Explore translate French
501 parallel translation
İşte Amazon'u keşfediyor Yüzbaşı Spaulding
Voilà le capitaine Spaulding Qui explore l'Amazonie
Sadece teorini açığa kavuşturuyorum.
J'explore votre théorie.
Evine bakıyordum Dorian.
J'explore votre demeure, Dorian.
Tüm bölge polislerine, ülke çapında yapılan aramalarda her taşın altına bakmaları talimatı verilmişti.
Pierre par pierre, la police explore tout le pays.
"Kuzen Linus, yaşam kainata benzer hemen araştırmaya başla, belki yarın dünyayı terk etmeni yasaklarlar".
Qu'a-t-il dit? - Il a dit : "Cousin Linus, la vie est comme l'espace. Explore-la aujourd'hui, car demain, tu n'auras peut-être plus l'autorisation de décoller."
- Colchis topraklarını ara.
Explore la Colchide.
Yıldız filosu araştırılmasını istiyor.
Starfleet veut qu'on l'explore.
Şey... okşa... avuçla... tut... keşfet.
Eh, bien... caresse... avec la paume... caresse... explore...
Maddelerin iç yapısını keşfetme durumu insanın temel keşif doğasında mevcuttur.
La notion de découvrir un ordre fondamental dans la matière est un concept de base de l'homme qui explore la nature.
Munch'un çoğu çağdaşı ona destek için toplandı sanatının insan ruhunu anlamada yeni bir devrim olduğunun farkına vardılar.
Munch a enfin le soutien de nombre de ses contemporains qui comprennent que son art explore de nouveaux terrains d'analyse de la psyché humaine.
Görevi, yine bilinmeyen... dünyaları araştırmak olacak. Yeni yaşam biçimleri aramak ve yeni uygarlıklara ulaşmak.
Mission après mission, il explore des mondes étranges... cherche des formes de vie nouvelles, des civilisations vierges... et va toujours plus loin... là où l'homme n'a jamais pénétré auparavant.
Gerçekten mi? Zemin üzerinde tatminkar bir inceleme için bana izin verir misiniz?
Veuillez m'excuser pendant que j'explore le plancher.
Ben de pek çok farklı işler denedim.
J'explore de nouvelles voies et je n'en ai pas honte.
Hayatı biliyorum. Keşifler yapıyorum.
Je connais la vie parce que j'explore...
... cinselliğin yan yollarını keşfeden bir kitap... çağının ötesinde.
Qui explore les chemins de traverse de la sexualité, c'est avant-gardiste.
Bev bu iç organlar için değil.
Bev, on n'explore pas avec ça. Tu te souviens?
Biz bilinmeyeni keşfediyoruz.
On explore l'inconnu.
Yemek bulmak için çevreyi tarayan Little Fellow, hiçbir şey bulamamıştı, tarla faresi dahi yoktu.
Après avoir exploré les alentours, le petit homme admit qu'il n'avait rien vu, pas même un mulot.
Beraber geçirdiğimiz aylar boyunca... Londra'da gitmediğimiz çok az yer kalmıştı.
Durant ces mois passés ensemble, nous avons exploré les moindres recoins de Londres.
Ben bir altın saçlı baş rahibe bulmak için bu toprakları çok aradım.
J'ai exploré bien des pays avant de trouver une grande prêtresse aux cheveux blonds.
Wilkins sahil şeridini 1928'de.
Wilkins a exploré la côte en 1928.
Demek araziye daha önce girmiştin.
Vous aviez déjà exploré le verger?
Burada incelemeler yapmış.
Il a déjà exploré.
İnsanoğlu Everest'e tırmandı, okyanusun dibine indi.
L'homme a escaladé l'Everest, et exploré le fond des mers.
Talos grubu henüz tam keşfedilmedi.
Le système de Talos n'a pas été exploré.
Hepimizin keşfedilmesi gerekir.
Chacun de nous mérite d'être exploré.
- Adamların adayı aradı mı?
- Vos hommes ont exploré l'île?
Doğu çölümüz, orada hayat olamayacağını düşündüğümüz için hiç araştırılmadı.
Notre désert oriental n'a jamais été exploré car nous avons toujours supposé que la vie ne pouvait y exister.
