Explosion translate French
5,940 parallel translation
- Patlama bölgesinin çok yakınında olduğunu mu söylüyorsunuz?
- Vous disiez qu'il était proche de l'explosion?
Diane, yetkililer patlamadan dakikalar önce alışveriş merkezine giren bu adamları arıyor.
Diane, les autorités cherchent à interroger ces hommes vus entrant dans le centre commercial quelques minutes avant l'explosion.
Tekrar ediyorum müfettişler alışveriş merkezindeki olaya ana gaz borusundaki patlamanın neden olduğunu belirlediler.
On le répète... les enquêteurs ont déterminé que l'explosion du centre commercial a été causée par une explosion de gaz.
Sonuçta bir patlama oldu.
Il y a toujours eu une explosion.
Bir patlama oldu.
Il y a eu une explosion.
Şimdi, patlamaya kimin sebep olduğunu bulacağız.
Trouvons la cause de l'explosion.
Patlamadan hemen önce birkaç tane boş kutu buldum.
C'est pas tout. J'ai trouvé des cartons vides, juste avant l'explosion.
Patlamayı tespit edip, Ultra'daki bütün D-çiplerini çalıştıracaklarına eminim.
Je suis sûre qu'ils vont détecter une explosion, ensuite ils allumer ont toutes les puces D à Ultra.
Manhattan'daki Battery Park yakınlarındaki genetik araştırma tesisindeki patlamadan sonra şehrin merkezindeki birçok iş yeri bugün kapalıydı.
JOURNALISTE : Près d'une douzaine d'entreprises sont fermées aujourd'hui, à cause d'une explosion dans un labo de recherche en génétique à Manhattan.
Patlamadan önce onu gördüm.
Je l'ai vu avant l'explosion.
Frank, ordu donanım uzmanı olmadan patlatamayız.
Frank, on ne peut pas procéder à l'explosion sans l'expert.
Aracın patlama alanında.
Votre jeep est dans la zone d'explosion.
İçten gelen nötronlar patlama öncesi yakıta dönüşmeyecek mi?
Les neutrons spontanés ne vont pas provoquer l'explosion?
Yangın felaketinin sonucu olarak bir patlama.
Une explosion qui a eu pour résultat cet enfer.
Patlamadan dakikalar önce polise isimsiz bir ihbarda bulunuldu.
Un appel anonyme a prévenu la police quelques minutes avant l'explosion.
Aynı kişinin, başka bir patlama daha olacağı konusunda uyardığı bildirildi.
Il est précisé que la même personne aurait prévenu de l'imminence d'une autre explosion.
Polis, bugün bir apartmanda yaşanan silahlı çatışmanın bombayla bağlantısı olabileceğinden şüpheleniyor.
La police pense que cette explosion a peut-être un lien avec une fusillade survenue plus tôt dans la journée.
Bu düğmeye basıldıktan iki dakika sonra infilak ediyor.
L'explosion se produit deux minutes après avoir appuyé sur ce bouton.
İlk görüşmeden dakikalar sonra gemiden yaşanan bir patlamayla Aruna mürettebatı ve komuta merkezi arasındaki bütün bağlantııyı kaybettik.
Quelques minutes après cet appel une explosion à bord a coupé tout contact entre le centre de contrôle et l'équipage de l'Aruna.
Patlayan hindi bölümünden sonra misafir çağırmama izin yok.
Je ne suis pas autorisé à arranger la liste des invités depuis l'explosion d'un bout de dinde.
Ateşin geldiğini biliyorduk, o yüzden kaçtık ama onlardan birisi takip etti.
Nous savions que l'explosion arrivait alors nous nous sommes enfuis, mais l'un d'entre eux nous a suivis.
- Bir taskinlik daha mi bekleyeyim?
Dois-je m'attendre une autre explosion? Non.
Evet... bir lanet büyük patlama.
Une putain d'explosion.
'Büyük bir patlama net bir şekilde gözleniyor.'
On y voit clairement une énorme explosion.
'Bir hamile kadın'patlamayla ayakları kopmuş.'
- Une femme enceinte a été emportée par l'explosion.
Yanlış şekilde patlatırsan içindekini kaybedersin.
Une mauvaise explosion, on perd le contenu.
- Hayır! Patlaman çok büyük.
Ton explosion est trop forte.
1994'teki bombalamaya karışmış beş kişi vardı. Tüm üyeleri "Kızıl Mektup Tugayı" olarak bilinen anti küresel bir gruptaydılar.
Cinq personnes étaient impliqués dans l'explosion en 1994, tous les membres du groupe de l'anti-mondialisation connu sous le nom de la Brigade à la Lettre Rouge.
Etrafına bir zaman kapsülü cisimleştirerek gemin patlamadan bir saniye önce hayatını kurtardım.
