Evdeyim translate French
642 parallel translation
Örneğin Paris'te bir restoranda gittiğimde... gözlerimi kapatır ve kendi kendime, "Garson Godfrey" derim. Mesela evdeyim ve o bana akşam yemeği servis ediyor.
Par exemple, au restaurant, à Paris ou ailleurs, j'imaginais que le serveur était Godfrey, que j'étais ici, que vous serviez le dîner.
Bundan sonra hep evdeyim!
Je suis de retour pour de bon.
Elbette, evdeyim bugün.
Tu vois, ça arrive.
Sonunda evdeyim.
Me voilà arrivé.
Evdeyim.
C'est moi!
Seni temin ederim grev başarılı olursa, ben evdeyim işe geri dönmüyorum.
Si jamais cette grève se termine bien, ce qui m'étonnerait, je ne rebosserai pour eux que s'ils installent l'eau chaude.
İki dakika sonra evdeyim.
Je serai là dans deux ou trois minutes.
Giorgio'yu görürsen, ben evdeyim.
Si tu vois Giorgio, je suis ici.
Bugün öğleye kadar evdeyim.
Je n'y vais que pour midi aujourd'hui.
"Ernst, beni görmek istersen 7'den sonra evdeyim."
"Ernst, je serai chez moi à partir de 19 h."
Biraz kalıp, sonra hemen evdeyim.
Je rentrerai bientôt. Je ne vais rester qu'un petit moment.
Bütün gün burada dikiliyorum. Bütün gece evdeyim.
Tous les soirs à la maison.
Evdeyim ama ölüyüm.
Je suis là, mais je suis morte.
Adlarını öğrenecek kadar bile evde kalmadın. Şimdi evdeyim.
Je suis sûr que te souviens á peine de leurs noms.
- Hayır. Yanlış evdeyim herhalde.
- Je dois être dans la mauvaise maison!
Ben evdeyim.
- J'y suis.
Kimi zaman akşam beşte evdeyim, yapacak hiçbir şeyim yok.
Parfois je suis rentrée dès cinq heures et je n'ai rien à faire.
Bütün gün evdeyim. En azından çocuklar okula gidene kadar.
Toute la journée enfermée à la maison avec les petits tant qu'ils ne vont pas à l'école.
Sakin ol. Artık evdeyim.
Calme-toi, ma chérie... je suis là, maintenant.
Hayır, evdeyim.
Non, je suis à la maison.
- Merhaba bebeğim, evdeyim.
- Bonjour, cherie, je suis rentre.
- Bana ihtiyacınız olursa evdeyim.
Si tu as besoin de moi je serais chez moi!
Ben evdeyim... KL5 2121.
Je suis chez moi, à KL 52121.
Evdeyim!
Je suis à la maison!
Evet, kesinlikle evdeyim.
En effet, je suis bien à la maison.
Dinah, evdeyim!
Dinah, je suis rentrée!
Evdeyim!
Je suis rentrée!
- Evdeyim
- Je suis chez moi.
Tam 6'da evdeyim. Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, ara.
Je serai de retour à six heures pile.
Şimdi tek yapmamız gereken bunu takip etmek sonra da evdeyim,
On n'a plus qu'à la suivre et je serai chez moi.
Belki yanlış evdeyim.
Il a dit qu'il... J'ai peut-être la mauvaise adresse.
- Evet, evdeyim.
- Oui, je suis là.
"Ben çalışmak istedim, ama sen beni evde istedin ve şimdi evdeyim, onun için kapa çeneni" diyecek.
Elle dirait : "Je voulais travailler, tu m'as voulue à la maison... je suis à la maison, alors ta gueule!"
Benimle konuşmanız gerekirse hafta sonu evdeyim.
Avec l'espoir, que je retournerai a la maison le weekend si jamais tu veux me parler.
Bu gece evdeyim.
Je passe la nuit.
Bir gün önce paraşütle Ashau Vadi'ye atladım. Ama şimdi evdeyim.
Hier encore, tu te traînais à Ashau, et là, tu es chez toi, en famille...
Döndüm ben! Evdeyim!
Je suis là!
- Pekala, evdeyim işte. Artık yatabilirsin. Hadi bakalım.
Maintenant que je suis là, couche-toi.
Pekala, evdeyim işte. Artık uyumaya gidebilirsin. Hadi bakalım.
Maintenant que je suis là, couche-toi.
Evdeyim.
Je suis chez moi.
Gel beni al. Eski evdeyim.
Viens me chercher à la vieille maison.
Şu anda evdeyim. Tamam.
Je suis à l'appartement.
- Ben evdeyim.
- Moi, je reste.
Bütün gün evdeyim.
Je suis à la maison toute la journée.
İşte, evdeyim. Tutuklanmak mı istiyorsun?
Je suis arrivé.
Evdeyim.
Je suis rentrée.
Nerelerdesin? Evdeyim.
Tu vis où?
Evdeyim.
- Parfait.
Ben evdeyim çete.
Je suis rentré!
Evdeyim, Maria.
Je suis chez moi, Maria.
Ben, evdeyim.
Je suis là.