaç damla da bu dünyadan göçmüş zavallı, yaşlı bir adamla paylaşır mısınız?
Mon brave homme, pourriez-vous offrir... une goutte de cet élixir magique à un pauvre vieil homme moribond?
Nazik beyefendi, o sihirli içkiden bir kaç damla da bu dünyadan göçmüş zavallı, yaşlı bir adamla paylaşır mısınız?
Pourriez-vous offrir une goutte de cet élixir magique... à un pauvre vieil homme qui n'en a plus pour longtemps sur cette Terre?
Üzerinde bir aşk iksiri kullanabilirim
Je prendrais bien un élixir d'amour!
- Belki bana yardım edebilirsiniz bir Penthouse modelinin üzerinde kullanmak üzere bir aşk iksiri arıyorum tamamen kendini teslim etmesi için.
– Pourriez-vous m'aider? J'ai besoin d'un élixir d'amour en vaporisateur que je pourrais tester sur un certain animal domestique pour obtenir sa soumission absolue.
Hayat iksiri, bu güzel kokulu rahatlatıcı meyve özü.
Doux élixir! Ce nectar est un baume pour l'âme.
Geritol, Amerika'nın bir numaralı toniği.
Géritol, l'élixir N ° 1 de l'Amérique.
Ani etkili, enerji veren bir tonik. Kendinizi daha güçlü ve hızlı... hissetmenizi sağlar. Sizlere heyecanlı bir yarışma programı... takdim eder.
Géritol, l'élixir instantanément énergétique... qui vous rend plus fort... plus vite... vous offre le grand jeu télévisé...
Ve şimdi karşınızda Herbert Stempel ve diğer yarışmacımız. Geritol, Amerika'nın bir numaralı toniği sunar : 21.
Retrouvons Herbert Stempel et son challenger... grâce à Géritol, l'élixir de l'Amérique, qui vous offre "Vingt et un"!
Bir iksirin bu kadar çok fanteziyi harekete geçirebileceğinde şüphe duyuyorum.
Je doute qu'un seul élixir puisse avoir tant de propriétés.
Bakiremin... İksirimin.
Ma vierge... mon élixir.
İksirin var artık.
Ton élixir.
- O gizli iksirimin peşinde.
Il veut mon élixir secret.
Ama benim sihirli iksirimden sonra, daha iyi hissediyorlar.
Mais après mon élixir magique, tout est allé mieux.
Korku iksir gibidir.
La peur est comme un élixir.
Benim hatırladığım kadarıyla Habil başarılı bir doktordu ama ne zaman özel iksirini içse, Bay Kabil'e dönüşüyordu.
Si je me souviens bien, Caïn était un docteur célèbre mais il avala un élixir qui le transforma en M. Abel.
Nereden geldiğinizi bilmiyorum periler ama peri içeceğiniz güzel.
Je sais pas d'où viennent ces lutins mais j'aime leur élixir.
Kayıplar güçlü bir iksir olabilir.
Pourquoi devriez-vous l'être? Tout perdre peut être un élixir puissant.
İksirimiz var ya.
On a l'élixir.
Balonun benim için sihirli bir mutluluk iksiri yerine geçeceğini sanmıyorum.
Je ne pense pas que le bal puisse agir comme une sorte d'élixir de bonheur pour moi.
Sonsuz gençlik iksiri.
L'élixir de jouvence.
Gülme.
Ne ris pas. Il possède l'élixir de jouvence.
İksir yapmak için bakirelere ihtiyacı vardı.
.. pour préparer l'élixir.
8 araba dolusu teslim ettik ama hala iksir yoktu.
On en est à huit convois et toujours pas d'élixir.
Sende hiçbir şey yok. Ne giz ne de iksir.
Vous ne possédez rien, ni secret ni élixir ni rien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]