Eno translate French
20 parallel translation
- Sansini dene Eno.
- Essaie encore, Eno.
Eno.
Eno!
Eno, simdiye kadar Nueces veya Colorado'da olursunuz saniyordum.
Je vous croyais dans la nature.
4 çift çorap, çok sayıda atlet ve miden için Eno.
Quatre paires de chaussettes, plein de maillots, des cachets pour l'estomac.
Peder Cavanagh'ı zaten tanıyorsunuz. Bu da Peder Brian Eno.
Vous connaissez Père Cavanagh, et voici Père Brian Eno.
Eno Matsubara'ya doğru gidelim, manzaranın keyfini çıkarmak için!
Poussons jusqu'à Hainomatsoubara pour admirer le paysage.
Eno Matsubara'ya mı?
- Jusqu'à Hainomatsoubara?
Eno Matsubara'ya!
- Jusqu'à Hainomatsoubara!
Çünkü kızarmış olanı sadece açıp boşaltıyorum.
Alors tiens t'en à tes qualités. Maintenant, on s'occupe de Brian Eno.
Bundan sonra Brian Eno'nun yeniden düzenlenmiş hâli geliyor.
- C'est qui? - C'est moi - Moi qui?
Öyleysen, bugün mutlaka Brian Eno dinlemeliyim yoksa gözlerimi oyacağım.
Parce que si oui, il faut vraiment que j'écoute du Brian Eno aujourd'hui. Ou je vais m'arracher les yeux.
Şimdi, Eno, neden verilen görevleri yapmadın?
Eno, pourquoi tu n'as pas fait tes devoirs?
Bana Janus'un favori Brian Eno şarkısını hatırlatıyor mu?
Comme le morceau préféré de Janus par Brian Eno?
Eno, Replacements, Big Star.
Eno, Replacements, Big Star.
Çok büyük.
Eno-o-rme.
Yarın öğlen 5'te buluşup Eno White'ın orada toplanıp yukarı çıkacağız.
Demain, à 17 h, on se réunira et on ira près de chez Eno White.
Aslına bakarsanız, saat 5'te toplandıklarını biliyorum. 'Eno bilmem ne'nin arkasından tırmanışa geçeceklermiş.
Je sais qu'ils doivent se réunir à 17 h, ils vont remonter un chemin derrière chez un certain Eno.
Ahbap! Bu ko...
Mec, c'est éno...
- Nasıl gidiyor?
Bien, très bien c s | eno Oui Comment ça sa passe?
Efendim, teröristler ENÖ'den.
Monsieur les terroristes sont de OAN.