Etats translate French
10,332 parallel translation
Kimlikleri ve Pasifik Eyaletleri'nde bulunma sebepleri doğrulandığı an tüm belgeleri geri verilecektir.
Aussi tôt que leurs identités sont vérifiées ainsi que leurs motifs de séjour dans les Etats Pacifiques, tous leurs documents leur seront restitués.
Elindeki bir diplomatik bilet ve Pasifik Eyaletleri'ndeki herhangi bir uçağa kimlik tespiti yapılmadan binebilmeni sağlıyor.
Voilà un billet diplomatique qui vous permet de prendre n'importe quel vol pour les Etats Pacifiques sans papiers d'identité.
Göçtü. Ve annem de babamı bulmak için ABD'ye gitmek istiyor.
Et maman veut aller chercher papa aux Etats-Unis.
- Amerika Başkanı mı?
Le Président des Etats-Unis?
Pasifik Eyaletleri'ne hiç gitmedim Rudolph.
Je n'ai jamais été dans les Etats Pacifiques, Rudolph.
Pasifik Eyaletleri'nde ticari bir iş görüşmesi falan yoktu.
Il n'y avait pas de mission commerciale dans les Etats Pacifiques.
Sen Birleşik Devletler'İn başkanısın.
Tu es le président des Etats-Unis.
Benimle Amerika'ya dön.
Reviens aux Etats-Unis avec moi.
Ben Birleşik Devletler başkanıyım. Biz Amerikalılar için çalışıyoruz.
Je suis le président des Etats-Unis nous travaillons pour les américains
Televizyonunu şu an açanlar için Birleşik Devletler başkanı ilişki yaşadığı kadını ziyaret ediyor gibi görünüyor.
Pour ceux qui viennent de se connecter, le président des Etats-Unis semble être allé voir la femme avec qui il a une liaison.
Susan Ross, ABD'nin ikinci kadın başkanı olarak görevi almaya hazır mısın?
Etes-vous prête, Susan Ross, de prendre votre place en tant que seconde femme Président des Etats-Unis?
Ama Birleşik Devletler Başkanının konumu çok yüksek ve o öyle olmalı...
Mais le Président des Etats-Unis est à un niveau supérieur, donc il devrait l'être.
Ayrılıkçılar Kursk'deki Sovyet füze rampasını kaçırıp Birleşik Devletler'e kıtalararası balistik füze fırlattılar.
Les séparatistes avaient pris un dépôt de missiles soviétiques a Kursk et lancé un missile balistique sur les Etats Unis.
Eminim FBI'da seni sorgulamaya can atıyordur.
Puis vous expulser vers les Etats-Unis, où le FBI voudra vous interroger aussi.
Diğeri ise Amerika'ya sığınma talebinde bulundu.
L'autre demande l'asile aux Etats-Unis.
Burada büyük bir sızma olayını nasıl yaşadığımızı Avrupa'nın ve Birleşik Devletler'in güvenliğinin tehlikeye girmesini ve bunları düzeltecek en iyi kişinin ben olduğumu da açıkla.
Explique que nous avons subi une importante pénétration, ce qui met en danger la sécurité de l'Europe et des Etats-Unis, et que je suis la meilleure personne pour réparer ça.
Amerika'ya döndüğünde bunları daha net düşünüp bir çözüme varacağım.
Une fois qu'elle sera de retour aux Etats-Unis, je pourrais mieux réfléchir, à comment régler ça.
Şunu düşünüyorum : Son 15 yılda Amerika'nın izlediği dış politika kadar dünyayı tehlikeli hale getiren hiçbir şeyin olmadığı.
Ce que je pense c'est... rien n'a rendu le monde plus dangereux, ces dernières 15 années que la règlementation extérieure des Etats-Unis.
5 milyon dolar ve yeni bir kimlikle Amerika'ya sığınma talebi.
Cinq millions de dollars et un droit d'asile aux Etats Unis sous une nouvelle identité.
Wisconsin'da büyüdüm ben. Ülkeden bile hiç çıkmadım.
Eh bien, je grandi dans le Wisconsin, et je l'ai même jamais quitté les Etats, donc...
Tutuklansaydın, Nazilerin seni öldürmesi ne kadar sürerdi? Artık görevimiz seni Pasifik Eyaletleri'nden sağ salim çıkarmak.
Notre mission maintenant est de vous sortir des Etats du Pacifique vivant.
El Gato nun ismini bulmamız lazım San Pedro Sula da 90ların ortasında aktif bir kaçakçı ve 2010 da bölgeyi üçgene alırsak
Nous cherchons le nom d'El Gato, un passeur actif à San Pedro Sula dans les années 90 et dans le Nord-Est des États-Unis en 2010.
Ama biliyormusun Amerika ve Honduras ın yüzyıl önce işlenmiş suçlar için bile suçlu iade anlaşması var
Saviez-vous que les États-Unis et le Honduras ont un accord d'extradition qui remonte à plus de cent ans?
- Bir iş için Pasifik Eyaletleri'nde.
Sur une mission dans les États Pacifiques.
Özellikle de Pasifik Eyaletleri'nin bugünü resmi olarak kutlamadığını düşünürsek.
Particulièrement depuis que les États Pacifiques ont choisi de ne pas formellement célébrer l'occasion.
Pasifik Eyaletleri'ndeki iş neydi?
Où les États Pacifiques vous ont assigné?
1947'de bugün Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin şartlı teslim olmasından 2 sene sonra Amerika'yı özgürleştirmek için yapılan kanlı mücadele nihayet makul bir şekilde kazanıldı.
