English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Evraklar

Evraklar translate French

2,602 parallel translation
Sizin olduğunu belirten evraklar vardır umarım elinizde.
J'imagine que vous avez les papiers pour le prouver.
Merak etmemem gerektiğini, karısının Queens'teki o binayla ilgili evrakları imzaladığını söyledi.
Je n'avais pas à m'inquiéter parce que son ex-femme avait cédé l'immeuble dans le Queens.
- Eski karısı evrakları imzalamamıştı.
Son ex n'a jamais signé.
- Benim evraklarımı hazırlayıp öyle gel.
- Revenez avec les papiers.
Reggie, o evrakları almak biraz zor- -
Ça va être dur de les avoir.
Evraklarımı hazırlayıp öyle gel. O zaman istediğin her şeyi söylerim.
Vous revenez avec mes papiers... et je dirai tout ce que vous voulez.
Evrakları göndermen yeter.
Envoie-moi les documents.
Elmaslarla evrakların bulunduğu kasayı açtıktan sonra onu uyutuyorsunuz.
Dès qu'il ouvrira le coffre, c'est là qu'il faut agir.
Buraya geldikten sonra, hepiniz bu evrakları imzaladınız, doğru mu?
A votre arrivée, vous avez tous signé ce papier, pas vrai?
Elektrik idaresi... Ödenmemiş mahkeme evrakları,... polis raporu... Borç makbuzları, borç makbuzları...
EDF... convocation pour impayés, procès-verbal, accusé de réception, accusé de réception...
Plaj topundan kaynaklanacak sakatlanmalar için her ihtimale karşı bu evrakları imzalaman yeterli.
Signez juste ces documents au cas où il y aurait des blessures.
Kasada önemli bir şirkete ait yasal evraklar olduğunu biliyoruz.
Et nous savons que ce coffre contenait des documents légaux d'un gros cabinet d'avocats.
Gerçek değeri olmayan evraklar.
Rien de réelle valeur.
Bay Kemp evrakları imzaladı mı?
M. Kemp a signé?
- Evrakların ve pasaportun.
- Documents et passeport.
İhlal konusunda tüm evraklarını gözden geçirmeliyiz.
Ils méritent une bonne inspection.
Yarın evrakları halletmek için gelebilir misiniz?
Vous pouvez venir signer demain?
Ama sen asıl, Bayan Drablow'un evraklarına bakmaya gidiyorsun.
En premier lieu vérifiez les papiers de cette dame Drablow,
İlgili tüm evrakları Londra'ya yollayabilirdik.
Nous aurions pu envoyer tous les documents à Londres
Yine de bütün yasal evrakları burada bulabilirsiniz.
Quoiqu'il en soit Vous trouverez tous les documents officiels ici même
Bayan, Drablow'un tüm evraklarıyla ilgilenene dek buradayım.
Pas avant d ´ avoir étudié le dossier de Madame Drablow.
Parker az önce bana tamamlamam için gözden kaçmış evraklarını verdi ve kızı Chloe kızamık çıkarmış.
Parker m'a demandé de terminer son rapport, et sa fille Chloe a la rougeole.
Ben evrakları hazırlarım, sonra masaya otururuz.
Je vais chercher les papiers, et on peut commencer.
Evrakların?
Des papiers?
Evraklarını göster.
Montrez-moi vos papiers.
Ona evraklarını göster.
Montrez-lui vos papiers.
Evraklarını göster.
Laissez-moi voir vos papiers.
Eskimiş takvim yapraklarının ve evrakların arkalarına yazıyorum.
J'écris au dos de vieux calendriers et sur de vieux papiers.
Yaptığınız ayarlamalar, evraklar o kadar bürokrasiyle uğraşmak zorunda kalmanıza acayip üzüldüm.
Les arrangements que vous avez pris, les documents, Ça me rend malade que vous ayez dû vous farcir toute cette paperasse.
Bak bunlar bakım altına alınacağını gösteren evraklar.
Regardez. C'est la demande de placement en famille d'accueil.
Ürdünlüler, Ammar'ın ulaşım evrakları konusunda çok yardımcı oluyorlar.
Les jordaniens ont vraiment été coopératifs concernant les papiers de transit d'Ammar
Sahte evrakları almak ve Afganistan'dan Fas üzerinden Kuveyt'e onaylı vizeyle gitmek için seçildi.
Il a été pris partant d'Afghanistan, avec de faux papiers et un visa de sortie falsifié voyagant via le Maroc, en route vers le Koweit.
Bütün evrakları tamam.
Tout est en ordre.
Eşin boşanma evraklarını hiç imzalamadı.
Ta femme n'a jamais signé les papiers.
Evet, sadece evraklar.
C'est juste du papier.
Bana bak... Benim arama iznim var, senin annenin de evrakları tamam, anlaştık mı?
Faites comme si j'avais un mandat, et je ferai comme si votre mère avait ses papiers.
Gerekli evrakları doldurup cesetleri morga gönder.
Occupez-vous de la paperasserie.
Oraya git ve evraklarını doldur.
Va les voir et remplis les documents.
Bazı evrakları atlamışsın, Henry.
Vous n'avez pas tout jeté, Henry.
Evrakları fabrikaya gönderirim kontrol ederler ve sana yeni bir robot gönderirler bizi ararsın, biz toparlarız ve sana paranı veririz.
on envoie ces papiers à l'entreprise, eux, ils vérifient, ils vous livrent le robot, vous nous appelez, on le récupère et on vous donne votre part.
Ama refleksleri bu trajediyi önleyerek evrakları da kurtarmış oldu.
Mais ses réflexes ont évité la tragédie Avec la perte probable de vies humaines.
Bak, bilinçaltın bu tür rüyalar yaratmasının sebebi umutsuzca yeni bir hayata bağlanmak istemesi. tamam mı? Bu hayata en kısa sürede evrakları imzalayıp, bu yeri satarak birlikte başlayacağız, tamam?
c'est ton inconscient qui génère tout ça dans sa quête d'une vie nouvelle la vie qui nous attend dès qu'on aura vendu le café
Colin rains, evraklar için buradayım. Kontrol için gelmiştim. Bu yere ne yapılacağını biliyor musunuz?
je suis colin rains, inspecteur immobilier je suis ici pour l'inspection qu'est-ce qu'ils vont faire ici?
- Evrakları imzalayacağım. - Rahatına bak.
je vais signer les papiers prends ton temps
- Satmıyorum. - Evrakları zaten yolladım. - İmzalamadım ki
je vends pas trop tard c'est envoyé mais j'ai pas signé
Kocanızla öğle yemeği için buluştunuz ve sonra ikiniz sigorta şirketine gidip, evrakları imzaladınız.
Vous avez rejoint votre mari pour midi Et puis vous êtes tous les deux allés aux bureaux de la compagnie d'assurance et avez signé les papiers?
Evraklarını hazırlayacağım. Ve önümüzdeki 3 saatte başını belaya sokmazsan işlemlerini başlatabilirim.
Je vais commencer la paperasse... et si personne ne s'immole par le feu dans les trois prochaines heures... tu devrais être enregistrà ©.
Boşanma evraklarımda kraliyet mührü eksik ve Louis'in beni teknik bir detayla uğraştırmasını istemiyorum.
Il manque le sceau royal sur les papiers. Je ne veux pas me faire avoir sur un détail.
Blair evrakları aldı ama henüz imzalamadı.
Blair n'a pas signé les papiers.
Demek bu yüzden evrakları imzalamadı.
C'est pour ça qu'elle n'a rien signé.
Boşanma evrakları!
Les papiers du divorce!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]