English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ F ] / Falso

Falso translate French

48 parallel translation
- Evet. - Bu konuda hiç bir falso istemiyorum.
Que ce soit bien net.
O çalışan herşeyin sahibi biri olmalı. Asla falso yapmaz. Bir dahi!
Il pense toujours au moindre petit détail, le soi-disant génie!
- Creed'den bir falso.
- Une esquive de Creed.
Çizgiyi aşarsan, bir falso yaparsan, kapıya koyarım.
Une boulette, et c'est la porte.
Tek bir falso bile yok.
Chaque trait est maîtrisé.
Ama temiz olacak... hiçbir falso istemiyorum.
Mais propre... sans bourdes.
Kahretsin, falso aldı!
Saleté de slice!
Falso istemiyoruz.
Pas de boulette.
Falso verdim mi, Hayır, hemen pazarlığa giriştim.
ai-je paniqué? non, j'ai contre-attaqué.
Onlara küçük bir falso verelim.
Lancons une balle à effet pour ligue mineure.
Biraz daha falso vereceğim.
Je le mets au point.
- Top falso aldı.
- Tir brossé...
Sorun daha baştan falso.
Ta question même est erronée.
Öyle kırık olduğu için... topu attığım zaman hafif bir falso alıyor. [Araba yaklaşmaktadır]
Et parce qu'il est cassé comme ça, quand je lance la balle ça donne un bon petit effet.
Her neyse, buradan tutarak taşa falso veriyorsun ve - Evet.
Alors, comme ça, tu donnes un effet...
- Biraz daha az falso, Mike.
- Moins de poignet, Mike!
- Harika falso.
- Super déviation.
Bizim iblis arkadaş eski bir fikir yeni bir falso için bir yol bulmuş olmalı.
Nos amis démons ont trouvé un moyen de ranimer une vieille idée.
Ama Huntzberger'lara daha iyi bir yer bulmazsak büyük bir falso olur ve bu muhteşem etkinlikten tek hatırlanan o olur.
Mais si on ne leur trouve pas une meilleure table, on fait une énorme bévue. Ce sera peut-être la seule chose dont les gens se souviendront de cette superbe soirée.
Falso.
Exact.
Tabi ki beyzbol onun zamanında icat edilmemişti ve bir topun havada falso alabilmesi onu heyecanlandırmıştı.
Je sais bien, que le base-ball n'avait pas encore été inventé à son époque, mais il était fasciné de voir comment une balle pouvait avoir une trajectoire courbée.
Hava topun yüzeyine yapışır, atıcı topu döndürdüğünde, basınç bir tarafta yükselir ve diğer tarafta düşer. Bu dengesizlik sayesinde, top falso alır.
Regarde, l'air colle à la surface de la balle, donc, quand le tireur la fait tourner ainsi, la pression augmente d'un coté, et diminue de l'autre, ce déséquilibre, fait donc courber la balle.
- Falso verme.
Fais comme moi.
Herşeyi falso Pam.
- Il est carrément nul, Pam.
Biraz daha falso aldırman lazım.
Il faut lui donner un peu plus d'effet.
Falso aldı.
Mon pied a dévié.
Bir de, şutu çekerken topa verilen falso.
Et de l'effet qu'on aura mis dans la balle.
- Mermiye falso ver.
- Je veux que tu fasses dévier ta balle.
Birazcık falso ver yoksa kutunun dışına vurur, içine girmez.
Faut la faire courber, sinon elle frappe la boîte au lieu d'y entrer.
Ama o zaman da top falso alabilir ve bir "Pinochet" yapmış olursun.
C'est risqué. Tu peux faire une "pinochet".
"Doğru ya da Yanlış ya da Hiçbiri" mi?
Vrai ou falso ou aucun des deux?
- Güzel falso!
- Elle est bonne!
Daha çok Doktor Falso.
- Plus un Docteur Fake ( faux )
Eski bir "Doktor Falso" için fena değil, değil mi evlat?
- Pas mal pour un ancien "Doctor Fake," pas vrai, gamin?
Ama damağın ortasında hafif bir falso tespit ettim.
Mais je détecte une légère fausse note au milieu du palet.
Omzuna daha az yük biniyor ama en az falso kadar etkili.
C'est beaucoup plus simple, mais tout aussi efficace.
Eğer kırık bir raketle oynayacaksan topuna falso vermelisin.
Si tu dois jouer avec une raquette cassée, soigne tes lobes.
Javadi, iran'a dönüs uçagina binene kadar bir falso vermemeliyiz.
Tout ceci doit rester entre nous jusqu'à ce que Javadi soit dans l'avion pour l'Iran.
Beckham falso verir, Ralph yikip döker, Raj da mahveder.
Beckham peut le courber, Ralph peut le briser, Raj peut le souffler.
Topa biraz falso vermek lazım tabii.
Marquer un point, pour ainsi dire.
Bunun cevabı vuramaz, tabii kurşuna sihirli bir şekilde sağa doğru falso aldırmadıysa.
La réponse est qu'il n'a pas pu, sauf si la balle a magicalement pris un sérieux virage sur la droite dans les airs.
I senin planı üzerinde biraz falso.
J'ai mis une petite touche dans ton plan.
Falso ver, falso ver!
Esquive, esquive!
Neden falso ver dediğimde savunma yapıyorsun?
Pourquoi tu feintes quand je te dis d'esquiver?
Bir hafıza kartında. 45 dakika iddiaları yok, falso yok, hükümet müdahalesi yok.
Pas du sensationnel, ni des bobards.
Biraz falso vermelisiniz, efendim.
Heeeeeee... yaoooo! - Une courbe à droite, une slice.
Falso da ne? Pizza mı?
- Oui, je suis adroit, plutôt!
Evet, ama düşünmemeye çalışıyordum çünkü işin falso tarafı...
- parce que... - Rita n'est pas votre femme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]