J'ai matérialisé une capsule temporelle autour de vous pour vous sauver la vie une seconde avant l'explosion, mais allez-y, pleurez.
Faruq Tabrizi, geçen seneki İstanbul bombalamasından sorumlu olan terör hücresini yönetiyor.
C'est Faruq Tabrizi, leader de la cellule terroriste responsable de l'explosion de l'hôtel à Istanbul l'année dernière.
Annie'nin patlama alanı dışında olduğundan emin olmak için GPS sinyali iki kere kontrol edildi mi?
Personne n'a vérifié le signal du GPS d'Annie pour être sur qu'elle est hors du rayon d'explosion?
Markete giderken köprüden geçen ve patlamada ölen kadını unutursun.
Vous oubliez la femme au marché qui est morte dans l'explosion.
Bir gaz patlaması sırasında insanların lime lime parçalanması gibi mi?
Une explosion de gaz Dans laquelle les spectateurs sont littéralement déchirés membre par membre?
Okuduğum raporlara göre Altan'ı CIA tesisine götüren oymuş ama onunla tesise girmemiş bu sayede patlamadan kurtulmuş.
D'après le rapport que j'ai lu, elle à livré Altan a la cellule de la CIA mais ne l'a pas accompagné à l'intérieur, ce qui l'a protégé de l'explosion.
Şikago binasındaki herkes patlama anında öldü.
Tous ceux qui étaient dans la planque de Chicago au moment de l'explosion sont morts.
İspanyol İstihbaratı 6 yıl önce Atocha üssü bombalanmasıyla bağlantılı olarak Ivan hakkında bilgi toplamaya başlamış.
Les services secrets espagnols ont arrêté Ivan il y a six ans à Barcelone en rapport avec l'explosion à la gare Atocha.
Yasumuto Binasındaki patlama bir makine tarafından planlanmış terörist saldırısıydı.
L'explosion chez Yasumoto Towers était une attaque terroriste, planifiée et exécutée par une machine.
Yasumoto Binasında, humanichs laboratuvarını yok eden patlama insan düşmanlarımız tarafından değil de bir makine tarafından planlı şekilde gerçekleştirilmiş bir terörist saldırısıydı.
L'explosion à la Tour Yasumoto qui a détruit le labo d'Humanichs Corp. était un attentat. Planifié et exécuté non par nos ennemis humains, mais par une machine.
Patlayıcı kullanmanın başarıya ulaşma olasılığı- -
La probabilité de succès - pour une explosion...
Patlamada öldüğüne dair hiçbir kanıt yok ortada.
Rien ne prouve qu'il soit mort dans l'explosion.
Yasumoto Binasında, humanichs laboratuvarını yok eden patlama, bir terörist saldırısıydı.
L'explosion à la Tour Yasumoto qui a détruit le laboratoire d'Humanichs Corporation était un attentat.
Bahsettiğimiz şey, parçacık hızlandırıcıdan etkilenmiş olabilecek diğer insanları kontrol altına almamıza yardımcı olmandı.
On a parlé de toi nous aidant à maitriser les autres personnes qui auraient pu être affectées par l'explosion de l'accélérateur.
- Hızlandırıcı patlamasında ölen kişi.
Celui qui est mort la nuit de l'explosion? Oui.
Hızlandırıcı patlamasından sonra onun gibilerin olabileceğinden şüpheleniyoruz.
Depuis l'explosion de l'accelérateur Nous suspectons qu'il y en a plusieurs comme lui.
Parçacık hızlandırıcı patlamasında ortaya çıkan karanlık maddeye maruz kaldığında kendisi üzerinde deney yapmaktaysa...
S'il faisait ses expérimentations sur lui même quand il a été exposé à la vague d'électrons relachés par l'explosion de l'accélérateur de particules
Gittiğiniz günden bir gün sonra Ayda çok büyük bir patlama oldu. - Güç çekirdeği mi?
Un jour après que tu sois parti, il y a eu une énorme explosion sur la lune.
Güç çekirdeğindeki patlamadan dolayı mı?
L'explosion?
Seni komaya sokan patlama aynı zamanda benim nişanlımın ölümüne sebep oldu.
L'explosion qui t'a mis dans le coma a aussi tué mon fiancé.
Cisco, patlamayı burada kesemezsen binadaki herkes ölür.
Cisco, si tu ne bloques pas l'explosion, tout le monde dans ce bâtiment va mourir,
Patlama gecesi idam edilen var mı bir bak.
La nuit de l'explosion, recherche si quelqu'un a été exécuté.
Gaz odasındayken patlamadan etkilenmiş olmalı.
Il pourrait avoir été infecté par l'explosion pendant qu'il se faisait gazé.