Emlakçı translate French
1,230 parallel translation
- Emlakçılık kasetleri.
- D'immobilier.
Hayır, bir emlakçı.
Non, il est agent immobilier.
Emlakçılardan korkuyorum.
J'ai trop peur des agents immobiliers.
Emlakçılardan korkmak mantıksız bir korku.
La peur des agents immobiliers est irrationnelle
İçlerinden bazıları emlakçı olacak.
Et il y aura des agents immobiliers.
Artık dönmek için çok geç. Emlakçılarla şansımı deneyeceğim.
On peut encore faire demi-tour et je ferai de mon mieux avec les agents immobiliers.
Crookston Emlakçılık'tan Bayan Caswell diye biriyle konuşmuştum.
J'ai parlé à Mme Caswell de l'agence immobilière Crookston.
- Emlakçı ol.
- Vendre des terrains.
Benim çok başarılı bir emlakçıda hissem var.
J'ai des parts dans une agence de location prospère.
Emlakçının ofisine elinde bir milyon nakitle giremezsin.
- Tu vas te présenter chez un agent avec un million de dollars en liquide?
Emlakçının ofisine elinde bir milyon nakitle giremezsin.
- Tu vas te présenter chez un agent avec un million en liquide?
Emlakçıya sordun!
Tu as demandé à l'agent immobilier!
- Başka bir emlakçı söyledi. Mükemmel bir güvenli ev olacak.
- Ça fera une planque parfaite.
Dün bir emlakçııyı bile yolladım.
Je fais visiter la maison. Un agent immobilier l'a vue hier.
Bahsettiği emlakçı ile Lindsay karşılaşmıştı. Emlakçı, kadının ev aradığını sanıyordu. Ben de bağımsız sayılırım.
C'est l'agent qui avait croisé Lindsay, et pensait qu'elle cherchait une maison.
Emlakçıymış o, Michael.
C'était un agent immobilier.
Emlakçıyla yarın getireceği çift için bu.
C'est pour l'agent immobilier Et le couple qu'elle fait visiter demain.
Tamam, onların en iyi emlakçısı, Clancy.
C'est leur meilleur agent immobilier, Clancy.
Benim gerçek bir emlakçı olduğumu düşünüyor.
Elle me prend pour un promoteur immobilier.
Nancy bizim emlakçımız.
Nancy... est notre agent immobilier.
Neden bir emlakçınız var?
Pourquoi... avez-vous un agent immobilier?
Emlakçı başka bir çiftin de teklifte bulunduğunu söyledi.
L'agent immobilier a dit qu'un autre couple avait fait une offre.
TJ'le emlakçıda buluşacağız.
Je dois y aller de toute façon
- Emlakçının numarası var.
J'ai... J'ai le numéro de l'agence.
Annem yoldaymış bende emlakçıların ilanlarına bakıyorum- - - Hey!
Maman est en chemin et je regarde la liste des propriétés...
Emlakçılık. Bu aralar makine işletmeciliği.
Comment il gagne sa vie déjà?
Evi, Amanda Reed'e satan emlakçıyı aradım.
J'ai appelé l'agent immobilier qui l'a vendue à Amanda Reed.
Emlakçım geliyor.
Mon agent immobilier arrive.
Paramızı emlakçıya verme zamanı geldi.
Il est temps de convertir notre liquide chez le type de l'immobilier.
Haftaya emlakçılık lisansımı alıyorum.
Avec Shane. Je vais être agent immobilier.
- Emlakçı olmak için çok çalıştım.
- J'ai bossé dur pour ma licence.
Emlakçı herif gene oraya gidiyor.
Le promoteur est intéressé.
Senin emlakçın mıyım ben, Rodney?
Je ne suis pas agent immobilier.
Lolita 14 kilo verdi ve kendine emlakçı lisansı aldı. Sanırım beni terk etmeye hazırlanıyor.
Lolita a perdu plus de 13 kg, elle a eu son permis pour vendre dans l'immobilier, elle va peut-être me lourder.
Hayır, emlakçıyla beraberdim.
J'étais avec le courtier immobilier.
Eddie Ferris, emlakçı... şey... genç bir kadın bir aylığına kiraladı dedi.
Eddie Ferris, le gérant... m'a dit, uh, qu'une jeune femme avait loué la villa ce mois-ci.
Bir yuva ararken emlakçınız hayatınızın büyük bir parçası haline gelir.
Quand vous cherchez une maison, votre agent immobilier joue un rôle capital.
Bahsettiğim gibi Woodland Emlakçılık çoğunlukla yazları satış yapan bir kurumdur.
Comme je le disais, Estates Woodland est principalement une communauté d'été.
Bu ikili Maxville'in önde gelen emlakçıları Steve ve Josie Stronghold idi.
Ils sont Steve et Josie Stronghold, les deux meilleurs agents immobiliers de la ville de Maxville.
Şehrin dışında emlakçılık yapan bir piliç.
- C'est la fille de l'agence du XVlle.
Lindsay Emlakçılık'ta bir iş teklif etti ben de bir süre onunla birlikte çalışmanın iyi olacağını düşündüm.
Il a eu un boulot au... au "Lindsay Acres job", et j'ai pensé que ça pouvait être une bonne idée de travailler avec lui pendant un petit moment.
Trädgårdsgatan'daki emlakçıya gidiyorum.
Je me dirige vers l'agence immobilière sur Trädgardsgatan.
Emlakçıda öyle söyledi. Ama seni tanımıyor tabii!
C'est ce qu'on m'a assuré, sans compter avec vous.
Emlakçı evin bir, iki ayda satılacağını söyledi.
L'agent immobilier dit que ça ne prendra qu'1 mois ou 2 pour vendre la maison.
Burayı güç bela gerçek bir emlakçıdan buldum...
J'ai à peine réussi à dégoter ça par mon agent immobilier...
Emlakçılarla işin nasıl gitti? Güzel bir ev buldun mu?
Alors, tu es passée à l'agence immobilière?
Emlakçı mı?
L'agence?
- Merhaba, Barb Hanson, emlakçı.
Bonjour, Barb Hanson, Exposition Realty.
Emlakçı ruhsatımı kaybedeyim mi istiyorsun?
Tu veux que je perde ma licence?
Emlakçı herifle ne işin var senin?
Ça ne m'étonne pas de toi.
Emlakçısın deği mi, tıpkı Robert gibi?
Et vous, vous êtes dans l'immobilier comme Robert?