Escale translate French
397 parallel translation
Honolulu son durak.
Honolulu est le dernière escale.
Dangalak, bir sonraki durak San Francisco.
Prochaine escale, San Francisco, crétin!
Adamlar Tortuga'da dinleniyorlar.
Les hommes vont faire escale.
En yakın limandan 3500 mil uzakta bırakıyorsunuz bizi.
Me laisser à la dérive... à 3500 milles de tout port d'escale!
Hayır, sonraki gemi gelene kadar burada.
Non, non, elle fait escale entre deux bateaux.
Niyetiniz sürekli gezmek mi yoksa bir yerde uzun süre kalacak mısınız? Sanırım harika bir yolculuk- -
Vous voyagerez sans escale ou vous séjournerez quelque part?
Bana söylediklerini hatırladığım gibi, Keyes.Tramvaya bindik ve inme şansımız yok, yolun sonuna kadar.
Et aussi ce que tu m'avais dit, Keyes. Dans le même bateau... Embarqués sans escale...
- Neden geldiniz buraya?
- Pourquoi l'escale ici?
Fortaleza'da limana girdik.
On faisait escale à Fortaleza.
Turistlerin akın ettiği, yolu düşenin konakladığı mafyaların hedefi... Soğuktan kaçanlar için bir cennet, işsizler için bir işyeri.
La Mecque des touristes, une escale pour les gens de passage, une cible pour les gangsters, un refuge pour ceux qui fuient l'hiver, un lieu pour les gens travailleurs.
- Uçak ilk Kansas City'de durdu.
Oui, mais il a fait escale à Kansas City.
Ve gördüğünüz Rüyalar gerçekleşirler
Quand tes beaux rêves y font escale Ils sont éternels
Uçak her indiğinde telefonla ulaşmaya çalışacağım size.
Vérifiez là-bas aussi. Chaque fois que l'avion fera escale, je vous téléphonerai.
Azores'te durduk.
On a fait escale aux Açores.
Nereye varmaya çalıştığınızı anladım, ve diyebilirim ki bir uçak iki okyanusu da durmaksızın aşabilir.
- Je vois où vous voulez en venir. Il ne faudra pas longtemps avant qu'un avion puisse traverser l'océan sans escale.
Birazdan yola çıkacağız. Gemidekilerle beraber Texas'a gideceğiz.
Nous ferons escale à la Nouvelle-Orléans avant de mettre le cap sur le Texas.
Elysium'da kaldığı sürece gemi limanın bütün olanaklarından faydalanacaktır.
Pendant son escale ä Elysée, le navire fera un usage intensif des installations récréatives de ce port.
Kargo ve güvenlik sebepleri dışında ki bunlarla kişisel olarak ilgileniyorum bu limanda izniniz yok!
En raison du déchargement et des conditions de sécurité qui m'ont été rapportés, aucune permission ne sera accordée pendant l'escale!
Bana danışılmadığı için biraz kızdığımı söylemeliyim. Sonra ikimizin konuşabilmesi için bu limana gelmeyi düşündüm.
J'admets être froissé de ne pas avoir été consulté, mais j'ai réfléchi et cette escale est nécessaire.
Burası resmi, yetkili bir otobüs durağı!
Nous sommes dans une escale officielle, ce qui est pareil.
Villefranche'de 4 saat molamız var.
On fait escale cinq heures à Villefranche.
Bu sefer sadece 15 dakika mola hakkımız var, Corry.
Ça suffit. On a quinze minutes d'escale seulement.
- Ama saat dörtte Escale'de olacak.
- Il sera au Réaumur ou à l'Escale à 16h.
Saat dörtte Escale'de mi?
- 16h à l'Escale? Bon, d'accord.
Sırf Crassus, yanında iki şımarık, boya küpü tazeyle... Capua'da mola vermeye karar verdiği için!
Tout cela parce que Crassus a décidé de faire escale à Capoue... avec deux nymphes capricieuses et trop maquillées!
Dallas, Philadelphia, Columbus, Indianapolis, Terre Haute St. Louis, Tulsa, Oklahoma City, Denison'a gidecek olan otobüs 5. peronda kalkışa hazırdır.
Quai No 5, le car pour Dallas va partir. ll fera escale à Philadelphie, Columbus, Indianapolis, Terre Haute, St. Louis, Tulsa, Oklahoma City, et Denison.
Cebelitarık'ta limana girmeyeceğiz, ama eğitime vaktiniz olacak.
On ne fait pas escale à Gibraltar, mais ça ira pour votre entraînement.
- Buraya gireceğinizi tahmin ediyorum.
- Je suppose qu'on fait escale ici.
Bildiğiniz gibi, Tafoa batıda kalıyor.
On vous débarquera en toute sécurité à un port d'escale anglais dès que possible.
Avrupa'daki ilk ara liman.
la première escale en Europe
Marta ya da ona benzeyen biri bir sonraki limanda indi.
Marta, ou quequ'un qui lui ressemblait débarqua à l'escale suivante
Bir sonraki durağımız İsviçre!
Première escale, la Suisse!
Biliyordum, o yüzden hazırlıklıyım kulübede biraz balık var. Ve o balıklar denizden.
Je le savais, donc j'ai préparé... des poissons dans ma cabane au quai d'escale.
İşimin sonraki limanı.
Ma prochaine escale.
Şimdi sorun yalnızca bilet ücretinizse, ben gitmek istediğiniz yere kadar olan bileti size alacağım ama ilk duracağımız yerde bu gemiden ayrılmalısınız.
Si la question est de payer votre billet jusqu'à votre destination de choix... je le ferai. Mais vous devez descendre à la prochaine escale.
Gelecek durakta Kobe'de iniyorsun. - O halde kalıyorum.
Eh bien, descendez à Kobe, la prochaine escale.
Ama bir yerde durduğunu biliyoruz. Şunlara bak.
Mais il a fait une escale.
Vulcan üzerinden Altair VI'a gitmek üzere yoldayız.
Nous faisons route vers Altaïr VI avec une escale prévue sur Vulcain.
Hafta sonunda Atina'da olacak.
Elle fera escale à Athènes ce week-end.
Geçerken uğradık.
On fait une escale.
... Nihayet, ülkelerine dönmeden önce uğrayacakları son liman göründü...
Mais voici la dernière escale dans un port étranger avant de retrouver le sol natal...
Ve Paris'te de farklı olmayacak.
Et à l'escale de Paris, ça sera exactement le même truc.
Paris'e tahmini inme süresi 12.30.
Nous atteindrons Paris-Orly, notre prochaine escale à 12h30.
Ama bütün duraklarda kontrol yaptıklarını sanıyordum.
Aucune vérification à chaque escale?
- Onu bir Fransız limanında kaybettik.
- Nous l'avons perdue lors d'une escale.
Alitalia'nın AZ 611 sayılı New york - Roma uçağı hareket etmek üzeredir.
Départ immédiat du vol Alitalia AZ611 New York-Rome sans escale.
Hiçbir limana uğramadan mı gidecekler?
Ils vont directement à Malte? Sans escale?
Yolda bir yere uğrayacaklar mı?
Font-ils escale avant d'arriver?
08 : 25'de ayrılacak ve yol boyunca durmayacak.
Départ ø 8 h 25, sans escale.
İlk yanaştığımız yerde iniyorum.
Si vous faites demi-tour, je débarque à la première escale.
Almanya'yı terk ettiğimizde...
Après l'Allemagne, on a fait escale en Angleterre.