Expedition translate French
1,395 parallel translation
- Ve hızlı hareket ediyorlar ve savaş için toplanıyorlar.
Et ils se déplacent rapidement. Une expédition guerrière.
Savaşa hazırlanıyorlar.
C'était une expédition guerrière.
O araştırma gezisine çıkmalıyım.
Je vais partir avec l'expédition scientifique.
" Gizemli bir keşif için yalnız bir kadın aranıyor.
" Recherchons jeune femme pour expédition mystérieuse.
Bugün tırmanıcıların bize dönmesi için dua edeceğiz.
Ce soir, nous prions pour que l'expédition revienne.
Yolculuk için bol şans.
Bonne chance pour l'expédition.
Yolculuğunuz başarılı geçecek.
Votre expédition va réussir.
Yarbay'ın sevgilisinin ticaret gezisi için gittiği Demokles Bölgesi'nden yeni döndüğünü biliyor musunuz?
Saviez-vous que la femme du Commandant est rentrée récement d'une expédition commerciale dans le secteur de Damocles?
Bir an önce hangi klanın birliğimize liderlik edeceğine karar vermeli Sizce?
Nous devons décider immédiatement quel clan mènera l'expédition.
Yi-hang, 8 klan hep birlikte Şeytan tarikatına saldırmaya karar verdik Ve sende kumandan olacaksın
Yi-hang, les 8 Clans ont décidé d'organiser une expédition pour ainsi mettre fin au culte.
Akıncı ol desem, herhalde koşa koşa gelirdin.
Pour une expédition punitive, tu serais plus enthousiaste.
Goyakla'dan ayrılmış bir akıncı grubu.
L'expédition s'est séparée de Goyakla.
O akıncılar çok yakınımızda. Evet.
Leur expédition n'est pas loin.
- Yani... Annem ve babam arkeologtur. Uzun bir yolculuğa çıkmışlardı ve bir süre sonra onlardan kimse haber alamadı.
- Eh bien, mes parents sont archéologues, ils sont partis en expédition et personne n'a de nouvelles donc je pense qu'ils ont disparu.
Aaron bana, annesiyle babasının bir yolculuk sırasında kaybolduklarını söyledi.
Aaron m'a dit que ses parents ont disparu lors d'une expédition.
Bir yolculuk sırasında kaybolmuşlar.
Ils ont disparu lors d'une expédition.
Dinle Laura, malların dağıtımı üç kez gecikti.
Laura, cette expédition a été retardée trois fois.
Kargo hazırlanacak ve Cuma akşamı paketlenecek..... ve Cumartesi sabah nakliye için hazır olacak.
La marchandise sera préparée et emballée vendredi soir... et prête à l'expédition samedi matin.
- Geziniz nasıldı?
- Et cette expédition?
Bilimsel bir ziyaretti.
C'était une expédition scientifique.
- Şu günlerde bir keşif seferindeyim.
- Je suis en expédition.
Benden Atılgan'ı bırakmamı ve bir yıl sürebilecek bir keşif seferinde ona katılmamı istedi.
Il m'a demandé de l'accompagner dans une expédition qui pourrait durer un an.
Şehir ormanının karanlık merkezine... Devam et "ulu efendim".
Une expédition au cœur de la jungle urbaine.
Kral savaşa karşı.
Le roi est contre l'expédition des Flandres, je le sais.
Üç gün içinde, orduyu benimle yöneteceksiniz.
Et vous partez dans trois jours. Vous dirigerez l'expédition des Flandres avec moi.
İspanya'ya saldırın, ve Fransa Protestan ülkelerin yanında yer alsın!
La mieux équipée d'Europe! Vous ordonnez cette expédition contre l'Espagne et nous basculons avec l'Angleterre du côté des pays protestants!
Sizin de saklayacak bir şeyiniz olmadığına göre Bayan Styles'ı de sizinle göndermemin sorun olmayacağını sanıyorum.
Puisque vous assurez aussi n'avoir rien à cacher... vous ne verrez aucune objection à ce que Mademoiselle Styles vous accompagne... dans votre expédition.
Dünya dışı bir gezinin maliyetini biliyor musun?
Vous connaissez le coût d'une expédition interplanétaire?
Liderimizin Dünya keşif ekibi tarafından öldürülmesiyle başlayan kutsal savaş 3 yıl sonra neredeyse sona ermek üzereydi.
Après 3 ans la guerre sacrée qui commença quand notre chef a été assasiné par une expédition venue de la Terre était presque finie.
Büyükelçi G'Kar, bakıyorum da küçük keşif gezinden dönmüşsün.
