Etmiyor translate French
8,874 parallel translation
Bu adam bana hiçbir şey ifade etmiyor.
Je me souviens pas. Je aucuns souvenir de ce gars.
Bu hâlim geçek beni temsil etmiyor.
Ça ne reflète pas qui je suis.
Senden nefret etmiyor evladım.
Il ne te déteste pas, ma chérie.
Nereye koysam içim rahat etmiyor.
Où que je le mette, ça ne va pas.
İşsizlik doğal felaket teşkil etmiyor, sayın Başkan.
Le chômage n'est pas une catastrophe naturelle, M. le Président.
- Acısı fark etmiyor.
- Peu importe.
Çünkü benim acım da fark etmiyor.
La peine importe peu.
Birleşmiş Milletler? Bana bir anlam ifade etmiyor.
Je n'ai que faire de l'ONU.
Peki, kimse nefret etmiyor, herkes onu seviyordu.
Ok, personne ne la détestait, tout le monde l'aimait.
Gördünüz mü? Shirley olmuş, olmamış, fark etmiyor.
Vous voyez, Shirley, pas Shirley, quelle importance?
Hiçbir şey ifade etmiyor.
Ça ne compte pas.
Varlığım sizi memnun etmiyor.
Ma compagnie ne vous plaît pas.
Bu gece yine dans etmiyor muyuz?
Alors, on va encore "pas danser" ce soir?
Yani Andersen TL sizin için hiçbir şey ifade etmiyor?
Donc Andersen T and L ne vous dit rien.
- Ustamız misafir kabul etmiyor.
- Le maître ne reçoit pas d'invités.
Dans etmiyor musun Ross?
Pas de danse, Ross?
Hanımların hiçbiri seni kabul etmiyor mu?
Ces dames ne veulent pas de vous?
Dans etmiyor musun Elizabeth?
Vous ne dansez toujours pas Elizabeth?
Kardeşin bunu hak etmiyor.
Votre sœur mérite mieux que ça.
- Sanırım sorun etmiyor.
Je crois qu'il l'a bien pris.
Hak etmiyor da.
- Merci John.
Ve sen böyle hıçkırman hiç yardım etmiyor.
Et toi... pleurnicher n'aide en rien.
Çünkü hak etmiyor.
Parce qu'elle ne le mérite pas.
Yardım etmiyor o. - Bellamy, adamım Monty nasıl?
Comment s'en sort mon petit Monty?
Bundan daha iyisini hak etmiyor muyuz?
On ne mérite pas mieux que ça?
- Artık bir şey ifade etmiyor.
Ça n'a plus de sens.
- Bana etmiyor işte.
Pas pour moi.
Halat makaraya takılmış, hareket etmiyor.
La corde est coincée dans la poulie... ça ne bouge pas.
Yaşadıklarımız bir şey ifade etmiyor mu?
Tu n'as pas compris ce que ça voulait dire?
Freya'm, senin bu sözde ailenin güçlerin için seni kullandığını fark etmiyor musun?
Ma Freya, tu réalises que ceux que tu aimes appeler ta famille t'utilisent seulement pour ton pouvoir.
Bunun için ölmeyi hak etmiyor.
Il ne mérite pas de mourir pour ça.
Cadının tekinin lütfuna göre hareket etmek beni alakadar etmiyor.
Chercher les faveurs de certaines sorcières ne me concerne pas.
Bu isimle gelen acıları Hope hak etmiyor.
Toute la douleur qui vient avec ce nom, elle ne mérite pas ça.
Bu seni memnun etmiyor.
Ça ne te fait pas plaisir.
Birlik artık sana karşı bir tehlike teşkil etmiyor.
Tu n'as plus rien à craindre de la Ligue à présent.
- Kimse bir şey fark etmiyor.
- Personne n'a rien remarqué.
Tatlım, sanırım senden pek haz etmiyor.
Eh bien... chéri. Il est très... déçu par vous.
Mutlu olmayı hak etmiyor muyum?
Je mérite bien d'être heureuse, non?
Maurice bu önemli bir gelişme ama Beloff ve yardımcısının buraya gelmesi için bir kanıt teşkil etmiyor.
Maurice, nous avons bien progressé mais ça ne constitue pas de preuves et Beloff et consorts ne se dérangeront pas pour si peu.
Bu beni hiç mutlu etmiyor Lucious.
Je ne suis pas heureux à propos de ça, Lucious.
Senin gibi biri için bu hiçbir bok ifade etmiyor ama benim için çok önemli!
Tu t'en fous peut-être, mais moi, je m'en fous pas!
Bunu sorun etmiyor musun?
Ça te gêne pas?
Hiç merak etmiyor musun?
- Exactement. Tu n'es pas curieux?
Pes etmiyor ama ilerleme de kaydetmiş değil.
Il n'abandonne pas mais n'a toujours aucune piste.
Kardeşim beyazlardan nefret etmiyor. Kafkas kız arkadaşı var.
Mon frère n'est pas raciste, son amie est blanche.
Onun çocukları var. Onları kendi çocuğun olarak kabul etmiyor musun?
- Vous faites une différence?
Gerçek şu ki, evde çocukların olması bu adama hiçbir anlam ifade etmiyor.
Le fait que les enfants soient à la maison ne signifie rien pour cet homme.
Kendisi ziyaretçi kabul etmiyor bayım.
Il refuse les visites.
Duyduğum kadarıyla devam etmiyor.
Pas que je sache.
Cass adaleti hak etmiyor mu?
Ou vous voulez un tueur en liberté par ici?
- Evlilikten nefret etmiyor musun?
Tu détestes le mariage.