Evelyne translate French
90 parallel translation
Bu mütevazi açılış törenini fırsat bilerek, Bay Crépin-Jaujard'ın kızı Evelyne'le oğlum Didier'nin nişanlanacaklarını açıklamaktan sadece onur değil, aynı zamanda büyük mutluluk duyuyorum.
C'est aussi, non seulement un honneur mais encore une très grande joie pou moi de pouvoir annoncer à l'occasion de cette modeste inauguration les prochaines fiançailles d'Evelyne, qui est la fille de M. Crépin-Jaujard et de mon petit Didier.
Evelyne'ciğim, seni görmedim.
Oh, ma petite Evelyne, je ne vous avais pas vue!
Senin aptal oğlun, hâlâ Evelyne'le iş tutmuyor.
Votre imbécile de fils qui piétine depuis un mois avec Evelyne!
Didier, Evelyne'le evlenecek ve sen de günlerini, büyükbabanla geçirebileceksin.
Didier épousera Evelyne. Et vous pourrez jouer avec vos lampes.
Eğer oğulları da onlara benziyorsa, bu, Evelyne için büyük bir şans.
Si leur fils leur ressemble, c'est très rassurant pour Evelyne.
Evelyne, seni bekliyor.
Evelyne t'attend. Allez, hop!
Küçük Evelyne, burada değil mi?
Et la petite Evelyne n'est pas là?
- Charles. - Evelyne'i görmediniz mi?
- Vous n'avez pas vue Evelyne?
Belki de Paul, Evelyne'e karşı, sadece kibarca davrandı.
Paul a peut etre eté galant avec Evelyne, et cela vous met dans un état pareil?
Bütün bu olanlaydan bıktım, Evelyne'den bıktım, bütün ailemden bıktım.
J'en ai marre du phénomène! Marre d'Evelyne. Marre de toute la famille!
- Paul ve Evelyne, devam edecekler mi?
- Paul et Evelyne, ça continue?
- Tamam. Sen, Evelyne'le ilgilen. Ben de diğeriyle ilgileneceğim.
C'est ça, occupez-vou d'Evelyne et moi, je m'occuperai de l'autre.
Eveline.
Evelyne... Evelyne...
Eveline. Onu hatırlıyorsun, değil mi?
Evelyne, tu t'en souviens?
Kardeşinin ölmesinden ziyade kendisine ihanet ettiği içindi.
Pas à cause de la mort, mais de la trahison d'Evelyne.
Evelyn, kapıdan içeri girer girmez üzerine atlayacağımı düşünmüştü.
Evelyne pensait queje mejetais sur elle avec trop d'impatiente... quand elle venait chez moi.
O 137 düğmeyi açmak, 13 dakikamı almıştı.
Il me fallut 13 minutes pour libérer le corps d'Evelyne de ces 137 boutons.
Sen bir pislik değilsin, Evelyn.
Tu n'es pas une emmerdeuse, Evelyne.
Dayanamayacağım, Evelyn'i aramam gerek.
Je craque. Je dois joindre Evelyne.
Silverman'ın bürosu.
Bureau d'Evelyne Berman.
Judge Judy duydu.
Evelyne Thomas, oui.
Evelyn?
Evelyne?
Evelyn, Joel'la gitti.
Evelyne est parti pour être avec Joel.
- Evelyn bağlamış olabilir.
Evelyne a pu le mener à ça.
Babam orayı elinde tutmak istedi, ama yapamayınca Belle, Evelyn ve küçük kardeşlerimle batıya gittiler.
Papa a pas réussi à la garder. Alors ils sont partis vers l'ouest avec Belle et Evelyne, mes jeunes soeurs...
Evelyn, bu Malone.
Evelyne, Malone.
Malone, bu Evelyn.
Malone, Evelyne.
Eğer Eddie yakalandıysa, bir mektup yazdırıp Evelyn adında bir kıza göndertmiş olabilir.
Il pourrait raconter que t'as écrit une lettre à une certaine Evelyne.
- Hayır, ama Evelyne bayılır.
- Non, mais Evelyne adorera.
- Evelyne'e selâm söyle.
- Embrasse Evelyne.
Evelyne merak edecek.
- Evelyne va s'inquiéter.
Evelyn, Richard, selam.
Evelyne, Richard, bonjour.
Evelyn Simms ile mi evlisin?
- Tu as épousé Evelyne Simms?
Evelyn ile senin aranda ne oldu?
Qu'y a-t-il entre toi et Evelyne?
Herkes Evelyn'i severdi.
- Tout le monde aimait Evelyne.
Psikolojik olarak, Evelyn ile hiçbir ortak noktası yok gibi görünüyor.
Physiquement, elle ne ressemble pas du tout à Evelyne.
- Evelyne'i gördünüz mü?
- Avez-vous vue Evelyne?
Evelyne'e...
"A Evelyne".
Sonra Eveline hamile oldu.
Puis, Evelyne, tombée enceinte, a voulu avorter.
McGruder, Evelyn.
McGruder, Evelyne.
- Evelyn!
- Evelyne!
- Biz de Serena'yı anneme bıraktık.
Evelyne est géniale.
- Evelyn.
Evelyne, la mère de Joel...
Evelyn nerede?
Où est Evelyne?
Kararı Evelyne veriyor.
- Evelyne décide de tout.
O zaman seyahatten yeni dönmüştü. Adı Évelyne. Mektuplarını okuyormuş ve...
Évelyne, puis elle... c'est ça, elle regardait son courrier puis, euh...
Evelyn seni görmekten çok memnun olacak, Temperance.
Évelyne va être si heureuse de te voir, Temperance.
Evelyn söylenmesi zor bir tür ülkeye gitti.
Évelyne est partie sauver un pays au nom imprononçable.
Evelyn Simms.
Évelyne Simms.
Demek Evelyn Simms bu.
ÉTOILES UNIVERSITAIRES Alors voilà Évelyne Simms.
Eğer sınıf arkadaşının hayatı söz konusu olmasaydı Evelyn'in mutluluğunu kişisel tehdit olarak görebilirlerdi.
Si la vie d'une camarade n'a pas bien marché... le bonheur d'Évelyne pourrait être vu comme une menace personnelle.