Fahişe translate French
5,854 parallel translation
Pejmürde tişörtlerle gelip, erkek arkadaşınla ilişkiye girip çekip gidecek bir fahişe değilim ben.
Je ne suis pas une trainée qui vient avec un vieux t shirt, pour baiser avec ton copain et repartir.
Ha beğenmiyorsanız mutfak masasında işi görebilecek kıçı kırık bir fahişe bulun.
Sinon, prend quelque chose de moche ça ne me dérange pas si tu la baises sur la table de la cuisine.
Mickey'in evlendiği orospu ciddi ciddi Garden Springs Spa'da çalışan bir fahişe çıktı.
La pute avec laquelle Mickey va se marrier est une pute actuelle qui travaille au spa "Garden Springs"
Madem sen göğüslü fotoğraf çektirdin, ben de popomu onun yüzüne yapıştıracağım çünkü doğum günü için istediği tek şey koca popolu bir fahişe.
Comme tu as posé avec tes nichons, je vais poser avec mon cul sur sa face, parce que tout ce qu'il veut pour son annif, c'est un "gros cul de pute".
# Doğum günüm için istediğim tek şey koca popolu bir fahişe #
♪ Tout ce que je veux pour mon anniversaire, ♪ c'est un gros cul de pute.
# Doğum günüm için istediğim tek şey koca popolu bir fahişe #
♪ Tout ce que je veux pour mon anniversaire, c'est un gros cul de pute. ♪
"Popo" ve "fahişe" dendiğini duydum girmesem olmazdı.
J'ai entendu "cul" et j'ai entendu "pute", alors il fallait que je m'incruste.
Evet ve 2 Chainz bizimle tanıştığına memnun olduğunu ve iki iyi koca popolu fahişe olduğumuzu söyledi.
Oui, et 2 Chainz a dit qu'il nous avait appréciées et qu'on avait des gros culs de putes.
Uyuşturucu ve fahişe olmayacak.
Janice, c'est Omaha.
Beni öldü kabul eden yasa seni bir fahişe gösteriyor.
L'acte qui me fait morte fait de toi un traîné.
Fahişe gibi bir şey.
Pour dire une salope.
Öyle görünüyor ki Mitchell'ın ailesi o kampa verdikten üç hafta sonra iki yıl önce fahişelikten kapatılan yapay bir şirkete özel ödeme yapmışlar çalışan tek fahişe Isabella Grant görünüyor.
Il s'avère que les parents de Mitchell, 3 semaines dans ce camp de conversion, commencèrent à verser des paiements à une entreprise bidon qui a été fermée il y a 2 ans pour prostitution, dont l'une d'entre elles était Isabella Grant.
Ah, fahişe mi demek istiyorsun?
Un air de "Attrape-moi, idiot"?
Kocamın bana "fahişe" dediği gün de özel bir gündür.
Mon mari m'appelant une pute, c'est une occasion.
Bağımlı bir fahişe.
Une pute camée.
Fahişe rolüne girmiş polislerle ilgili bir film.
C'est un film sur des flics qui sont infiltrés en tant que prostituées.
Bak, adı Shasta olan erkek bir fahişe polisi oynuyorum ben.
Ecoutez, vous voyez, je joue un flic qui va sous couverture en tant qu'homme prostitué qui s'appelle Shasta.
Fahişe?
Une pute?
Fahişe olan.
C'est une pute.
Affedersin, fahişe ( harlot ). Şaka yapıyorum.
Désolée trainée, je plaisante.
Yaylan bakalım yoksa annene fahişe olduğunu söylerim.
- Dégage ou je préviens tes parents que tu fais la pute.
Fahişe misin? Fahişe misin?
C'est ça, la pute?
- Ne? Güzel diye fahişe olması normal midir?
- C'est normal qu'elle fasse la pute?
Elieen'i reddetti ve ona fahişe dedi.
Il a répudié Eileen, l'a traitée de pute.
Cumartesi gecesi sana nereden mesaj atıyor, Fahişe Adası'ndan mı?
D'où est ce qu'il t'envois des sms un samedi soir? L'île des putes?
Hem lezbiyensin hem fahişe.
Vous êtes une lesbienne et une prostituée.
Homoseksüel bir fahişe.
Un prostitué, un homosexuel.
Genelevde genç bir adamla tanıştım. Homoseksüel bir fahişe.
Tu sais, j'ai rencontré un jeune homme au bordel, un prostitué, un homosexuel.
Hiç kimse o kömür tenli fahişe topluluğuna inanmayacak.
Personne n'ira croire des prostituées de couleur.
Unutmayalım ki yasa önünde eşit olmadığımızı göstermek için bir fahişe öldürdü.
Il ne faut pas oublier qu'il a tué une prostituée pour illustrer l'inégalité devant la loi.
Fahişe ile birlikteydim.
J'étais avec une prostituée que je fréquente.
Eskiden burada yaşardım. Taşındığım zaman da ev arkadaşım dairemizi fahişe evine dönüştürmüş. - Adım hâlâ kontrattayken.
J'ai habité ici et quand je suis partie ma colocataire a fait de notre appartement un bordel, et mon nom est toujours enregistré sur le bail.
Genelevde genç bir adamla tanıştım. Homoseksüel bir fahişe.
J'ai rencontré un jeune homme au bordel, un prostitué, un homosexuel.
Üzgünüm, Fahişe Toplantısı olduğu için hiç yerimiz kalmadı.
Désolé, nous sommes complets à cause de la Convention des Putes.
- Fahişe Toplantısı mı?
- Convention des Putes?
Eğer o kadın gerçekten fahişe ise onun kim olduğunu söyleyecek biri var. Ona gerçekten güvendiğim biri.
Si cette femme est bien une putain, quelqu'un saura l'identifier.
Söylediklerine göre fahişe değilmiş.
Visiblement pas une catin.
♪ Cennet umudu olmayan, sekiz küçük fahişe. ♪
♪ Eight little whores With no hope of heaven
♪ Bir şilin için yalvaran, yedi küçük fahişe. ♪
♪ Oh! Seven little whores all beggin'for a shilling,
♪ Dört ve hatasız fahişe kafiyesi. ♪
♪.. Four and whore rhyme aright
♪ İki küçük fahişe. Hepsi korkudan titrerler. ♪
♪ Two little whores All shivering with fright
O fahişe İda'ya gününü göstereceğim. Dişlerini çenesinden sökeceğim.
J'aperçois cette garce d'Ida, vais lui faire bouffer son râtelier.
Ama Grace, o küçük fahişe.
Mais Grace, cette petite garce.
Tipik fahişe eşyaları.
Affaires typiques de prostituée.
Homoseksüel bir fahişe.
Un prostitué... homosexuel.
Seni şanslı fahişe.
Max, Han vient juste de me virer. Espèce de fille de putain chanceuse.
Eğer bunu yapmazsa, Birleşik Devletlerin First Lady'sinin ulusal kanalda kocasına fahişe meraklısı piç demesinin mutluluğunu erişecek.
S'il ne le fait pas, il aura le plaisir de voir la première dame des Etats-Unis traiter son mari de salaud amateur de prostituées à la télévision.
Ya da neden sokaklara düştüğünü, en başta nasıl "kimsesiz fahişe" olduğunu.
Ou pourquoi tu as fini dans la rue où comment tu as fait pour devenir un "orphelin-putain" pour commencer.
Fahişe mi?
Une pute?
♪ Altı küçük fahişe.
♪ Oh!
Seni küçük fahişe * * * *
Toi va te faire...