Bedenlerimizin en derin sırlarını keşfettik beraber.
À deux, nous avons exploré les secrets les plus intimes de nos corps.
5 yıl önce tüm bölgeyi gezdim.
Il y a cinq ans, j'ai exploré toute la région.
Scott azap veren ve yer yer kendini yok eder nitelikte...
Scott a exploré les voies tortueuses et parfois autodestructrices...
Geniş bir bölgeyi keşfettik.
Nous avons exploré un vaste secteur.
Bizden biraz ileri bir teknolojik uygarlık varsa,... bizim Güneş Sistemi'mizi keşfe çıktılarsa,... şimdiye kadar burada olmalıydılar.
S'ils sont en avance... sur nous qui avons déjà exploré le système solaire... alors ils devraient déjà être ici.
Astronomlara göre Mars, dünyaya çok benzeyen bir yer olup, keşfedilmeyi bekliyor.
Pour l'astronomie, Mars est une planète bien réelle... un monde qui attend d'être exploré.
Belki de bir iki yüzyıl sonra güneş sistemimiz tamamen keşfedildiğinde kendi gezegenimizi daha iyi kontrol edeceğiz.
Peut-être, dans un siècle ou deux, ayant exploré le système solaire... aurons-nous mis de l'ordre sur notre planète.
Gece gökyüzünde bir ışık noktası olarak göremeyeceğimizi fakat sonuçta, keşfedilmesi gereken bir yer.
Il ne serait plus seulement un point dans le ciel nocturne... mais, pour toujours, un endroit exploré et connu.
Cosmos'un Voyager uzayaraçlarını Saturn, Uranus, ve Neptun gezegenlerini ve ötesindeki yıldızları keşfederken gösterdiğinden beri.
Depuis les débuts de Cosmos... Voyager a exploré les systèmes de planètes telles que... Saturne, Uranus et Neptune... et a dépassé les planètes les plus lointaines, près des étoiles.
Hiç içindeki dişi yanı keşfe çalıştın mı?
As-tu jamais exploré ta composante féminine?
Ve orada keşfedileceklerin hepsiyle. "
Et tout ce qu'il y aura devra être exploré. "
Fabrikayı karış karış dolaştık.
Nous avons tout exploré, mètre carré par mètre carré.
Askeri kaynaklarımızla yeniden temasa geçtik.
Nous avons exploré toutes nos pistes au sein de l'armée.
Eski metro sistemlerinden biri ve ben kendim bazı tüneller araştırdım ve haritalarla birlikte odalar buldum çok eskiydi,
Le métro ici est très vieux. et j'ai personnellement exploré quelques tunnels.
Fakat henüz, kimse gökyüzünün taslağını çıkarmadı.
Mais une chose est certaine, personne n'a exploré les cieux.
1804 yılında, Louisiana bölgesinden Pasifik kısına kadar olan bölgede bir keşif gezisi yapıldı.
En 1804, une expédition a exploré la région s'étendant de la Louisiane à la côte pacifique.
Talos Grubu hiç keşfedilmedi.
Le Groupe de Talos n'a jamais été exploré.
Pek çok kez ben kendim sulara girerek kapatylmy? dosyalaryn bulundu? u raflary ara?
J'ai moi même exploré de nombreuses fois ce marais de causes perdues..... et c'est une coincidence que d'avoir pu sauver 322 feuilles sur les 500...
Hedefimiz, daha bir Federasyon gemisi tarafından... ziyaret edilmemiş olan, Morgana Kadranı.
L'EMPRISE DU SILENCE - Nous voici dans le cadran Morgana, un secteur qui n'a jamais été exploré par un vaisseau de la Fédération.
Yamato tarandığında neredeymiş?
Quand le Yamato a été exploré, où était-il?
Galaksimizin sadece % 19'unu keşfettik. Gerisi hala bizi bekliyor.
Nous avons exploré 19 % de la galaxie, le reste est à portée de main.
Gizli kalmış hiçbir şey kalmadı.
On a vraiment tout exploré ensemble, hein?
Sandallara binip kıyıları araştırmaya çıktık.
Après avoir acheté des pirogues, nous avons exploré les rives.