Espresso translate French
533 parallel translation
Dün gece var ya le drug store'da takılırken işte yani çocuklardan ikisiyle espresso deviriyordum ki
Tu vois, hier soir, j'étais super en scène au drugstore, je me tapais un super expresso avec deux potes de quartier quand soudain ce type genre nouvelle vague entre.
Reno mu? Hemen boşanmak için onu Meksika'ya yollayacağım.
Elle ira au Mexique pour un divorce espresso!
Bir espresso.
Un espresso.
Adı "espresso" ymuş.
Ils appellent ça un "espresso".
Ben sadece ekspreso alacağım. Teşekkür ederim. - Çok güzel.
Je prendrai juste un espresso.
Şarap, kokteyl, espresso?
Vin, cocktail, expresso?
Arkadaşıma bir espresso yapar mısın?
Un expresso pour mon ami?
" Chock Full O'Nuts, espresso...
" Chock Full O'Nuts, espresso,
Bizim espresso makinemiz bile yok ki.
Ils se vendent d'eux-mêmes.
Espresso makinem var.
J'ai ma propre Faema.
Üstünde kartal olan restoran espresso makinesi.
C'est une machine à expresso de pro, avec un aigle dessus.
Espresso?
Un espresso?
Espresso olsun lütfen.
Un expresso, si possible.
Espresso ister misin?
Vous voulez un expresso?
Espresso, duble espresso, kapuçino, duble kapuçino latte, duble latte, Yemen kahvesi, duble Yemen kahvesi sütlü kahve, macchiato, duble macchiato caffe bianco, ya da yerli kahve.
Espresso, double, cappuccino, double, café au lait, double, moka, double, caffè con panna, macchiato, double, caffè bianco ou mélange maison?
Belki bir fincan espresso için bir kafeye uğrardınız, New York Times'ın pazar baskısını ve, kahvaltı için taze ve sıcak bagel alırdınız.
Peut-être que vous iriez dans un petit café pour une tasse d'espresso, prendriez l'édition du dimanche du New York Times, et quelques bagels chauds pour le petit-déjeuner du lendemain.
"İki espresso" dedi.
"Deux expresso", il a dit.
- Espresso? - Hayır, sağolun.
Un petit expresso?
Pellegrino, espresso, şampanya.
Pellegrino, espresso, champagne?
- Ben kafeinsiz espresso alacağım.
- Un expresso décaféiné.
Bir espresso ya da kapüçino alabilir miyim?
Y a-t-il un espoir d'avoir un espresso ou un cappuccino?
Nasıl yazılıyor acaba.
Comment épeler espresso ou cappuccino.
Espresso?
Expresso?
Duble ekspresso lütfen.
Double espresso, s'il vous plaît.
Sanat galerisinde sana limonlu espresso mu yapmıştım?
Je t'ai fait un expresso à la galerie d'art, avec un zeste.
Espresso korkunç.
C'est pas bon, l'expresso!
Bu bir espresso makinesi.
Une machine à expresso.
Buraya bir espresso ve latte alabilir miyim, lütfen?
Je peux avoir un expresso et un lait chaud?
Sana bir espresso daha alayım.
Je prends un autre café.
Sana bir espresso servisi yaptım Starbucks'ta. Espresso.
Je t'ai servi un expresso.
Bir espresso. Evet, Bu benim içeceğim. Muhtemelen ondan.
Ma boisson préférée.
- Bir şey isteyen var mı? - Ben bir espresso alırım.
- Quelqu'un veut quelque chose?
Kapuçino, ekspreso, sütlü kahve?
Cappuccino, espresso, café au lait?
- Duble ekspreso. - Benim.
Un double espresso.
- Evet, süzme mi espresso mu?
- Filtre ou soluble?
Evet. Espresso.
Oui, un triple expresso.
İki espresso ve bir tiramisu sonra Sean'ın, üç erkek kardeşin en küçüğü olduğunu kendi yatırım şirketi olduğunu ve daha yeni aldığı bir daireye taşınmak üzere olduğunu öğrendim.
Deux express et un tiramisu plus tard... je savais que Sean était le cadet de trois frères... avait sa maison de placement... et se préparait à s'installer dans un condo qu'il venait d'acheter.
Bu espresso. Yani, kahve-zilla.
C'est que c'est de l'espresso, Du genre café-zilla.
Ermalinda ona kendi kendine expresso yapmayı öğrettiğinden beri kendini bir şey sanıyor.
Depuis qu'Ermelinda lui a appris à faire l'espresso il se croit adulte.
Duble espresso getiririm.
Je lui donnerai un double express.
Bir bardak daha espresso ister misin?
Voudriez-vous un autre espresso?
- Espresso ister miyim?
- Un autre espresso?
Sen espresso içmeme katılmazken ben neden sorunu cevaplayayım?
Vous ne vous engagez pas pour un café, alors pourquoi répondrais-je?
Hakikaten espresso içmene katılacağım.
Je m'y engagerai.
Borcunu çalışarak ödersin diye düşünmüştüm. Klübe gelip çocuklara espresso yapar geitr götür işlerine bakarsın. Böyle şeyler.
Pour te racheter tu bosseras au club, tu feras les expresso pour les gars, des trucs comme ça.
- Espresso olarak düşün.
- ll est de la semaine dernière.
Espresso içmeye gidelim mi? Mocha içip şeker de depolayabiliriz.
Dis donc, on va se shooter au café mocha sucré?
Kafeinsiz kapuçino primo, yağsız magnifiço, duble espresso.
Un cappuccino décaféiné, un magnifico, un espresso regolare.
Bana espresso. Ne istersin, Paul?
Je vais prendre un espresso.
Bir medium du jour, bir espresso.
Un café du jour et un espresso regolare.
- Ben bir Espresso alayım.
Si ça veut dire : vendre ton maquillage, c'est non!