L'ambassadeur G'Kar est de retour de sa petite expédition!
Tarım biyolojisi keşif gezine gitmesini en başta öneren bendim.
C'est moi qui lui ai suggéré de participer à cette expédition agrobiologique.
- Araştırma nasıl gidiyor?
- Comment se passe l'expédition?
1000 yıl önce burada mahsur kalmış bir keşif ekibinin soyundan geliyoruz.
Nous sommes les descendants d'une expédition échouée ici.
Keiko, iki hafta sonra Bajor'da Janitza dağlarına tarım bilimi gezisi düzenlenecek.
Keiko, une expédition d'agrobiologie part pour le mont Janitza sur Bajor dans 15 jours.
Lewis ve Clark seyahatnamesinin yazarları, bir kurda dönüşebilen bir Kızılderiliden bahsetmişler.
Des membres de l'expédition Lewis / Clark ont fait état d'lndiens qui se métamorphosaient en loup.
Ona tuzak kurmak için sahte bir aktarım ayarladık.
Ouais, on a fabriqué de faux bordereaux d'expédition pour lui tendre un piège.
Bulduğumuz çıktılar, nakliye evraklarıymış, kredi kartı numaraları da var ve her kart numarası, kurbanın ailesinden birine ait.
La mallette contenait des ordres d'expédition et les numéros de cartes de crédit des familles des victimes.
Belirlenemeyen bu aşının izlerini taşıyan süt ve et ürünleri işi yapanların izlerini bulabilmemiz için yeterli ipuçlarını içermiyor.
Les ordres d'expédition pour le lait et la viande atteints par le produit ne permettent pas de connaître leur destination.
Lewis ve Clark seyahatnamesinin yazarları, bir kurda dönüşebilen bir Kızılderiliden bahsetmişler.
Des membres de l'expédition Lewis / Clark ont fait état d'Indiens qui se métamorphosaient en loup.
"Bu kolay bir görev olmayacak. Maymunlar sizi yavaşlatacak."
"Difficile sera la mission, les singes ralentissent l'expédition."
- Eh, o zaman belki de kendinizi riske atıp çevrede ne olduğunu saptasanız iyi olur..
Dans ce cas, partez en expédition afin de les localiser!
Vorlon Hükümeti, söz konusu gemilerin kazalara kurban gittiği haricinde herhangi bir açıklama yapmadı.
Selon les Vorlons, il s'agirait d'accidents... et ils ont déconseillé toute nouvelle expédition.
Kusura bakmayın ama Kerani'nin keşfi sırasında Matok'ta bulunmuştum.
Sauf votre respect, je suis allé à Matok pendant l'expédition keranie.
Drazi bölgesine bir sefere çıkıp gezegen çapında kuşatmayı kaldırmak için bir savaş gemisine, bolca mühimmata ve mürettebata ihtiyacın var.
Mener une expédition dans l'espace Drazi et casser le blocus... nécessiterait un vaisseau de guerre, une équipe.
Ordudaki bağlantılarına 14. kadrana bir keşif uçuşu yapmalarını iste.
Faites ordonner une expédition militaire vers le Quadrant 14.
- Ondan sonra yolculuğun geri kalanı sorunsuz geçerdi. – Gerçekten mi?
Le reste de l'expédition est une simple formalité.
Anladığım kadarıyla bir gezi düzenlemeyi planlıyormuşsun.
On m'a dit que vous partiez en expédition.
İzin verin ekip liderimizi tanıtayım Dr. Lenara Kahn ve kardeşi, Dr. Bejal Otner.
Laissez-moi vous présenter notre chef d'expédition, le Dr Lenara Kahn, et son frère, le Dr Bejal Otner.
Klingonlar Yıldız Filosunun solucan deliğinden bir araştırma ekibi yollamasını kabul etti.
Les Klingons ont accepté que Starfleet envoie une expédition dans le vortex
Ve şimdi, yıllar önce yaptığın gezide gördüğün o işaretlerin aynısını 70,000 ışık yılı uzakta bulunan bir ayda gördün.
Un symbole que vous avez vu lors d'une expédition il y a des années de ça, réapparaît sur une lune à 70000 années-lumière de là.
Geçmişe bakınca, yolculuğunuz [br ] değişik açılardan görüldü- - belki de bir hükümetin Japonların [ br] savaş planlarıyla ilgili kaygıları sonucu planladığı bir istihbarat görevinin bir parçası olarak.
Avec le recul, votre expédition a pris un autre sens. C'était peut-être une mission secrète mise au point par un gouvernement inquiet.