Emlâkçı translate French
33 parallel translation
Emlâkçının ofisinde.
Au bureau des Agents Immobiliers.
Bakın Bay Baxter ben bir emlâkçıyım
Ecoutez, Mr Baxter, je suis agent immobilier.
Emlâkçı, sağır olduğum için sorun olmayacağını düşündü.
La cité a pensé que ce serait ok puisque je suis sourd
- Annem emlâkçı. - Dur yardım edeyim.
Ma mère est agent immobilier.
Bak, anlaşılan, sen emlâkçı değil kumarhane işletiyorsun!
Apparemment, vous possédez pas une agence, c'est le dernier des tripots.
Bu kız, Lisa Clark, sanırım o bir tezgâhtar, Carla Daniels da emlâkçı.
Lisa Clark, je pense qu'elle était vendeuse, et Carla Daniels, agent immobilier.
Bay Andrews, emlâkçım size uğrayıp eve göz atabileceğimi söylemişti. Eve zorla girilmemişti.
M. Andrews, mon agent immobilier m'a appelé pour que je visite cette maison
Satmayı hiç düşünmedik ama sonra emlâkçınız arayıp birinin eve bakmak istediğini söyleyince...
Non, merci. On ne pensait pas vendre, mais votre agent nous a appelé, disant que quelqu'un voulait la voir, donc...
- Emlâkçısınız, değil mi?
- L'agent immobilier? - Oui.
Bay Andrews, emlâkçım size uğrayıp eve göz atabileceğimi söylemişti.
- Avons-nous plein de tunes? - Pourquoi? Je me demandais.
Satmayı hiç düşünmedik ama sonra emlâkçınız arayıp birinin eve bakmak istediğini söyleyince...
Pourquoi tu te fais pas un sandwich? Et sors cet hybride d'ici, s'il te plaît.
- Daha yeni bir emlâkçılık lisansı aldım.
Je viens d'obtenir ma licence en immobilier. L'immobilier?
Bu, tam zamanlı emlâkçılığa başlayana kadar geçici olarak yaptığım bir iş.
Je fais ça en attendant de démarrer réellement l'immobilier.
Emlâkçılık derslerini karşılayacağım.
Je vais payer tes cours d'immobilier.
Harbiden, emlâkçılar ne hakkında konuşur?
Bon sang, de quoi parleras-tu?
Sen de öyle, Tom. Emlâkçıların efendisi Tom.
Vous êtes le fameux Tom, le gourou de l'immobilier.
Emlâkçım beni ekti.
Mon agent immobilier m'a posé un lapin.
Babam bir emlâkçıda çalışır ve içinde yaşadığımız evleri satardı.
Il travaillait dans l'immobilier mais il vendait les maisons où nous habitions.
Emlâkçı gelmek üzeredir.
Le promoteur va arriver.
Konu dışı bir soru : Emlâkçı mı? Emlakçı mı?
Vous êtes un broker ou un agent immobilier?
Radyoda "Emlâkçı" diye okuyan reklamları duyuyorum da. "Emlakçı" diye biliyordum.
J'entends sans arrêt "broker" à la radio.
- Hepsi aynı adamdan. Emlâkçı.
L'agent immobilier.
Korsak, emlâkçının kadının deli olduğunu iddia ettiğini söyledi.
Korsak dit que le promoteur immobilier prétend qu'elle était dingue.
Adi emlâkçımız burayı ziyaret etmiş.
Notre crapule d'agent immobilier ne va pas s'arrêter.
Bir emlâkçıdan Markus'un salon için yer baktığını öğrendim.
Un agent immobilier m'a dit que Marcus cherchait des salles.
Bir emlâkçıdan Markus'un salon için yer baktığını öğrendim.
Vous savez, un agent immobilier lui a dit que Markus cherchait un local pour ça.
Gitmeden önce söyleyeyim emlâkçı, bu akşam bana birkaç daire gösterebileceğini söyledi.
Au fait, l'agent immobilier me fait visiter des apparts, ce soir.
Hepimiz emlâkçı olduk!
Nous sommes des agents immobiliers!
Sen şu blog yazarı emlâkçı kadının kocası değil miydin?
C'était pas ta femme, cette courtière qui a écrit ce blogue?
Olduğum kişi gibi giyindim. Çok iyi bir emlâkçı olarak.
Je suis habillée telle que je suis, qui est un vraiment bon agent immobilier
Emlâkçılığa nerede başladın?
Ou as tu débuté dans l'immobilier?
Emlâkçı testine girmedim.
Je n'ai pas passé l'examen.
Ben satışı temsil eden emlâkçıyım.
Je suis l'agent immobilier représentant la vente de cet hôtel.