Eşin mi translate French
184 parallel translation
- Eşin mi?
- Votre femme?
Eşin mi?
Votre femme?
- Bu senin eşin mi?
- C'est votre femme?
- O senin eşin mi?
- C'est ta femme, alors?
- Eşin mi?
- C'est ta femme?
Metresim yerine, eşim olmayı yeğlemez misin? Eşin mi?
Tu ne préférerais pas être ma femme au lieu de ma maîtresse?
Peki o, yâni o kadın, senin eşin mi?
Cette fille, cette "elle"... C'est votre femme?
- Bu kim, eşin mi?
- Ta femme?
Elizabeth eşin mi?
Ta femme s'appelle Elizabeth?
Eşin mi?
Ta femme?
- Şey bu senin eşin mi?
C'était votre mari?
Bu senin eşin mi?
C'est ta femme?
Mark'ın mı, eşin mi?
Mark ou la femme?
Eşin mi?
Votre mari?
- Bu eşin mi?
- C'est votre mari?
- Eski eşin mi?
Ton ex? Tu plaisantes.
Eşin mi?
C'est ta femme?
Eşin mi? Ne?
Ton époux?
Eşin mi?
C'était votre femme?
Bilmiyorum. Eski dost derken, okul arkadaşı mı, bowling eşin mi, seni boğulmaktan mı kurtardı?
Par "vieille amie", tu veux dire copine de fac et de bowling qui t'a sauvé de la noyade?
İlk eşin iznini almak çok uygun, değil mi?
La permission de la première femme!
Sen kendi paçanı kurtaracaksın, eşin de burada kalacak öyle mi yani?
Je sauverais ma peau en abandonnant ma femme?
- Eşin gelecek mi?
Ta femme doit venir?
- Söylesene Bert, eşin de seninle geldi mi?
- Dites-moi, Bert, vous êtes venu avec votre femme?
Ve eşin de o kadar tatlı ki. Onun hakkında çok şey duydum. Küçük, muhteşem bir erkek çocuğunuz var, değil mi?
Ils m'ont parlé de votre jolie femme et de votre délicieux petit garçon.
- Eşin dönecek mi?
- Va t-elle revenir?
Yalnız her yedi yılda bir mi eşin oluyor?
Vous ne prenez un partenaire qu'une fois tous les sept ans?
Eşin sana anlatır, değil mi?
C'est une occasion magnifique.
o da, "Eşin mi, eşin ne yapacak beni?" dedi.
" Pour femme?
- Eşin mi? - Gel hayatım.
Cette chambre est pour vous et votre femme.
Matsu senin eşin değil mi?
Matsu est ta femme.
Mezuniyet balosundaki eşin de mi bize katılacak?
Ton cavalier du bal de fin d'études aussi?
Muhteşem bir bir eşin var öyle değil mi?
Vous voyez!
Yani şimdi bir pilota esin mi vereceğim?
Alors je suis censé donner de l'inspiration à un pilote?
- Eşim mi? - Aslında ikinci eşin olarak.
- La deuxième.
Yanılmıyorsam şarap eşin için, öyle değil mi?
Le vin blanc, c'est pour votre femme?
Eşin ve çocukların yerleşti mi? Evet.
Femme et enfants, ça va?
Eşin ve çocukların yerleşti mi?
Rod. Femme et enfants, ça va?
Eşin ve çocukların yerleşti mi?
Alors, femme et enfants, ça va?
Eşin mi? - Benim eşim!
- C'est ma femme!
Dutları yediniz, sonra eşin de yedi ve her şey düzeldi, öyle mi?
Tu as mangé des mûres, ta femme aussi et tout allait mieux.
Şunlardan da bir tane alayım. Eşin için mi?
Et pendant que j'y suis.
Çocukların ve eşin için yaşaman ve kendini koruyabildiğin kadar koruman gerekiyor değil mi?
Alors tu dois à ta compagne et à tes enfants de rester en vie aussi longtemps que possible, hein?
- Ruh eşin değil mi?
- C'est l'âme sœur, tu crois?
Eşin Safeway'de iyi mi?
Combien elle gagne, ta femme, au Safeway?
İki eski eşin mi var?
Deux ex-femmes...
Eşin öldüğü zaman ah ettin mi?
Quand ta compagne est morte, tu as soupiré.
İşte ispatı. - Eşin mi?
- C'est votre femme?
Şimdi, bu esin verici değil mi?
Quelle leçon, non?
Hiçbir zaman bir eşin ve çocuğun olacağını düşünmedin değil mi?
Tu ne t'imaginais pas avec une femme et une fille, hein?
- Eski eşin bunu destekler mi?
Votre ex-femme peut le confirmer?