Evren translate French
1,554 parallel translation
Dedi ki, "Evet, evren kurallı bir yer ancak ahenk, bununla ne demek istediğini bilmiyorum."
Il m'a répondu : "Oui, l'univers est régulé par des lois." Mais que voulez-vous dire par "harmonieuse"? "
Paralel bir evren de olsa susmuyor.
Même dans un univers parallèle, elle n'arrête jamais.
Elenme süreci, paralel evren.
Par élimination, univers parallèle. Comment tu sais tout ça?
Alternatif bir evren mi?
Un univers alternatif?
Evren müdahale etmedikçe.
Sauf si l'univers intervient.
Yarım evren kadar uzakta.
A la moitié d'un univers.
Neredeyse evren kadar eskidirler.
Aussi vieux que l'univers, ou presque.
Evren'in sonuna gittik.
A la fin de l'Univers.
Evren, etraflarında çöküyordu.
L'univers s'est effondré autour d'eux.
Evren bu kadar kusurlu olamaz.
- L'univers ne peut pas être si pourri.
evet, evet bak, 2 gezegen, 2 evren,.. - karanlığımıza, ışık, artımıza eksi,
Deux planètes, deux univers... Vos ténèbres, notre lumière, votre négatif, notre positif, votre yin et notre yang...
denir ki : eğer birşeyi çok istersen... ona sahip olman için bütün evren sana yardım eder.
On dit, que si vous souhaitez de tout coeur quelque chose l'univers entier fait en sorte que vous puissiez l'avoir.
Neden evren bizimle dalga geçekmiş ki? Güvenli olmamasından olabilir.
Pourquoi exactement l'univers se moquerait de nous tous?
İstediğin bir şeyin üzerine odaklanıp düşünürsen evren onu sana verir.
Si tu visualises ce que tu veux, l'univers te le donnera.
Teorik olarak her evren farklıdır.
En théorie, chaque univers est différent.
Hayat dolu koca bir evren.
d'un univers entier fourmillant de vie.
Umarım, evren senin yanında olur.
J'espère que l'univers sera de ton côté.
Ama evren birşeylerin farklı olmasını isterse ; kaçsan da saklanamazsın.
Mais si l'univers veut quelque chose de différent... eh bien, vous pouvez courir, mais vous ne pouvez pas vous cacher.
Evren sana bir işaret yolluyor ve sen...
L'univers t'envoie un signe et tu dois juste...
Yaşamak isteyebilirsin ama, evren başka bir şey isterse, kaçabilirsin ama, saklanamazsın.
Vous pouvez vouloir survivre, mais si l'univers veut quelque chose de différent, vous pouvez courir, mais vous ne pouvez pas vous cacher.
Sürekli hayal kurarlar, ve, sanırım, onlara göre büyük hayalleri gerçekleşmektedir. Çünkü evren bizimle beraber hayal eder.
Ils revent constamment et je crois qu'a travers eux, les grands reves cosmiques se réalisent, car l'univers reve a travers nous.
Yani, evren nötrinolar olmadan bu haline alamazdı. Ama onlar kendi ayrı evrenindeler gibi. Aslında bizler de diğer evrendeki bu nötrinolarla bağ kurmaya çalışıyoruz.
Donc, l'univers ne peut exister sans les neutrinos, mais ils semblent exister dans leur propre univers parallele, et c'est avec cet univers que nous essayons d'établir un contact.
Gözlerimizle evren kendisini algılatmaktadır. Kulaklarımızla, evren kendi kozmik armonilerini dinlettirmektedir. Ve bizlerin tanıklığıyla evren kendi şanının ve azametinin bilincini oluşturmaktadır.
Il disait que l'univers s'observe a travers nos yeux et qu'il écoute ses harmonies cosmiques a travers nos oreilles, et que ce sont nous, les intermédiaires, qui lui font prendre conscience de sa gloire et de sa magnificence.
Evren bize kayıtsız.
L'univers est indifférent.
Sınırlı, gizemleri olmayan bir evren...
