Evimiz translate French
2,028 parallel translation
Büyük eski bir evimiz var.
On a une grande maison ancienne.
Esasen evimiz bir galeri. Haftalık değiştirdiğimiz koleksiyonumuz var.
Nous changeons la disposition chaque semaine ainsi Angélique il peut se familiariser avec la plus grande quantité possible d'artistes.
Benim dairem kadar karakteri yok ama ev işte. Bizim evimiz olacak.
Elle n'a pas autant de caractère que mon ancien immeuble mais c'est quand même une maison et ce sera NOTRE maison.
Evimiz ne kadar şirin, değil mi?
Notre maison est si belle. N'est ce pas?
- Burası bizim evimiz değil mi?
- On est chez nous ici.
Asla evimiz olmayacak oğlum.
Ça sera jamais chez nous.
Evimiz dağın orada.
La maison est au pied de la montagne.
- Biz neredeysek evimiz orasıdır.
Là où nous nous posons.
Burası bizim evimiz.
C'est chez nous.
- Evimiz kartonpiyer. Dur.
- Un chez-nous en carton.
Bizim bir Surem evimiz var.
On est un foyer continuum.
O bizim evimiz.
C'est notre maison.
Burası bizim evimiz!
C'est notre maison!
- Hadi ama, şuna bir bak. Burada, Bay Vinny'nin kaplumbağası için bir havuz var. Bu bizim evimiz.
- Je sais ce qu'ils veulent.
Evimiz yıkıldı.
Notre maison a été détruite.
Sonra biz evleniyoruz, güzel bir evimiz oluyor.
et on fait la totale, on se marie, on achète une belle maison.
Köpeğimiz ve beyaz çitli evimiz yoktu. Ne olmuş yani?
Nous n'avons pas eu de chien ou de barrière blanche, et alors?
Bizim sana haneye tecavüzcü dememiz gerekir çünkü bu bizim evimiz.
C'est vous qui violez la loi, c'est notre propriété.
# Evimiz yeniden tamir edildi # # Evimiz yeniden tamir edildi #
Nos maisons sont de nouveau debout!
# Çok neşeliyizz # # Evimiz yeniden tamir edildi #
Faisons la fête, elles sont de nouveau débout!
Bahçeli bir evimiz olacak.
Je vais tout arranger... On aura une belle maison, avec une cour...
Ve bir evimiz var!
Et un home run!
Yeni GUB, evimiz diyebileceğiniz iş yeriniz.
La nouvelle GNB, un lieu de travail que vous pouvez appeler "maison".
Onunla yaşarken Howard Beach'in bir yerinde bir evimiz vardı.
Quand je vivais avec lui, on avait un appartement à Howard Beach.
Vay canına. Bu dekoratörü evimiz için de tutmalıyız.
On devrait engager ce décorateur pour notre appart.
- Evimiz misafir dolu. - Hayır, bunu şimdi konuşacağız.
Parlons-en tout de suite.
Güzel bir evimiz var, bununla övünmelisin.
Nous avons une belle maison. Sois en fière.
Evimiz yenilenene kadar burada uyuruz.
On va dormir ici pendant la reconstruction.
Bu evimiz.
Nous sommes chez nous.
Burası bizim evimiz... Güzel anavatanımız...
C'est notre maison., notre belle terre natale,
Hala bir evimiz var mı?
Avons-nous encore un chez nous?
Evimiz yok, Chloe.
Nous n'avons pas de chez nous, Chloé.
Ne paramız, ne işimiz... ne de evimiz var.
{ \ pos ( 192,220 ) } Pas d'argent, de boulot... D'endroit où vivre.
Artık bizim evimiz.
- C'est aussi la nôtre.
Burası bizim evimiz.
Chez nous, c'est ici.
Güzelmiş. Bu da bizim evimiz.
Et voilà notre maison.
Peki, sonra bir evimiz olur muydu?
- On n'a plus de maison?
Söylediğin gibi, burası artık bizim evimiz.
Tu l'as dit, désormais, c'est notre maison.
Bebeğim, Tree Hill bizim her zaman evimiz olarak kalacak. Sonsuza dek oradan ayrılmak istemiyorum. Ama aynı zamanda hep orada kalacağız diye bir şeyde söyleyemeyiz.
Bébé, Tree Hill sera toujours chez nous, et je ne veux pas partir pour toujours, mais on n'a pas dit qu'on y resterait tout le temps.
Ama bir anlık bir hevesle yabancılarla arkadaş olup evimiz davet eder sonra da benim kıyafetlerimden verirdi.
Elle se liait parfois d'amitié avec des étrangers, les invitait pour la fin de semaine, leur prêtait mes vêtements. - Bulldozer?
Ajanlarımızın göstereceği her kişisel gelişim evimiz için bir tehlike arz eder ve olası ikinci bir Alpha olayının yaşanmasının ilk adımı olabilir.
Tout progrès développemental chez un agent est dangereux et risque d'être la première étape vers un autre Alpha.
Burası bizim evimiz, Anne! Tabikide öyle.
C'est notre maison, maman.
Evimiz, çok güzeldir ve onu severiz.
Ma maison, tu es belle et je t'aime.
Evimiz gazla doluyor. Her an patlayabilir.
Notre appartement se remplit de gaz, il pourrait exploser.
Ben, Almanya'da genç bir rahipken evimiz Luther'in paralı askerleri tarafından işgal edildi.
Quand j'étais un jeune prêtre, en Allemagne, ma maison a été occupée par des mercenaires luthériens.
Sunset'de, büyük bir evimiz vardı.
On vivait dans une grande maison près de Sunset Blvd.
Burası bizim evimiz.
On est chez nous.
"Seyyar evimiz mi?"
- "Notre mobile home"?
"EVİMİZ YASAYA BAĞLI"
Notre maison est aux normes.
Burası bizim yeni evimiz, Rae.
C'est notre nouvel appartement.
Bence evimiz gayet güvenli.
Je peux déjà au moins 20 PBB.