Examiner translate French
3,770 parallel translation
Arabanızı incelememiz gerekiyor.
On va devoir examiner votre voiture.
Yaraları inceleyemiyor musunuz?
- Impossible de l'examiner?
Koluna baktıracağını söylemiştin.
Tu avais dit que tu irais faire examiner ton bras.
Bay Pope'un ölümünü araştırmaya devam edeceğiz.
On va examiner la mort de M. Pope.
Ama kapsamlı bir inceleme yapmadan önce Annie'nin görevden alınmasını ertelemek için elimde harika bir veri var.
Mais je peux faire un sacrément bon dossier pour reporter la mise hors service d'Annie jusqu'à ce qu'on puisse examiner plus.
Fizik tedavi mi uygulamanız gerek, onu mu diyorsunuz?
Vous avez dû l'examiner pour nous dire ça?
Kardeşinin baygın halde olmasını sağlamak, kardeşini izleyen ekranları ve aynı zamanda o etrafta yokken, kardeşini muayene etmek isteyenleri kandırmak için ona uyku ilacı verdiğini itiraf etti.
Il a avoué lui donner des barbituriques pour la garder inconsciente, non seulement pour tromper les machines qui la surveillaient, mais aussi toute personne qui voudrait l'examiner lorsqu'il n'était pas là.
Tamam, yaptığım ilk iş cesedi incelemektir.
Okay alors la première chose que je fais c'est d'examiner le corps
Bu yüzden mali kayıtları ve telefon kayıtlarının dökümü için izin istiyorum.
C'est pourquoi j'ai demandé la permission pour examiner ses finances, fouiller son téléphone.
Kredi çekmek için seçeneklerinize bakmak istiyorum.
Et bien je voudrais examiner...
"Ünlü İnceleme" dergisine göre Kristina, ünlü erkekleri geniş bikini koleksiyonuyla ayartmasıyla nam salmış birisi.
D'après Celebrity Examiner, Kristina est connue pour séduire les célébrités avec sa collection de bikinis.
Babamla birlikte Pelant'ın geçmişini araştırmaya başladık.
Papa et moi avons commencé à examiner l'enfance de Pelant.
Zamanım sadece toprağı kazmaya yetti bu yüzden fotoğrafları kullanarak inceleme yapmak zorunda kaldım.
J'ai seulement eu le temps de fouiller les restes, donc tout ce que j'ai à examiner ce sont ces photographies.
O kalıntıları inceleyen kişi ben olmalıyım Booth.
Non, je dois être la seule à examiner les restes Booth.
Kemikleri incelemem gerekiyor.
Je-Je dois examiner les os.
Çengel bulmaca çözmeyi bıraktıysanız, Dedektif el konulmuş silahları ayırmaya ne dersiniz?
Si vous avez finit vos mots-croisés, détective, Que diriez vous d'examiner ces armes saisies?
Kurbanı inceleyebildin mi?
Tu as pu examiner la victime?
Acilen onları incelemen gerek.
Je vais avoir besoin de vous pour les examiner de suite.
- Mel, gel bir bakalım ne varmış.
- Ok. Eh bien, Mel, allons t'examiner.
Hayır, hayır. Önce onu incelememiz gerek.
On doit d'abord l'examiner.
Senden örnek alacağım tıpkı her şüpheli gibi, bundan hoşlansan da hoşlanmasan da.
Je vais t'examiner, comme n'importe quel suspect, que tu aimes ça ou pas.
Bu yüzden bir doktor olarak, seni muayene etmeme izin vermeni istiyorum.
Je vous dis, en tant que médecin, de me laisser vous examiner.
Eğer seni muayene etmeme izin verirsen.
Mm-hmm, si vous me laissez vous examiner.
Ameliyata almadan önce Barnaby'yi ben muayene edeceğim.
Euh, je vais examiner Barnaby avant de l'emmener en chirurgie
- Koluna baktıracağını söylemiştin.
Tu as dit que tu ferais examiner ton bras.
Artık bu keseyi balçıklamalıyız.
