English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Ems

Ems translate French

220 parallel translation
EMS'de 10-32 durumu söz konusu.
On a reçu un 10-32 du SAMU.
EMS'nin 1979'de birleşmesinden enflasyon oranlarında belirli bir yönelme görüldü vergi eğrisinin meğili katkısıyla.
Depuis la création du SME en 1979... on observe une nette uniformisation des taux d'inflation... due à la baisse générale du rendement.
Bu da, EMS aracılığıyla, Almanya'nın, Avrupa'nın geri kalanına bir deflasyon önyargısı koyduğu fikrimizi kanıtlıyor.
D'où l'idée qu'une tendance déflationniste a été imposée... au reste de l'Europe par l'Allemagne via le SME.
Seroloji sonuçlarının, elektron mikroskopilerinin karşılaştırmasını aldım farklı proteinler için jelleri, GP... 120, 41, 24...
J'ai les résultats de sérologie comparative, l'EMS les gels pour les différentes protéines, GP... 120, 41, 24...
Acil durum mesajı gönder.
Envoyez un signal EMS au Voyager.
Tam olarak bizi aradıklarında henüz emin değiliz. Acil durum sinyalinin ulaşıp, ulaşmadığını bile bilmiyoruz.
Mais on ignore s'ils ont reçu le signal EMS!
Şimdi bu eski arkadaşlara elveda diyoruz : elveda Mud Pie, Bite'Ems, Eclairios, Chew'Ems, Kellogg's All-Fudge, Big Red Snack Foam, Milk Chuds, Eat'Ems.
Dites adieu à vos vieux amis, la tarte au chocolat, Bite'Ems, Eclairios, Chew'Ems, All-Fudge, Big Red Snack Foam, Milk Chuds, Eat'Ems.
Bir bakalım.. 16 tane gravy scrape'em, bir kova kızarmış domuz yağı, ve iki büyük, macho soslu meksika dürümü. Ve çok büyük boy olsun.
Alors, je prendrais 16 Gravy Scrape'ems, un seau de Twisty Lard et 2 Super Breakfast Burritos sauce Macho, et la taille mega s'il vous plaît!
Acil EMS takımı lazım.
Demande ambulance d'urgence.
Uçak kullanmak için tek fırsatları bu çünkü... Özel Görevleri kabul edeceklerdir. Harika bir B planı.
Le seul endroit où ils pourront piloter un jet,... ce sera chez moi, à l'EMS.
Edgar. Yerel polis ve EMS'ile irtibata geç.
Appelez la police et les urgences locales.
En kısa sürede EMS, Polis ve kurtarma ekiplerini bölgeye gönderiyoruz. Anlaşıldı CTU.
Nous envoyons en urgence la police et des équipes de secours.
EMS Çocuk hizmetleri ile bağlantı kurdu.
Elle est confiée à l'Assistance publique.
Muhtemelen daha şehri görmeden FEMA ya da EMS'den birileriyle karşılaşırsınız.
Vous allez sûrement tomber sur les organismes de secours comme la FEMA ou l'EMS avant même d'être en vue de la ville.
Ems, bu kız Char ve Shall'e kaba davrandı...
Ems, cette nana manque de respect à Char et Shall...
Hey, Ems?
Hé, Ems?
Tanrı aşkına, Ems. Yürüsene seni ezik şey!
Bon Dieu, Ems.
Ems ve Naomi gerçekten güzel arkadaşlar.
Ems et Naomi sont de très bonnes amies.
Yeah, katılsana. Ems
Ouais, décoince-toi un peu Ems.
eee... ne istiyorsun ems?
Donc... Tu veux quoi, Ems?
Değil mi, Ems?
Pas vrai, Ems?
İçinde ne var biliyorum, Ems.
- Touche pas.
Onu dinleme, Ems.
L'écoute pas, Ems.
Gitmem lazım. Em'le hastanede buluşucam.
Je vais voir Ems à l'hôpital.
Ama önce duş al Ems... Çok fena kokuyorsun ve hiç de güzel anlamda değil.
Prends une douche avant, car tu sens pas la rose.
Ems!
Ems! Mandy!
Bu doğru, değil mi Ems?
Hein, Ems?
Çünkü bu kötü olur, Ems.
- Ce serait mal.
Ems, kes şunu.
- Arrête.
Sağlık ekibi, size bırakıyorum.
- Fais-le! EMS, je vous le passe.
Em'ciğim, lütfen öldürme beni. Hiç belli olmaz.
Ems, ne me tue pas.
Çok üzgünüm Ems.
Je suis désolée.
İyi geceler, Ems.
Bonsoir, Ems.
Ems ile aranızda neler oluyor?
Quel est la chance pour qu'il y ait un Emily et toi?
- Hâlâ bir sorunun var Ems.
Ton problème est toujours là, Ems.
Çift taraflı kırmızı alarm Ems.
J'ai plusieurs codes rouges.
Şüphe uyandıracak birçok şey yaptım Ems ama katil barındırmak bunlardan biri değil.
Je fais plein de choses douteuses, mais pas héberger une meurtrière.
Eğer parayı geri çekersem Tyler'ın bir Grayson olma şansını mahvederiz. Ems, daha sonra ne yapacağını kim bilebilir ki?
Si j'arrête le transfert et ruine les chances de Tyler de devenir un Grayson, il fera quoi?
Ems, o bunları senin için istememişti.
Il voulait pas ça pour toi.
Git ve EMS'ye rapor et. Olabildiğince çabuk.
envoyer l'EMS aussi vite que possible.
Görünüşe bakılırsa ana sokağa çok fazla insan geldi. Ve sadece EMS ( Çevre yönetim birimi )'yi bekliyorlardı. ya da gelecek bir ambulans veya birisini.
Apparemment, beaucoup des gens sont venus jusqu'à la rue principale et étaient juste en train d'attendre une EMS ou une ambulance ou quelqu'un à trouver.
EMS ile bu konuyu çoktan konuştum.
Je me suis déjà arrongé avec EMS.
Yani, belki suçlu EMS değildir.
Je veux dire ce n'est peut-être pas l'EMS.
Cidden Ems.
Je suis sérieux.
O zaman iptal et gitsin, Ems.
Annule tout. Ça va au-delà de ça.
Fena halde kırmızı alarm, Ems.
Codes rouges, Em.
- Defcon 1 durumundayız Ems.
Nous avons un problème, Ems.
EMS kaptanı ile konuşun.
Allez voir le responsable des secours.
Doğru mu Ems?
Hein, Ems?
Lütfen.
- Je sais ce que c'est, Ems.
Bu arada EMS'e bir yaralı tahliye aracı göndermelerini söyle.
En attendant, envoie une équipe médicale, qu'ils prennent un hélico et qu'ils continuent à pied.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]