Examine translate French
2,473 parallel translation
Bir şeyler bekliyorum Pinkie.
J'examine les choses, Pinkie.
Belki de kaputunuzun altını kontrol etmem gerekiyordur.
Faudrait que j'examine ça.
Kafasısın içindekini görmek için bir uzmana ihtiyacımız var.
Il faut qu'un psy l'examine et trouve ce qu'il a en tête.
Zihnimde bir planın her bir parçasını ve noktasını test edebiliyorum.
Je peux imaginer un plan dans ma tête, j'examine chaque poutre et chaque rivet.
Delil için bu cesedi kontrol etmeliyim Bir iyilik yap eldiven kullan
Faut que j'examine ce corps. Soyez gentil, mettez un gant.
Prostat için muayene etmemi ister misiniz?
- On examine votre prostate?
Sam'de bunu araştırıyor, herhangi bir bağlantı varmı diye bakıyır.
Sam examine l'affaire pour voir s'il y a un lien.
Revire gitmemiz gerek. TJ sana bir... Hayır.
Il faut aller à l'infirmerie, que T.J. t'examine.
Ortadaki gerçeklere bak.
Sois objectif, examine les faits présents.
Polis timi suç mahalini inceliyor
Une équipe examine la scène de crime.
Dr. Bishop'ın onu incelemesine müsaade etmenizi istiyorum.
Je souhaite que le Dr Bishop l'examine.
Onaylanmaya çalışıyoruz ve senin lamban kocaman bir nargile, öyle mi?
On nous examine à la loupe, et ta lampe est en forme de bong?
Tamam ben burada kalıp evi gözden geçireyim.
Bien, je reste ici et j'examine la maison.
Kurul teklifi düşünecek.
Le conseil examine la question.
Eğer üniversitede en azından kayıp bir kişi davası yoksa, dişimi kıracağım.
Si l'université n'examine pas au moins une affaire de personne disparue... j'en mangerai mes chaussures.
Bana bir iyilik yap, benzer kanıtları olan çözülmemiş eski davaları bir araştır.
Rends-moi service, examine les affaires classées, non résolues avec des indications similaires.
Eğer 3 dakika içinde bir doktor onu muayene etmezse şahsen polisi arayacağım ve size karşı hatalı tedavi davası açacağım.
Si un médecin ne l'examine pas dans les trois minutes, je vais appeler la police et vous poursuivre pour erreur médicale.
Kendi hayatımı gözden geçirmeliyim.
Il faut que j'examine ma vie.
Adli Bilişim zarfı inceliyor.
On examine l'enveloppe.
Üç gündür bu faturaların üzerinden geçiyorum kafam karıştı.
J'examine ces factures depuis trois jours et je ne comprends pas.
F maddeli 68A delilini esas alarak sorarım ki olay yerinde bulunan objelerin her birini inceleyip hepsindeki kan gruplarını belirlediniz mi?
Concernant les pièces à conviction n ° 68 A à F, avez-vous examiné ces indices de la scène de crime et déterminé les groupes sanguins?
- kampa vardığımızda.. şalın içinde olan alet kaybolmuştu..
Nous avons examiné trois miles plus loin, et nous vu le camp sur la portée même pas.
Kayıtları inceledim ve tam sayıyı söyleyebilirim.
J'ai examiné les archives et je peux fournir le nombre exact.
ve komisyonun delil olarak izleyip karara vardığı bu görüntüler Senna'nın bu ek yolu kestirme olarak değil yarışa geri dönebilmek için kullandığını gösteriyor
Après avoir examiné ces images, les officiels ont conclu que Senna n'a pas emprunté la chicane pour regagner la piste.
Hadım edilmişti ama bedeni gösteriyor ki Bodhi hadımlı falan değil bildiğin gerçek bir erkek.
J'ai examiné sa dépouille. Ce n'était pas un eunuque. C'était un homme normal.
Saatlik raporlara göz attım gördüğüm kadarıyla, bazı zekice aramalar yaparak bu krizin aşılmasındaki becerini kanıtlamışsın.
J'ai examiné les rapports. Vous avez pris de bonnes décisions. Vous vous êtes montrée pleine de ressources.
Kafasındaki kurşun yarasına baktım.