Un univers limité et non mystérieux...
Tabi öyle olsa başka bir evren olurdu bu. O zaman da başka bir şey berbat olurdu herhalde.
Bien sûr, ce serait dans un univers différent, et quelque chose viendrait à craindre.
Sinir bozukluğumu evren şeylerine çok harika bağlıyorsun.
Tu sais faire en sorte que mes névroses aient l'air cosmiques.
Çünkü gezegenimiz Güneş Sistemi'nde yegâne. Hatta belki de Evren'de.
Parceque Notre planete Est unique dans Le system Solair, et Probablement dans tout l'Univers.
Hatta belki de Evren'de.
Peut-être meme dans tout l'univers.
Gezegenimiz Güneş Sistemi'nde yegâne hatta belki de Evren'de.
Notre planète est unique dans le système solaire, peut-être même dans l'univers.
Teoriye göre, bakteri gibi basit yaşam biçimleri ve volkanik havuzlarda gördüğümüz alg tipi canlılar Evren'de yaygın olabilir.
Elle suppose que la vie simple comme les bactéries, le type de vase que j'ai vu dans les bassins volcaniques chauds, peut être commune dans l'univers.
Kocaman bir Evren'de bile gezegenimizin gerçekten de nâdide bir Dünya olabileceğini anlamaya başlıyoruz.
Même dans un univers aussi énorme, Voila pourquoi notre planète peut être en effet une Terre rare.
Birbirine paralel sayısız evren ve dünya var.
Il y a une infinité d'univers et de terres parallèles.
Benim teorime göre evren sonsuzdur.
Dans ma nouvelle théorie, l'Univers est éternel.
- Görünmeyen evren bilgisi için.
- surpasse la formation des galaxies.
Kip, evren oldukça büyük bir yerdir.
Eh bien, l'univers est immense.
Evren kanunu.
Loi universelle.
Görünmez bir evren internetle birbirine bağlanan ama hayattan kopuk yabancılarla dolu.
Un univers invisible... COUPABLE! ... peuplé d'inconnus connectés en ligne et déconnectés dans la vie.
Yani evren oluştuğu zaman, bir atomdan bile büyük değildi. Ve sonra. patlayıverdi.
Quand l'univers a commencé, il n'était pas plus grand qu'un grain de poussière!
Programın adını "Güzel Evren" koyduk. Şu...
Elle s'appellera La Planète du Bien.
Tam şu anda, sandalyenizde otururken ve hemen sonraki anda 10 saniye içerisinde, 100 şey daha oldu bütün yıldızlar gezegenler ve astreoidler bedeninizdeki bilinen evren, ve buna hayat deniliyor.
Et tout ceci se passe maintenant, alors que vous êtes dans votre fauteuil. Et 10 secondes plus tard, 100 fois plus de choses que dans toutes les étoiles et planètes connues se sont produites dans votre corps. Et c'est ce qu'on appelle la vie.
Evren öyle güzel ki.
L'univers est génial.
- Evren çok güzel.
– L'univers est génial.
- Bütün evren.
– L'univers en entier.
Tatlım, tüm evren seninle konuşmak için çabalıyor.
Chéri... l'univers est en train de te parler.
Bütün evren seninle iletişim kurmaya çalışırken sen kalkmış çocuk kaçırma gibi basit bir konudan endişeleniyorsun.
L'univers essaie de communiquer et tu t'inquiètes pour rien?
Ama öğrenmen gerek ki, evren yaşadığımız tecrübeleri işleyerek öğrenmemizi sağlıyor, evlat.
Mais oublie pas que c'est ce que l'univers a voulu pour toi, pour ton bien.
Evren hazır olduğunda çöpünü yok edecek.
L'univers finira par se débarrasser de ses ordures.
Bir evren yaratmak o kadar zor değildi.
C'était si simple de créer un univers.
Rastlantısal evren?
D'univers aléatoire?
Evren ve Tanrı birbirinin aynısı.
L'univers et Dieu sont identiques.