Fark ettin mi translate French
1,235 parallel translation
Fark ettin mi? - Elbette fark ettim.
- Tu as remarqué qu'on était là?
Bilmem fark ettin mi ama, Sunnydale polisi çok aptaldır.
Au cas où tu ne l'aurais pas remarqué, ces policiers sont des idiots finis.
Fark ettin mi hiç, çok kızdığında, küfredemeyecek kadar İngiliz olduğu için diliyle tuhaf bir lak lak sesi yapıyor.
Tu as remarqué que quand il est furieux, il est trop anglais pour le dire et il fait un claquement de langue bizarre?
Bilmem fark ettin mi ama birileri sürekli bizim ölmemizi istiyor.
Au cas où tu n'aurais pas remarqué, des gens souhaitent notre mort.
- Peki. Sorunu şimdi fark ettin mi?
- Vous voyez le problème?
Hey, fark ettin mi Liza geldiğinden beri .. şey için çok zamanımız var.
Tu as remarqué, depuis que Lisa a démarré, nous avons plus de temps pour?
Kirazlı, sade, yaban mersinli. Fark ettin mi?
Cerises, crackers aux pommes, myrtilles.
Mulder, alt kattaki saatin doğru zamanı gösterdiğini fark ettin mi?
As-tu remarqué que la pendule en bas donne l'heure exacte?
Arkadaşının rahatsızlığının ne kadar ciddi olduğunu fark ettin mi?
Vous vous rendez compte à quel point il est dérangé?
Bir şey fark ettin mi?
T'as rien remarqué, chez eux?
Krepleri nasıl yediğini fark ettin mi?
Tu as vu comment il mange ses crêpes?
Orda kimse bir şey demiyor. Fark ettin mi?
Avez-vous remarqué que personne n'y dit jamais rien?
Neredeyse beni düşürüyordun, fark ettin mi?
Tu as failli me perdre, tu as vu?
Bu tip şeyler görenlerin hep deliler olduğunu fark ettin mi?
T'as remarqué? Les gens qui ont des visions sont toujours dingues.
Son zamanlarda oğlunu hiç fark ettin mi?
Vous avez regardé votre fils?
Buralarda bu akşam olağan dışı bir şeyler fark ettin mi?
Je me demandais s'il y avait des choses inhabituelles ce soir.
Bunu daha önce fark ettin mi?
Vous aviez remarqué ça?
Psikiyatr kızın nasıl öldüğünü bile sormadı, fark ettin mi?
Il n'a pas demandé comment elle était morte.
Sürekli bayılıp ayılırken fark ettin mi bilmem. Bizim ağzımız çok küçüktür. Gülümsemeyiz bile.
Vous n'avez peut-être pas vu, entre tous ces évanouissements, mais nos bouches sont très petites, on ne sourit même pas.
Ama fark ettin mi, diğer iki kadında gözü var. Hayır, sadece öyle görünüyor - Evet, evet ikisini de kontrol ediyor.
remarque qu'il mate les deux dominicelle c'est pas ça qu'il regarde ouais, il les mate toutes les deux - non, pas pour moi tu es diplômé du de l'université de new york?
Fark ettin mi bilmiyorum, etrafta hiç su yok!
Vous comprenez qu'il n'y a pas d'eau, n'est-ce pas?
- Sen bir değişiklik fark ettin mi? - Hiç.
- As-tu remarqué des changements?
Değişik bir şey fark ettin mi?
Tu vois une différence?
Dün gece sıra dışı bir şey fark ettin mi?
Tu n'as rien remarqué d'inhabituel, hier soir?
Kız kardeşini ziyaret ettiği gece, onda bir şey... -... fark ettin mi, mücadele izleri?
La nuit de sa visite chez votre soeur, avait-il des égratignures, des signes de lutte?
Ne olduğunu fark ettin mi?
As-tu remarqué ce qui s'est passé?
Bende bir değişiklik fark ettin mi?
Tu me donnes le vertige. Tu remarques quelque chose? Que j'ai maigri?
Uçaktaki sarsıntıyla ilgili alışılmadık birşey fark ettin mi?
Rien d'inhabituel dans la secousse?
Onda garip ya da alışılmadık birşey fark ettin mi?
Rien d'étrange, d'inhabituel?
Son zamanlarda herkesin ölmüş olduğunu fark ettin mi?
Tu as remarqué qu'on meurt beaucoup, ces temps-ci?
- Seninle de öyle konuşuyor. Fark ettin mi?
Vous avez remarqué?
Bir şey fark ettin mi?
Vous avez rien remarqué?
Fark ettin mi?
Tu as remarqué?
Bilmem fark ettin mi?
M. Shigemori agit étrangement.
Onun ne kadar sakar olduğunu fark ettin mi?
Tu as vu comme elle est maladroite?
Fark ettin mi?
Vous avez remarqué?
Bilmem fark ettin mi ama, acımasız bir dünyada yaşıyoruz.
Au cas où ça t'aurait échappé, on vit dans un monde violent.
Sally, bilmem fark ettin mi ama, bunu yüksek sesle söyledin.
Sally, si t'as pas remarqué, t'as dit ça tout haut.
Küçük işlerinin çoğalmaya başladığını fark ettin mi?
As-tu remarqué que tu avais toujours un truc à faire?
Burada değişik bir şey fark ettin mi, kabuk kafa?
Et tu trouves que tout va comme d'habitude, tête de bigorneau?
Yine bağırıyorsun, fark ettin mi?
Bon, tu recommences à crier.
- Sıra dışı bir şey fark ettin mi?
- Je suis entré. - Vous avez remarqué quelque chose?
Onun adını her andığımda karnını tuttuğunu fark ettin mi?
A chaque fois que je mentionne son nom, tu agrippes ton estomac.
Bunu fark ettin mi Patrick?
Tu as déjà remarqué?
Fark ettin mi?
Vous le sentez?
- Değişimi fark ettin. Değişim mi?
T'as remarqué le changement.
Fark ettin mi, üç haftadır birbirimizi görmediğimiz tek geceydi.
qu'on ne s'est pas vus.
Sen de fark ettin, öyle değil mi?
Je serais toi...
Fark ettin değil mi?
Tu as remarqué, pas vrai?
Sen de fark ettin değil mi?
Tu l'avais remarqué?
Şimdi düşünüyorsun ve artık kim olduğunu bilmediğini mi fark ettin?
Et maintenant tu réfléchis, et tu ne sais plus qui tu es.