Depuis ce jour de 1947, deux ans après la capitulation du gouvernement des États-Unis d'Amérique, la sanglante bataille pour libérer l'Amérique a été finalement et intelligemment gagnée.
- Savcıyı ben ararım, kendisi arkadaşım.
J'appelle le bureau du procureur des États-Unis. On est amis.
Kilometre performansına bakınca anlarsınız zaten.
Regardez le kilométrage. Mais maintenant, il est avocat aux États-Unis.
Dedin ki, "Hayır Abby, Birleşik Devletler Başkanı ile yatmıyorum." ... hemde yüzüme bakarak sonra o kürsüye çıkmak zorunda kaldım ve tüm ekibimin önünde küçük düştüm.
Tu as dit, "non, Abby, je ne couche pas avec le président des États-Unis", en me regardant dans les yeux, et j'ai du monter sur ce podium, et me faire humilier devant mes pairs.
Kongrenin önünde elini incile basıp, Amerika Birleşik Devletleri Başkan'ı olarak yemin edecek ilk kadın olacaksın.
Tu vas être la première femme a poser sa main sur la Bible en face du Capitole et à jurer d'être... La présidente des États-Unis d'Amérique.
Siz Birleşik Devletler Başsavcısısınız.
Vous êtes le procureur général des États-Unis.
Görevim olan Birleşik Devletler Başkan Yardımcılığını bırakmak istiyorum.
Je veux quitter mon job comme Vice-Présidente des États-Unis.
Babam, ABD hükümetiyle işbirliği içinde gizli bir serviste çalışıyordu.
Mon père dirigeait une agence secrète de renseignement au sein du gouvernement des États-Unis.
Beni, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkanı yapacaksın.
Tu vas faire de moi la Présidente des États-Unis.
Almanya gizlilik yasalarındaki formaliteleri aşarken Amerika'da onlar için ajanlık yapacakmış.
L'Allemagne contourne ses lois de protection de la vie privée en laissant les États-Unis espionner à sa place.
Onu ilk iş olarak Amerika'ya giden uçağa atarız ve dünyanın en pahalı avukatları bile bizi durduramaz.
Nous la mettrons dans un avion direction les États-Unis, et tous les avocats onéreux du monde ne pourront nous arrêter.
Odum bizim meselemiz, sizin değil.
Il est recherché aux États-Unis.
ABD'nin göçmenlik işleri, Dante'nin Cehennemi'nin onuncu halkası arşiv desen şehir plânlamacılara satılma riski altında.
L'immigration des États-Unis pourrait bien être le 10e cercle de l'Enfer de Dante. Les archives ne sont pas à l'abri des promoteurs.
Ama siz, Suriye'nin yeni Başkanı olarak- -... özgür seçimler vaat edip, demokratik reformlar yapıp Amerika'nın desteğini alacaksınız.
Mais vous, en tant que nouveau président syrien... promettant des élections libres, des réformes démocratiques... vous aurez le soutien des États-Unis.
Şu anki ABD başkanı kim?
Qui est l'actuel président des États-Unis?
Sana daha en başından açıkladım. Benim için çalışmıyorsun, Amerika için çalışıyorsun.
J'ai été claire avec toi dès le début tu ne travailles pas pour moi, tu travailles pour les États Unis.
Tam bu noktada Amerikan güvenliğinden ödün vermemin gerekmediğini mi söyleyeceksin?
C'est le moment où vous me me dites que je n'aurais jamais à compromettre - la sécurité des États-Unis?
Ivan, Rusya ve Amerika arasındaki o silahları yok etme anlaşma tasarısına yardım etti.
Ivan a aidé à rédiger l'accord entre la Russie et les États-Unis pour éliminer ces armes.
Ajan Rice'ın, ABD'de cinayetten aranan bir adama yardım ve yataklık ettiğini düşünmek için sebeplerimiz var.
On a des raisons de croire que l'agent Rice aide et soutient un homme recherché pour meurtre aux États-Unis.
Pasifik Eyaletleri'nde yaptığınız hainlikten haberim var Heisenberg Silahı için olan planları Araştırma Bakanlığı'ndan çaldınız ve Japon Bilim Bakanı'na ulaştırdınız.
Je suis au courant de la trahison que vous avez commise dans les États du Pacifique : voler le design de l'appareil d'Heisenberg du Reichforschungarat, le passer au Ministre des Sciences Japonaises.
Seni ABD'ye geri gönderiyorlar.
Ils te renvoient au États-Unis.
Aynı reddedilen sevgili olamaz, iki kadın da farklı eyaletlerden.
Sûrement pas le travail du même amant éconduit, vu que les 2 femmes vivaient dans différents états.
AVRUPA BİRLİĞİ VE BİRLEŞİK DEVLETLER TEMSİLCİLERİ MEVCUT KRİZE DİPLOMATİK BİR ÇÖZÜM ARAMAK İÇİN YANUKOVİÇ'LE GÖRÜŞÜYORLAR
DES REPRÉSENTANTS DE L'UNION EUROPÉENNE ET DES ÉTATS-UNIS RENCONTRENT IANOUKOVITCH POUR TROUVER UNE SOLUTION DIPLOMATIQUE À CETTE CRISE
Birleşik Devletler, Küba'ya ambargo uyguluyor.
Les États-Unis imposent un embargo sur les armes contre Cuba.
Çevre eyaletleri kullanarak daralt.
Limite ça aux états voisins.