Euclid translate French
68 parallel translation
Euclid Sokağı, Wilkes-Barre, Pennsylvania. Şöyle yazmış, "Kızımın, anne artık Bebek Nefesi kullandığın için... bize kitap okuman çok eğlenceli, demesi çok heyecan vericiydi."
Une ménagère de Pennsylvanie nous écrit que c'était merveilleux d'entendre sa fille dire :
- Nat'ın şarküterisinden. Euclid Caddesi'nde.
- Aux Délices de Nat, Euclid Avenue.
Bir sürü kompleksim vardı, Euclid kompleksi, sonra...
J'ai eu plusieurs complexes : le complexe d'Euclide...
En kötü ikinci haberse dün gece kokain için para isteyen birkaç çocuğun Euclid Bulvarı'nda 80 yaşında bir ninenin boğazını kesmesi. Hepsi Dallas'ta.
Autre mauvaise nouvelle, des ados qui voulaient de l'argent... pour acheter du crack hier soir ont égorgé une mamie de 80 ans... sur l'avenue Euclide ici à Dallas.
All Saints.
- La Toussaint, sur Euclid.
8 : 00 p.m. 6947 Euclid.
20 h. 6947 Euclide. Pas du tout.
- Euclid Caddesi.
- Euclid Street.
" Daha fazlasını öğrenmek isterseniz, 13. Euclid sokağına gidin.
Pour en savoir plus, venez au 13 rue Euclide.
Biriniz 46 Euclid'e gidiyor.
Livraison au 46 Euclid Street.
Söylediğine göre öğretisini mahvetmek istemiyor, 46 Euclid'e daha fazla porno taşımak istemiyor.
Il ne veut pas foutre en l'air son karma en livrant des cassettes pornos au taré du 46 Euclid Street.
1-7-4-9-5 Euclid.
1-7-4-9-5 Euclid.
2348 Euclid. Bip bip bip!
2348 Euclid.
46 Euclid acil sipariş.
Un pli urgent pour le 46, Euclid.
46 Euclid kapatıldı.
Il a été incarcéré.
- Crash. 1313 Euclid. Bir bar.
Au Crash, 1313 Euclid.
Euclid Sokağı.
52 903 Euclid Street.
Kızlar yetimhanesi işletmeye başlamadan önce... şişko Bayan Anderson Euclid Caddesi'nde... erkekler yetimhanesi işletiyordu. Her sabah saat beşte, inek çanını çalarak... hepimizi uyandırdıktan sonra... koca kıçıyla erkekler yatakhanesinden... çıktığını görürdüm.
Avant de diriger un orphelinat pour filles, la grosse Mme Anderson dirigeait un orphelinat pour garçons sur Euclid Avenue, je la voyais sortir du dortoir des garçons en se dandinant, à 5h du matin, tous les matins, après avoir sonné cette foutue cloche à vache,
O 7 dolar 60 küsur senti ona vermek zorunda kalmıştım. Annem parayı, kapıya... 1, 2, 3, 4 kere vurmadan önce... elime sıkıştırıp, koşarak Euclid Caddesi'nde kaybolmuştu.
J'ai dû lui donner les 7 $ et 60 cents que ma mère m'avait mis dans la main, juste avant qu'elle ne frappe 4 fois à la porte et ne s'enfuie à toute vitesse sur Euclid Avenue,
Euclid'den Eddie Burke'yi hatırladınızmı?
Ou peut-être que oui Vous vous souvenez d'Eddy Burke qui habitait rue Euclid?
Euclid ırmağının üstünde eski bir üstgeçit vardı.
Il y avait une passerelle au-dessus de l'Euclide.
Born Bulvarı'ndan, Euclid Caddesi'ne kadar geçen birkaç kısa lâhza içinde Harold'ın hayatına dair tüm hesaplar tüm kurallar ve tüm doğrular bir bir yok olup gitmişti.
L'espace de quelques instants, du boulevard Born à l'avenue EucIide, tous Ies calculs, Ies règles et Ia précision de sa vie s'évanouirent.
43.cadde ile Euclid civarında.
Sur la 43e et Euclid.
Fark ettik ki elimizdeki şey, Euclid Ormanı probleminin klasik bir örneği.
Nous avons réalisé que c'était un exemple classique de "Verger Euclidien".
142 Euclide marka bilgisayara Linux kurulumu.
On a une installation réseau à Ventura, au 142 Euclid.
Kenara falan çekemem. - Bir eve gidip Linux...
