English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Execution

Execution translate French

3,038 parallel translation
Yani, birden çok düsmanim var ama ancak pesime düsebilecek olan sartli tahliye edilmisler var.
Je veux dire, je me suis faite plus qu'un peu d'ennemis, mais la plupart n'ont pas le cran de mettre leur menace à execution.
Hemen dedim!
Exécution!
Kapinin arkasinda yalandan öldürme fikrinde basarisiz oldugumuzu düsünebilirsin.
Vous croyez qu'on lui rebalancer sa belle idée de fausse exécution derrière la porte?
Üç seçeneğin var : Başkan'dan idamı ertelemesini istemek ama kabul etmez çünkü kabul ederse insanlar suikastı onun planladığını düşünür.
Demander au Président de reporter l'exécution, mais il refusera car le peuple croirait qu'il fait partie du complot.
Vatana ihanet suçundan dolayı ibretlik olsun diye infazını kaydedeceğiz.
On va diffuser votre exécution pour crime de trahison.
Bu faaliyetler arasında alkol ya da yasadışı madde tüketimi müstehcen ya da alçaltıcı müzik dinlemek ya da uygunsuz veya şehvetli danslar etmek.
Ces activités sont : la consommation d'alcool et de drogue, l'écoute de musique obscène ou à un volume sonore élevé, l'exécution de danses lubriques ou lascives.
Jackson'ın Pollsmoor'daki ölüm hücresine nakli sırasında, nakil aracı Robben Island hapisanesinin kapısının önünde küstahça tuzağa düşürüldü.
Alors qu'on transférait Jackson vers son lieu d'exécution, le fourgon a été pris en embuscade à la sortie de la prison de Robben Island.
Çağır!
Exécution!
Şu işi bitirelim.
Allez, exécution!
Onları buradan götürmelisin.
- Exécution!
Otobotlar binin
Autobots, exécution!
LONDRA-İNGİLTERE
LONDRES, ANGLETERRE Exécution d'un pirate!
Bu bir idam mangası ve Gribble'ı vuracaklar mı?
C'est un peloton d'exécution, on va fusiller Gribble?
Hadi, devam edin. Devam edin.
Allez, exécution.
Hallet!
- Exécution!
Pekala, demek... Demek infazı geçici bir süre için durdurabildiler.
Alors, ils ont décroché un sursis d'exécution.
Polonya idam mangasının nasıl öldüğünü duydun mu?
Tu sais comment le peloton d'exécution polonais est mort?
Gerilla liderini öldürdükleri pusuyu anlatıyor.
Il décrit l'exécution d'un chef de guérilla.
İkileyin!
Exécution!
Şehir çıkışlarında yollara barikat kurulsun, Komiser.
Je veux des barrages partout. Exécution.
Dediğini yap, polis.
Exécution, gendarme.
- Bak şuna. - Tamam.
Exécution.
Planlama. İşi bitirme. Temizlik.
Planification, exécution, nettoyage.
Olayın şekli çete infazına benziyor.
La police parle d'une exécution typique de la pègre.
Belgelendirilmiş bir gerçek idam odaları genellikle ölümün kendi kokusunu taşırlar.
C'est un fait établi que les lieux d'exécution dégagent souvent une odeur de mort.
4 Mart 1861, bugün burada karısını öldüren Elias Finch'i idam etmek için toplandık.
Nous sommes ici, en ce 4 mars 1861, pour l'exécution d'Elias Finch, pour le meurtre de sa propre femme.
Mike planını devreye sokmuştu.
Mike mit alors son plan à exécution.
En süperi açık ara buydu.
Mon exécution préférée et de loin.
- Yargısız infaz.
L'exécution sommaire.
Enseden tek el ateş edilmiş.
Une balle dans la nuque. Exécution.
Yüzüzü olan bir kadın, canlı yayında idam, Orange County Cezaevinin gerçek travesti istifçileri.
Des centuplés, une exécution, les travestis du pénitencier d'Orange County.
Televizyonda birini canlı olarak idam etsek?
{ \ pos ( 192,210 ) } Et si on faisait une exécution en direct?
Bizse yama yapıp duruyoruz. Her gün onlarca insanı kaybediyoruz ve bunların sorumlusu Walter.
Nous sommes en cours d'exécution dans la mise sur la bande-aides, et les gens sont chaque jour plus perdu à cause de cela, et Walter est responsable.
Tabii infaz edileceğimiz yere giderken ölmemizi istiyorsan başka.
Il serait facheux de mourir avant notre exécution.
Biraz daha beklersek toplu infaz faslına geçecek.
On attend encore plus, elle va rendre ça une exécution de masse, mec.
20 yıl önce kız arkadaşını öldürmüş ama iğneyle infaz edilmeden önce kalp krizi geçirmiş.
Il a tué sa petite amie il y a 20 ans, mais il fait une crise cardiaque avant son exécution.
İdam mangasının karşısında değilsin.
Ce n'est pas un peloton d'exécution.
- İnfaz edilmiş.
Exécution.
İdam emri denir.
C'était une exécution.
Bir El-Kaide üyesinin öldürülmesi.
L'exécution d'un agent d'Al-Qaida qui travaillait...
Acılı ve onur kırıcı bir ölüm bekliyor seni, Bill. Tamam.
Une exécution dégradante, c'est ce qui t'attends, Bill.
İdam cezası ne oldu? Çok kolay.
Comment s'est passsée l'exécution?
Böylece, mahkum...
l'exécution de la condamnée,
Bunu infaz şekliyle yapalım.
Faisons-le façon exécution.
İnfaz şekli mi?
Façon exécution?
İdam mangası. Bunu yapalım.
- Façon exécution.
Dünya sana kaldı. En azından idamından önce kalan üç hafta için.
Le monde est à toi au moins pour les 3 semaines qu'il te reste avant ton exécution.
İdam edileceğimi çoktan kabullendim.
Non, j'ai déjà accepté mon imminente exécution.
O konuşma tarzımdan sonra idam mangası bekliyordum.
Après la manière dont je vous ai parlé, J'étais un peu attendre le peloton d'exécution.
Bir infaz.
C'est une exécution.
Verilmesi gereken tek karar idam olmalıdır.
L'exécution est la seule sentence équitable.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]