J'ai examiné la blessure à la tête.
Adamın içinde bakılmadık yer kalmadı.
On a examiné tout l'intérieur.
Çapraz başvuru için birkaç eski tutuklama belgesini gözden geçirdim.
J'ai examiné d'anciens rapports de garde à vue pour comparer.
Sen mavi turdayken durumu inceledim.
J'ai examiné les choses pendant ta croisière.
Bu yüzden, aracın GPS vericisini çıkardım.
J'ai donc examiné son GPS.
İç kulak iltihabım var zannettim.
Le médecin a examiné mes oreilles :
Ama... Kızınızın Michigan'daki otopsisinin ardından, şu noktada yapabileceğim çok fazla şey yok.
Mais... depuis que le corps de votre fille a été examiné dans le Michigan, j'ai peur que je ne puisse plus faire grand-chose à ce niveau.
Natalie'nin ölüm belgelerini inceledim.
J'ai examiné le certificat de décès de Natalie.
Onu daha kontrol etmedim. Teşekkürler.
Je l'ai pas encore examiné.
Seni incelerken mümkün olan tüm konfor sağlanacak.
On te donnera tout le luxe possible quand on t'aura examiné.
Evet, evet.
- Cam et moi avons examiné les preuves.
Victor'ın hesaplarına baktığımda, yaklaşık bir buçuk senedir aylık olarak hesabından 90,000 dolar çekildiğini fark ettim.
Quand j'ai examiné les comptes de Victor... j'ai découvert des retraits mensuels d'environ 90,000 $... depuis un an et demi.
- Ama katil cesedi kontrol etmiş.
Mais le tireur a examiné le corps.
Bir şablon çıkarablir miyim diye Merkez İstasyon'dan dönme dolaba sıradaki durak için bütün metro ağlarını inceliyorum. Ama şu ana kadar belirleyici hiçbir şey yok.
J'ai examiné les trajets de métro pour trouver un lien entre Grand Central et le manège, puis le prochain site, mais rien de concluant.
Başka bir şerif yardımcısı dosyalarınızı gözden geçiriyordu.
Un marshal a examiné vos dossiers.
En azından parayı vurmamış.
Tu veux qu'il examine ton cœur avant de partir? Au moins, il n'a pas touché l'argent.
Protokolüne baştan sona kadar baktım ve iyi görünüyor.
J'ai bien examiné tout le protocole. Il a l'air bon.
Jensen'ı yıllar içinde pek çok kez muayene etmiş.
Il a examiné Jensen plusieurs fois pendant des années.
İtiraf etmeliyim, kimse düzgünce araştırmadı diye mirası hak ettiğine inanmıyorum. - Hayır ama -
Je vous estime assez pour croire que vous ne souhaitez pas hériter tant que tout n'a pas été examiné.
Mali tablolar, telefon kayıtları geniş çaplı özgeçmiş kontrolleri.
Le dossier de Marcie a été examiné par l'équipe de Vogel. Ses comptes, ses appels, tout est contre elle.
- Bayan Andata, Islahevindeki doktor Bayan Hertzog'u bir değil iki kez muayene etmiş. - Doğru değil mi?
Le médecin du centre a déjà examiné Mlle Hertzog deux fois, non?
- Sanmıyorum, ama doktorlar muayene ettikten sonra, neyin olduğunu bulacaklar.
- Je pense pas, mais les docteurs sauront après vous avoir examiné.
Şef, Ashley ve Linda'nın çalıştığı iki yıl boyunca, Yaptıkları tüm uçuşların kayıtlarını, Tekrar gözden geçirdim.
J'ai examiné les carnets de bord de tous les vols où Ashley et Linda ont travaillé ces deux dernières années,
Mendoza'nın bir kaç ay önce getirdiği kurbanın, Röntgenlerini gözden geçirdim, Ve diğer doktorun kaçırdığı, bir şey buldum.
J'ai examiné les radios de la première victime que Mendoza a trouvée il y a quelques mois, et j'ai trouvé un truc que l'autre légiste a raté.
Bu benim de başta düşündüğüm şeydi, bu yüzden daha yakından baktım ve bulduğum şey bu.
C'est ce que je pensais, alors je l'ai examiné de plus près et j'ai trouvé...