Facebook translate French
1,596 parallel translation
İki gündür bu Joshua'ya mesaj yolluyorum şimdiden parmağımda oynatıyorum onu.
Deux jours sur facebook avec ce gosse de Joshua et il me mange dans la main.
Böyle giderse, Facebook'taki ilişki durumumu "karışık" olarak değiştirmek zorunda kalabilirim.
Si cela continue, je vais peut-être changer mon statut de relation sur facebook à "c'est compiqué"
ben sadece vipmerkezi.net ve gelişmelere bakıyordum
J'étais sur Facebook, ce genre de chose.
Kendini siber-sapık konumuna sokup Facebook durumunu değiştirip değiştirmediğini kontrol ettiğinde.
Ou pire... tu te retrouves à harceler sur le net vérifier si elle a changé son statut Facebook
Facebook durumumu güncelledim bile.
J'ai déja mis à jour mon statut Facebook
Cumartesi gecesinden beri ondan haber alamıyorum ve Twitter ve Facebook hesabını güncellememiş.
Je n'ai pas eu de ses nouvelles depuis samedi soir et il n'a rien posté sur son Twitter ni son Facebook.
Facebook, YouTube- - Kimse ondan haber almamış.
Facebook, YouTube- - Personne n'a entendu parler de lui.
Çünkü insanlar beni sürekli açılı fotoğraflarda etiketliyorlardı.
Et j'ai quitté Facebook, car on me taguait sur des photos en contre-plongée.
Biliyorum, bir de hep Facebook durumlarımı beğeniyor.
Je sais et elle aime tout le temps mes statuts facebook.
Ama, bu arada, Facebook ve Twitter'a gidip bizi beğenebilir ve bir sürü güzel şey görüp yarışmalarla eğlenebilirsiniz, bu harika olur.
Mais, en attendant vous pouvez venir sur facebook et twitter et nous aimer et voir plein de trucs cool et de concours amusants et ça sera génial.
Amy'nin Facebook'u aracılığıyla arkadaşlarına ulaştım.
De ses amis sur sa page Facebook.
Sam'in Facebook sayfasına bak.
Regardez la page Facebook de Sam.
Sana Facebook'ta gördüğümüz bir resmi sormak istiyorduk sadece.
On veut te parler d'une photo qu'on a vue sur Facebook.
Neden Facebook sayfama bakıyorsunuz?
Pourquoi regardez-vous ma page Facebook?
Sam, Facebook resimleriyle ilgili daha fazla bir şeyler söyledi mi?
Sam en a dit plus sur les photos de Facebook?
Facebook'tan bulurum seni.
Je vous trouverai sur Facebook.
Yüzüğün 500 tane resmini Facebook'ta yayınlamayı anlamıyorum ama nefret ettiğim birkaç kıza göstermek istiyorum.
Je ne peux pas mettre en ligne 500 photos de mariage sur Facebook, mais je veux montrer ça à deux filles que je déteste.
Gönderdiğiniz her e-posta, girdiğiniz her site eşinizin Facebook'undan baktığınız her resim, hem de hepsi.
Chaque mail que vous envoyez, chaque site que vous visitez, chaque image que vous regardez sur la page Facebook de votre femme, tout est surveill .
Facebook'unda sohbet etmekte iyi olmadığını söylemiş.
Sur Facebook, elle a dit qu'elle était pas très douée pour la conversation.
Facebook'taki arkadaş listene baktım.
J'ai regardé ta liste d'amis sur Facebook.
Facebook'a, Tumblr'a, Twitter'a, Flickr'a ve Amerika Psikologlar Derneğinin internet sayfasına.
Facebook, Tumblr, Twitter, Flickr, et sur le site de l'association de psychologie américaine.
Eğer benimle iletişim kurmak istersen Facebookta olacağım.
Si tu veux qu'on reste en contact, j'ai un compte Facebook.
Gemma'nın Facebook sayfası.
Sur la page Facebook de Gemma.
Geçende beni Facebook'una ekledi.
Il m'a ajouté sur Facebook l'autre jour.
Onu benimle mi aldatıyorsun? Bu gece burada aramızda Facebook ve Twitter'da yıldızı hızla yükselen ayrılık artistimiz Krish var.
Avec nous ce soir, Krish qui deviens la nouvelle star de la rupture sur Facebook et Twitter.
E-postalarıma cevap vermiyor Mesajlarımı görmezden geliyor.
