English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ F ] / Fairway

Fairway translate French

58 parallel translation
Tam ortadan 200 metre vuruş yaptı.
Un drive de 200 mètres en plein milieu du fairway.
Yapılacak 13. serbest geçiş yolunun ortasında.
C'est au milieu de ce qui sera le 13e fairway.
Çimenliğin ilerisinde... iki saf kum kapanı ve zambaklarla dolu gölet zümrüt yeşili geçide açılıyor.
"Derrière le green, deux bunkers d'un blanc immaculé " et une mare remplie de nénuphars s'ouvre sur le fairway émeraude.
Herif nereye inecek, golf sahasına mı?
Il compte atterrir sur le fairway?
Çim sahasındasın.
Bravo, tu es sur le fairway.
Yanlış çim sahası, ama olsun.
Le mauvais fairway mais c'est un fairway.
- Çimenlere doğru bakıyoruz!
- Pile sur le 9e fairway!
Canlandı! Fairway...
C'est pas Dieu possible!
Topu fairway'e koyuyorum, sonra.
Je mettrai la balle sur l'allée!
Son talimatlarınıza uydum ve yeri belirlemeniz için hazır bekliyorum.
Je suis au cap fixé, suivant vos instructions. Je suis en position, je n'attends plus que le nom du fairway.
Fairway, değil mi?
C'est sur Fairway, non?
Çimlere doğru güzel bir vuruş.
Un arc magnifique au-dessus du fairway.
- Fairway Fragnences.
Fairway Fragrances.
Orta alanı ve delik bölgesini yıpratıyorsunuz! Çıkın sahadan!
Vous détruisez le fairway et le green, Allez-vous en.
Bu yol üstünde kuru yerler var. Sıra bende.
Il y a des endroits secs sur les côtés de ce fairway
Annem Fairway'de onun annesine rastlamış ve tabi konuşmuşlar.
Ma mère avait rencontré la sienne au marché. Elles avaient bavardé.
- Fairwayden 165 yarda aşağıya.
- 165 yards après le fairway.
Çok hoş. Açık alanı severim. Bu benim bir parçam.
C'est chouette, un fairway bien dégagé.
Stewart 15. delikteki ikinci atışını yapmak için ilerliyor.
Stewart en est à son deuxième tir sur le fairway, trou n ° 15.
- Çimenli yolu bombalayın, hanımlar! - Evet.
Bombardage du fairway, tapettes!
Eve giderken Fairway'de duracağız, sonra sana ev yapımı, kızarmış Tofutti dondurması yapacağım, sonra da beynin büzüşene kadar film izleyeceğiz.
On va faire des courses, je vais te préparer un wok maison et on va mater un film qui te retournera la tête.
Ninth Fairway golf sahasından eposta attılar.
Le neuvième trou m'a envoyé un e-mail.
12. çimenli yoldaydı, tam şurada.
Sur le 12e fairway, là.
O Kaçak Frank'ti.
C'était Fairway Frank.
Kaçak Frank altıncı delik yakınlarında yaşayan berbat bir hayvan.
Fairway Frank est un horrible opossum qui vit près du 6e trou du golf municipal.
Aman tanrım, işte Kaçak Frank!
C'est Fairway Frank!
Yakaladığımız sıçanın Kaçak Frank olduğundan emin miyim? Evet.
Suis-je certaine que nous avons attrapé Fairway Frank?
Golf sahasındaydınız ve Kaçak Frank'i gördünüz.
Alors, vous êtes sur le golf, et vous voyez Fairway Frank.
Şey, gördüğümüz sıçanın Kaçak Frank olduğunu düşünüyoruz.
Nous voyons un opossum que nous pensons être Fairway Frank.
Pekala, haydi Kaçak Frank'in bir kaç fotoğrafını çekelim.
Photographions Fairway Frank.
Şey, Kaçak Frank başkanın köpeğini ısırmıştı, o yüzden bu haber belki ön sayfada olabilir.
Fairway Frank a mordu le chien du maire, ça pourrait faire la une.
* Kaçak Frank, öleceksin *
Fairway Frank, tu vas mourir
Kaçak Frank uzun bir süredir 6. delik civarlarında insanları rahatsız ediyordu.
Fairway Frank a longtemps hanté le 6e trou.
Kaçak Frank burada değil de ne demek oluyor?
Qu'entendez-vous par Fairway Frank n'est pas là?
Aslında yakaladığımız sıçanın Kaçak Frank olduğundan pek de emin değiliz.
On est pas sûrs qu'il s'agit bien de Fairway Frank.
Belki bir şeyler bulabilirm.
Je trouverais le fairway.
Megan, ilk vuruşu 300 yarddan yapabilen ve çimenli yolun ortasında tutabilen... genç bir adam bulmayı başarmışsın.
Tu as trouvé un charmant jeune homme avec un swing de près de 300 m sur le fairway.
Fairway marketinin poşetleri olduğuna göre yakınlarda oturuyordu.
Elle devait habiter dans le coin. Elle portait ses courses.
Fairway'de, verdiği histen dolayı kolunu kahve tanelerinin içine sokmasını.
Quand il plongeait le bras dans le café en grains chez Fairway.
434, Altos ve Fairway'in köşesinden silah sesleri geldi. Birimler ilgileniyor.
A toutes les unités : 434, coups de feu à l'angle d'Altos et de Fairway.
Musa topu kapar ve iyi bir atış yapar. 23 metre ileriye, tam ortaya.
Moïse s'approche du tee et tire un joli coup, à plus de 200 m, qui atterrit au milieu du fairway.
- Fairway müzik festivali hafta sonu, değil mi?
Le Fairway Music Fest est ce week-end, n'est ce pas?
- O, şey... bu gece Fairway festivalinde çalışıyor.
Il, heu... il doit travailler au Fairway Fest ce soir.
- Tamam, Fairway festivali fiyaskosundan sonra toparlanmaya iki saniyem olmayabilir mi?
Ok, je peux pas être tranquille deux secondes pour me retrouver après mon échec au festival?
- Fairway festivalinde Laurel'in biraz bozulduğunu biliyorum.
Je sais que les choses on été un peu tendu avec Laurel à la Fairway Fest.
- Tatlım, Fairway festivalinde olanlar için üzgünüm.
Chérie, je suis désolé pour ce qui s'est passé au Fairway Fest.
- Hayır, Fairway festivalinde.
Non, a Fairway Fest.
- Hâlâ işlerini yasal yollarla mı hallediyorsun?
Vous faites toujours toutes vos affaires sur le fairway?
- Fairway'de poşetleme yapardım.
J'ai eu l'habitude de faire mes courses à Fairway.
Bu 15.ci delik ve lanet golf sahasının ortasında.. -.. bir Kızılderili çadırı yok. - Baba.
C'est le quinzième trou, je ne peux pas avoir un tipi au milieu du putain de fairway.
- Tepeleme.
- En plein fairway.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]