Nous devons examiner ce sac tout de suite.
Hadi gidip şu başına baktıralım, ne dersin?
Merci. Ok, allons faire examiner votre tête, d'accord?
Havuzda donmuş beden, kar böylece bir insanı uzun uzun inceleme fırsatı elde etti,... tam vücut taraması gibi.
Corps gelé dans un étang, la neige a pu examiner en détail un être humain. comme un scan corporel complet.
Neden kira sözleşmemize bakıyordunuz?
Pourquoi examiner notre bail? Qu'est-ce qui se passe, Brian?
Belki de ayrı eve çıkma fikrini tekrar düşünsen iyi olur.
Et bien, peut-être que tu devrais examiner la possibilité d'avoir à nouveau ton propre appartement.
Bir şeylerin bileşenlerini incelemek hepsinin nasıl bir arada çalıştığını çözmeye çalışmak...
Mmhmm Examiner la partie constituante des choses, essayer de comprendre comment tout cela... fonctionne.
Bugün kullanacağımız materyalleri gözden geçirdiğiniz konusunda size güveniyorum, beyler.
Vous avez dû examiner le matériel pour vous préparer.
Teklifi yeniden gözden geçiririm.
Je vais examiner la requête.
Bütün hesaplarıma bakabilecekler.
Ils vont examiner tous mes comptes.
Savoy'un kumarhane kısmıyla ilgili bütün kayıtları incelemem gerek.
J'ai besoin d'examiner toutes les archives concernant le Savoy
Çünkü tam da kafatasını incelemeye başlıyordum.
Je vais justement examiner son crâne.
Henüz onu muayene etme şansım olmadı ama hastaneyle diğerinin kan örneğini almak için görüşüyorum. Bir dakika, sen...
Je n'ai pas encore eu la chance de l'examiner, et j'ai passer des coups de fils avec l'hôpital a propos du test sanguin de l'autre.
Onu kontrol ettireceğim.
Je vais la faire examiner.
Dairenize bir göz atmak istiyoruz.
Nous aimerions examiner votre appartement.
Tabii ki her şeye göz atabilirsiniz.
Oui, vous pouvez... vous pouvez examiner n'importe quoi.
Deneme sürecini gözden geçiririz diye düşündüm, Denise.
Je pense que nous devons examiner votre période d'essai, Denise.
Halihazırda bildiğimiz dört kurbanı araştırmamız lazım.
Il nous reste à examiner ces 4 victimes que nous connaissons déjà.
Emin olmak için örnek kemiği inceleyeceğim.
Je vais devoir examiner les os modèles pour être sure.
Siz ikiniz de gidip olay yerini soruşturun. Yani en başta FBI ile kavga etmek yerine yapmanız gereken şeyi.
Vous deux allez examiner la scène de crime comme vous auriez du le faire au lieu de vous battre avec le FBI!
Nefret suçlarıyla ilgili olan davaları yeniden gözden geçireceğim,... iki saat sonra tekrar konuşalım.
Je vais examiner la jurisprudence sur les crimes de haine, et on en reparle dans deux heures.
Daha yeni, en sonunda hayatımıza devam etmeye başladık diyordum ki Bay Mutlu tarafından kafa muayenesine zorlanıyoruz.
Juste quand je pensais qu'on allait de l'avant, on va devoir se faire examiner par Monsieur Ravi.
Kızgınlığını anlıyorum ama konuyu araştırıyoruz.
Je comprends votre colère, et nous allons examiner tout cela.
Köprüyü inceleyip Brix'le diğerleri dinleyebiliyor mu kontrol edelim.
On doit examiner le pont, et voir si Brix et les autres ont écouté.
Lütfen buraya gel ve bazı testler yapmama izin ver.
Viens, et laisse-moi t'examiner.
Sizin evinizi de aramamız gerekecek.
On devra examiner chez vous aussi.
Ne ile uğraştığımızı görmek için hücre yapılarını inceleyeceğim.
Je vais examiner la structure de la cellule pour voir ce que Nous traitons avec eux.