Ecoute, j'ai pas le temps là, je dois faire une installation au... 142 Euclid?
- 142 Euclid mi? Bil bakalım seni kim çağırttı.
Qui a téléphoné à ton avis?
O Euclid Caddesinde ben de Lebanon, Indiana'da oturuyordum.
Elle était à Euclid St. Et j'étais à Lebanon, Indiana.
Euclid caddesinden mi gideceksin?
Tu passes par Euclid Avenue?
Euclid caddesi, kuş uçuşu olarak daha kısa ama barındırdığı hız tümsekleri, iki nokta arası sürüş zamanını oldukça düşürüp, verimsiz bir seçim olmasını sağlıyor.
Euclid Avenue est plus courte à vol d'oiseau, mais il y a des dos d'âne qui augmentent nettement ton temps de trajet, c'est donc un choix moins pertinent.
Tanrım, Euclid caddesi olmaz!
Non, pas Euclid Avenue!
Yem 18 Euclid caddesi yönünde kuzeye gidiyorum.
Leurre n ° 18 on se dirige au nord, vers Euclid.
21917 Euclid Caddesi.
21917 Euclid Street. Appartement six.
6. kat. 21917 Euclid Caddesi, 6. kat.
21917 Euclid Street, unité six.
Herkesin bildiği gibi 105. yolun doğusu, ve Cleveland'ın Euclid bulvarı trafik ışıklarının kontrolü için ilk yaya düğmesinin konduğu yerdir.
Tout le monde sait qu'à l'intersection de la 105e Est et de l'Avenue Euclid, à Cleveland, fut implanté le premier bouton pour les piétons qui permet de contrôler les feux.
Cuyahoga Vadisi Parkı, Euclid Koyu.
Cuyahoga valley park, Euclid creek.
1-K-53, 2926 Euclid'e... destek istiyoruz, cinayet şüphelilerinin...
1-King-53, demande des renforts au 2926 Euclid à Boyle Heights avec des suspects de 187...
1-K-53, 6B289D6 plakalı beyaz minibüsü Euclid'in batısında... güneye doğru takip ediyoruz. Barano'dan çıktık.
1-King-53, on poursuit un van blanc 6-Bravo-289-Delta-6 vers le sud dans l'allée parallèle à Euclid, on depasse Barano.
Euclid Park'ta kan nakli sonrası bir ölüm daha gerçekleşti.
Quelqu'un d'autre est mort après une transfusion à Euclid Park.
Hastaneler birbirleriyle kan takas ederler, ama kusurlu olan Euclid Park Hastanesi değil.
Oui, les hôpitaux échangent le sang. Mais Euclid Park n'est pas en faute.
Euclid Park Hastanesindeki kana ne koydunuz?
Qu'avez-vous mis dans le sang de l'hôpital Euclid Park?
Euclid Park'ta hiçbir şey yapmadım ben.
Je n'ai jamais rien fait à Euclid Park.
Sanırım, merkez kan bankasını tekrar açarız ve Euclid Park Hastanesinden çıkış yapan tüm kanları tespit ederiz.
- Eh bien, je suppose... qu'on va rouvrir la Banque Centrale du Sang... et retrouver toutes les unités qui ont quitté l'hôpital Euclid Park.
Euclid, Copernicus, Beyino...
Euclide, Copernic, Cervelot.
Aradığınız şüpheli şahıs Euclid'te Stormy barda.
Le suspect que vous recherchez est chez Stormy sur Euclide.
- Euclid'in kuzeyinden mi güneyinden mi?
- Au nord ou au sud d'Euclid.
Olası cinayet vakası, 930 Euclid.
Homicide probable, au 930 Euclid.
Öncelikle Euclid'deki cinayete bakalım.
D'abord en haut, c'est l'homicide Euclid.
Euclid'deki bahçecilik dükkanına takip etmekte epey iyiydim sanmıştım.
Assez doué pour te suivre jusqu'au magasin de jardinage.
Bana söylenene göre, Mr. Rose, Mr. Martenz'in yanına gitmiş Euclid Avenue'ye ve hiç uyarmadan kurşunları üzerine boşaltmış.
D'après ce qu'on m'a dit, M. Rose est allé droit sur M. Martenz sur Euclid Avenue... et a vidé son arme sur lui.
Calderon bize bir Öklid haritası verdi.
Calderon nous a donné ce plan de One Euclid
Euclid'deki araba kazasını alıyorum.
- Je m'occupe de l'accident sur Euclid.