Elle m'a bloqué sur Facebook...
Sadece Allah bilir.
Facebook... La semaine dernière. Je vous avais dit que c'était lui!
Sana Facebook'taki cocuğun o olduğunu söylemiştim. Ever, o benim. Facebook'taki çocuk.
Meera, je pense que ce qu'on a vécu c'était de l'amour.
Bu da FaceBook'a gidiyor.
Ni quand, comment et dans quelle vie... On les recroisera...
Sadece Facebook şifresini değiştirdi diye onun başının belada olduğunu mu düşünüyorsun?
Et tu crois qu'uniquement parce qu'il a changé son mot de passe sur Facebook, il a des ennuis?
- Oğlum Spencer, aslında internet hesaplarımızla ilgili bir anlaşmamız vardı, bu sabah baktığımda,
- Mon fils, Spencer, en fait. Lui et moi avons un accord concernant ses comptes en ligne et en vérifiant ce matin, j'ai vu qu'il avait changé son mot de passe Facebook et je ne le trouve pas.
Casey Anthony facebook sayfama girip Casey Anthony facebook arkadaşlarımın... Casey Anthnoy'nin, Casey Anthony'nin avukatına surat astığını görüp görmediklerini öğrenmeliyim.
Direction la page Facebook sur Casey Anthony, pour voir si mes amis ont vu Casey Anthony tirer cette tête à son avocat.
- Facebook sayfasından.
- Sa page Facebook.
Her gün güne Facebook, Twitter, tumblr ve Instagram'a bakarak başlarım.
Chaque jour je commence avec Facebook, Twitter, Tumblr et Instagram.
Patronum bana bir Facebook resmi gösterdi. New York'ta çaktığı bir karı. Ben de bir baktım.
Mon patron me montre la photo d'une de ses copines à New York.
- Sanırım o adada Facebook yoktu.
Vous n'aviez pas Facebook sur cette île.
Facebook ve diğer sitelerdeki durum raporlarına bakın isterseniz.
Tu devrais voir son statut sur facebook ou machin truc.
Hay ben bu Facebook gizlilik ayarlarına!
Foutu Facebook.
Facebook'a yolladım.
Je l'ai posté sur Facebook.
Yeni erkek arkadaşınızın eski kız arkadaşı Facebook'ta - size fahişe mi dedi?
Donc, l'ex-copine de votre nouveau copain est allée sur Facebook, en vous traitant de pute?
Facebook sayfasında yazdığına göre, ki günde sadece 20 kez falan giriyorum, her gün buraya egzersiz yapmaya geliyormuş, böylece onunla karşılaşabiliriz.
D'après sa page Facebook que je ne regarde que 20 fois par jour, Il s'entraine là tous les jours, donc on devrait le croiser.
- Facebook'ta arkadaşların yok.
Vous n'êtes pas amis Facebook. Je m'en charge.
Facebook sayfanızda çocuğunuzun olmadığı yazıyor.
Ta page facebook prétend que tu n'as pas d'enfant.
Çeviri : reyhan İyi seyirler...
Sync, Traduit, relue par Tofeur Simpsonsub sur Facebook
Silah seslerini duyduğumda, sığınakta Facebook mesajlarıma bakıyordum.
J'étais dans le salon, je vérifiais mes messages sur Facebook quand j'ai entendu les coups de feu.
Belki de hayatımızın sonuna kadar beraber olmamız gerekmiyordu.
C'était un gars qui m'a ajouté sur Facebook.
Nasıl öğrendiler bilmiyorum ama ülkedeki bütün lezbiyenler Santana ile çıktığımızı öğrendi ve öğrendiklerinden beri tweetler ve Lord Tekir'in Facebook sayfasına mesajlar yollamaya başladılar.
C'est les lesbiennes du pays, elles ont su que Santana et moi sortions ensemble et elles ont commencé à m'envoyer des tweets et des posts sur le mur de Lord Tubbington.
Koyduğumun Facebook'u, internet'i, DVD'leri.
Vous n'êtes pas dans le vrai. un adulte accompli qui a réalisé ses rêves. Que des conneries.
Çünkü Facebook'ta onunla çıktığın yazıyor.
Parce que sur Facebook, ça dit que tu sors avec elle.
Facebook kavgası.
Le mec de Facebook...
Üzgünüm...
Ca va direct sur Facebook.