Faris translate French
105 parallel translation
Ben Faris al-Farık.
Je suis Faris al-Farik.
Peki, Faris Al-Farik "Ölümcül Şövalye."
Donc, Faris a l-Farik... "le chevalier de la mort."
Faris Al-Farik hakkında bilmek istediğin her şey ya da Hashim Abd Al-Aziz.
Tout ce que tu voulais sur Faris al-Farik, ou Hashim Abd al-Aziz.
Faris'in yüzüne sahip bir isim buldular.
Ils ont mis un nom sur le visage de Farik.
Beni sormak için amcanı aradığında eski dostu Faris Al-Farik'in, eğitimini kısa süreliğine kesmeni istediğini söyle. Bazı hayır işleri için.
Quand tu appelleras ton oncle pour le questionner à mon sujet, dis-lui que son vieil ami Faris al-Farik t'a demandé d'interrompre tes études un court moment pour une oeuvre de charité.
Farris'e ait değil patron.
N'est pas celle de Faris, patron.
Aman Tanrım, Sanırım bu Anna Faris.
Putain, je crois que c'est Anna Faris.
Anna Faris az önce E'ye çarptı.
Anna Faris vient de rentrer dans E.
Umarım bunu Bayan Faris'e söylememişsindir, çünkü onu fena halde dava edeceğiz.
J'espère que t'as pas dit ça à Mlle Faris, parce qu'on va lui foutre un procès au cul.
Sol testisim üzerine bahse girerim ki Anna Faris'i ayarlayamaz.
Je parie ma couille gauche que t'approches pas Anna Faris.
Anna Faris'in adresini.
L'adresse d'Anna Faris.
Evet, Anna Farris.
- Anna Faris.
- Anna Faris'i tanıyor musun?
- Tu connais Anna Faris?
Anna Faris'e bayılırım..
J'adore Anna Faris.
Albay Faris El Gazi, SUUDİ DEVLET POLİSİ
Colonel Faris Al Ghazi, POLICE D'ÉTAT SAOUDIENNE
Faris.
- Faris. - Faris.
Subay Faris.
- Oui. - Agent Faris.
Faris!
Faris!
Celladın sesini bilinen bir El Kaide üyesininkiyle eşleştirdik. Aaqib Faris.
On a recoupé son empreinte auditive avec celle d'un membre notoire d'Al-Qaida.
Faris seni evine bırakır.
Faris te raccompagnera.
Faris bir dakikaya döner.
Faris sera de retour dans un instant.
Bu arada maktülün ismi Tyler Faris.
La victime est Tyler Faris.
Faris suç işlemek üzereyken bu sokaktan kim geçiyor olabilir ki?
Et il est dans la ruelle quand Faris agresse une fille?
Katil Faris'i bardan beri takip etmiş olmalı.
- Le tueur l'aura suivi depuis le bar.
Bayan Faris, başınız sağ olsun.
Mme Faris, recevez toutes nos condoléances.
Hırsızlık, saldırı, dolandırıcılık aklına ne geliyorsa, Tyler Faris yapmış.
Vol, agression, escroquerie, au choix. Il a tout essayé.
Şuna bir bak. Tyler Faris, üç gün önce bir markette küçük bir kavgaya bulaşmış.
Regarde ça, Faris a eu une altercation dans une bodega, il y a trois jours.
Evet, Faris'le bir tartışmam oldu.
Oui, j'ai eu des mots avec Faris.
Faris, yaptığı işi batırdı, ben de kapının önüne koydum.
J'ai viré Faris, il était nul.
Şöyle diyelim, Tyler Faris eski hâlinin yarısı kadar kalmış bir adam.
Disons que Tyler Faris... n'est plus que la moitié de lui-même.
Evet, o ara sokaktaki görgü tanığımız kadın da Tyler Faris'i öldüren kişi olarak bu fotoğrafı onayladı.
La fille confirme avoir vu cet homme tuer Tyler Faris.
Benzer işlenmiş suçları ve cinayetleri inceliyoruz ayrıca Tyler Faris'in ve Tony Valtini'nin ortak olabilecek düşmanlarını inceliyoruz. Son olarak da kıyafet ve kılıcın nereden geldiğini bulmaya çalışıyoruz.
On recherche des meurtres similaires, on étudie les ennemis communs à Tyler Faris et Tony Valtini et on essaie de trouver l'origine de l'épée et du costume.
Castle, madem toplumun iyiliği için savaşan bir birey... -... neden Faris'i ikiye böldü?
Pourquoi un apôtre du bien agresserait Tyler Faris?
Belki de Tyler Faris'in içinde kırılanın yerine yenisini almıştır.
Il a remplacé celle qu'il a cassée sur Faris.
Tyler Faris'i öldürdüğünü görmüş ve sen de tilki gibi dönüp dolaşıp kürkçü dükkânına, olay yerine geri döndün.
Elle vous a vu tuer Tyler Faris. Et tel l'insecte attiré par la flamme, vous revenez sur les lieux du crime.
Yani diyorsun ki, o ara sokağa hiç gitmedin elime kılıcınla vurmadın ve Tyler Faris'i öldürmedin?
Vous ne m'avez pas frappée avec votre épée ni tué Tyler Faris?
Peki neden birden Tyler Faris'i infaz etmeye karar verdi hem de böyle vahşice bir yolla?
Pourquoi a-t-il tué Tyler Faris et de manière aussi brutale?
Tyler Faris, Sean Elt'i tanıyordu.
Faris devait connaître Sean Elt.
Ama sokakları hizaya sokma girişimlerinde Tyler Faris onu ifşa etmekle tehdit edince ufak bir pürüz çıktı sonucunda da Yalnız İntikam Tyler'ı tek ve korkusuz bir hamleyle ikiye böldü.
Mais sa purge des rues a été contrariée quand Faris a menacé de révéler son identité secrète, forçant Lone Vengeance à le couper en deux d'un coup unique et sans pitié.
Tyler Faris, Paul Whittaker'ın Yalnız İntikam olduğunu nereden biliyordu peki?
Comment Tyler Faris a-t-il su que Paul était Lone Vengeance?
Tyler Faris'in aylardır aradığı numara.
C'est le numéro que Tyler Faris a appelé.
Yani Faris bir kaynak ya da paralı bir muhbirdi.
Faris était une source ou un indic.
Faris, Paul'u arayıp etrafta işlenen suçları bildiriyordu ama gelen sadece Yalnız İntikam oluyordu.
Faris renseignait Paul sur les crimes du quartier, mais c'est Vengeance qui se pointait.
Böylece Faris, Paul'un Yalnız İntikam olduğunu anladı.
Et voilà... comment Faris découvrit que Paul était Vengeance.
Tyler Faris'i öldürdüğünü biliyoruz, Paul.
Nous savons que vous avez tué Tyler Faris.
Tyler Faris de bunu öğrendi?
Et Faris l'a découvert?
Tyler Faris bile olsa birini öldürmek bu kuralı çiğnemek olurdu.
Et tuer, même quelqu'un comme Faris, enfreindrait ce code.
Tyler Faris'i öldürdüğünde nasıl hissettin?
Qu'avez-vous ressenti en le tuant?
Evet, Faris'in eli ölmeden önce kesilmişti. Paul'un bundan haberi yok.
La main a été coupée avant la mort, il l'ignorait.
Tyler Faris'in kanı için araştırıyorlar.
Ils cherchent le sang de Tyler Faris.
Tyler Farris'ten bahsedelim.
Parlons de Faris.