English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Expresso

Expresso translate French

358 parallel translation
Dün gece var ya le drug store'da takılırken işte yani çocuklardan ikisiyle espresso deviriyordum ki
Tu vois, hier soir, j'étais super en scène au drugstore, je me tapais un super expresso avec deux potes de quartier quand soudain ce type genre nouvelle vague entre.
Sana ekspresso yapacaktım.
J'allais faire un expresso.
Şarap, kokteyl, espresso?
Vin, cocktail, expresso?
Arkadaşıma bir espresso yapar mısın?
Un expresso pour mon ami?
- Hm kötüymüş.
Je prendrai un expresso.
- Willie neler oluyor?
Non! - Il arrive, cet expresso?
Üstünde kartal olan restoran espresso makinesi.
C'est une machine à expresso de pro, avec un aigle dessus.
Her ne ise sizi sert bir kahveden daha çabuk kendinize getiriyor.
Bref, la pacification, ça dynamise, ça vaut un expresso!
Vietnam'daki çatışmaları nasıl bir fincan kahve ile kıyaslarsın?
Comment oser comparer le conflit ici, au Vietnam... avec un verre d'expresso?
Vietnam'a hoş geldiniz, insanı sert bir kahveden daha fazla çarpan bir ülke.
Bienvenue au Vietnam, pays plus revigorant qu'un expresso... ou un suppo-caoua.
Espresso olsun lütfen.
Un expresso, si possible.
Espresso ister misin?
Vous voulez un expresso?
Yoksa espressonu içemezsin kaptan.
Vous ne buvez pas votre expresso, mon capitaine.
Epresso olabilir mi lütfen.
Un expresso, si possible.
"İki espresso" dedi.
"Deux expresso", il a dit.
- Espresso? - Hayır, sağolun.
Un petit expresso?
- Ben kafeinsiz espresso alacağım.
- Un expresso décaféiné.
Garsonluktan oraya terfi etmis.
Après avoir vendu des machines à expresso.
Espresso?
Expresso?
Sanat galerisinde sana limonlu espresso mu yapmıştım?
Je t'ai fait un expresso à la galerie d'art, avec un zeste.
Espresso korkunç.
C'est pas bon, l'expresso!
Salağın biri az önce 4 fincan İtalyan kahvesi ısmarladı.
Du calme! Votre serviteur ayant pris quatre tasses d'expresso est un peu nerveux.
Bu bir espresso makinesi.
Une machine à expresso.
Buraya bir espresso ve latte alabilir miyim, lütfen?
Je peux avoir un expresso et un lait chaud?
Sana bir espresso servisi yaptım Starbucks'ta. Espresso.
Je t'ai servi un expresso.
Espressoyu severim. Bence daha iyi.
- J'aime l'expresso, c'est aussi bon.
- Espressoyu sevdiğimi biliyorum.
- Je sais que j'aime l'expresso.
- Kahve Charlie.
- Charlie, un expresso.
Evet. Espresso.
Oui, un triple expresso.
Ermalinda ona kendi kendine expresso yapmayı öğrettiğinden beri kendini bir şey sanıyor.
Depuis qu'Ermelinda lui a appris à faire l'espresso il se croit adulte.
Enerji depolamak! Porto Riko espressosu.
Un jus de taureau, un expresso portoricain.
Borcunu çalışarak ödersin diye düşünmüştüm. Klübe gelip çocuklara espresso yapar geitr götür işlerine bakarsın. Böyle şeyler.
Pour te racheter tu bosseras au club, tu feras les expresso pour les gars, des trucs comme ça.
- Espresso?
- Expresso?
Duble espresso'ydu. Haklısın.
Je me souviens que je buvais un grand expresso.
Sweeney serisinin tamamı ve bir espresso makinesi.
Toute la collection de Flic et Policier et une machine à expresso.
- simdi espresso zamani. - Harika.
- On va prendre un expresso.
Espresso makinem yok.
Je n'ai pas de machine expresso.
- O zaman espresso olmaz.
- Alors ce n'est plus un expresso.
Espresso içiyoruz.
Qu'est-ce que tu dis? On prend un expresso.
Hayir, espresso içmiyoruz.
Non, on ne prend pas un expresso.
Sert espressodan miydi, yoksa sert tartismadan mi bilmiyorum ama, ama her ne sebeptense, ayaklarim bile o gece uyumadi.
J'ignore si c'était l'expresso corsé ou les paroles corsées, mais même mes pieds eurent du mal à s'endormir cette nuit-là.
New York ünlülerinden biri olmanın en iyi tarafı büyük olaylara çağrılmaktır.
Quatre tasses expresso et le moulin à poivre. D'accord, la chaise éducative Petit Poucet.
Ben bir espresso istiyorum ve de ufak bir pasta, veya ay çöreği.
Je prendrai un expresso avec... une petite pâtisserie, ou un croissant.
- Duble espresso.
- Un double expresso.
Büyük ekspresoIar aIıp sahiIde yürüyeIim haydi.
Allez, un expresso et balade sur la plage.
Bana duble expresso almanı istiyorum ve... Vicky'nin moteline aşk merdiveni yolla ve Regi aradı mı?
Tu vas m'apporter un quadruple expresso, envoyer des magnolias à Vicci à son hôtel...
Kimsenin TV si, CD leri yada DVD si yada videosu.. - -yada expresso makineleri yoktu.
On n'avait pas de télé, de CD, de DVD, ou de vidéo... ni de machine à expresso personnelle.
Ekspreso, lütfen.
Un expresso.
Bir espresso.
Un expresso
Üçlü espresso.
Un triple expresso.
Bir Expresso daha alabilir miyim.. - Siparişimizi ne zaman alacaksınız?
- On peut commander?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]