English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ F ] / Farrah

Farrah translate French

159 parallel translation
Farrah Fawcett, Bo Derek, Loni Anderson filmi.
Le film avec Farrah Fawcett, Bo Derek et Loni Anderson.
Yönetmen Andre, Bo, Loni ve Farrah ile birlikte yarın geliyor ve henüz hiçbir şey hazır değil.
Le réalisateur, André, arrive demain... avec Bo, Loni et Farrah, et rien n'est prêt.
Farrah Fawcett'dan bile daha popüler.
Il vole la vedette à Farrah Fawcett.
Farrah'ı Mesa'daki annesine götürmem gerekiyor.
Farrah va chez sa mére à Costa Mesa.
Hayatının sonuna kadar Farrah'ı parmaklıklar ardından görmek istemiyorsan, sakin ol.
Tu veux que ta fille te rende visite dans une piéce pleine de criminels?
Farrah, Heather, Henrietta...
Farrah, Heather, Henrietta
Bazıları beni Farrah Fawcett'e benzetir. Sana yardım edebilirim.
On dit que je ressemble à Farrah Fawcett.
Farrah gibi mi?
- Comme Farrah?
Vali James Devlin, içlerinde Sheik Zahir Farrah ve Francis Kardinal Abgott'unda bulunduğu kimi dini liderlerin baskısıyla, Oswald Maksimum Güvenlikli Cezaevinde bulunan ve başka bir mahkûmu öldürmekten idam cezasına çarptırılan
Le Gouverneur, sous la pression du Cheik Zahir Farrah et du Cardinal Abgott, a accordé un sursis d'un mois à Keane, l'homme comdamné pour le meurtre d'un détenu à la prison d'Oswald.
- Farrah Fawcett de gidiyor mudur?
Tu crois que Farrah y va?
Farrah Fawcett değil mi?
Kate Jackson?
Farrah Fawcett posterine baktığın..
Il ne manque que le final.
.. ve kapıyı kilitlediğin.. .. final sahnesi hariç.
Quand tu regardes la photo de Farrah Fawcett et que tu fermes la porte.
Tabi birde Farrah.
Avant Farrah.
Bu Farrah.
Voici Farrah.
Farrah ve ben prömiyerde tanıştık.
Nous nous sommes connues a la premiere.
Farrah Hollywood'daki en güçlü lezbiyen.
Farrah est l'une des lesbiennes les plus influentes d'Hollywood.
Belki de gidip Farah Fawcett'e çıkma teklifi etmeliyim.
Je devrais inviter Farrah Fawcett Majors, alors.
Çünkü kızın şu Farrah Fawcett saç şekline sahip.
Je le sais. Elle a des cheveux à la Farrah Fawcett.
- Senden özel bir şey isteyeceğim Farrah.
- J'ai une mission spéciale pour toi, Farrah.
Bir de Farrah Fawcett suratlı tişört.
- Oui. Et le tee-shirt avec Farrah Fawcett.
Evet, Farrah Fawcett ne alemde?
Tu as plaqué Farrah Fawcett?
Farrah'ın kullandığı şey.
Farrah utilise le même.
bir anda tv'deki bayan Farrah Fawcett olurum uyanıncaya dek ve kendime gelinceye dek.
Soudain je deviens Miss Farrah Fawcett De la télé Jusqu'à ce que je me réveille
Mahalli diktatörlerin en güçlüsü Muhammet Ferah Aidid başkent Mogadişu'ya hakimdir.
Mohamed Farrah Aidid, le plus puissant maîître de guerre, règne sur la capitale, Mogadiscio.
Bu yiyecekler Muhammet Ferah Aidid'in malı!
Cette nourriture appartient à Mohamed Farrah Aidid!
Muhammet Ferah Aidid bu esiri sağ olarak alıyor!
Mohamed Farrah Aidid... veut ce prisonnier... vivant!
Ama Farrah Favvcett ile Jacyln Smith'i bulmak biraz zor. Yine de mümkün. Asıl güç olan, Tanya Roberts'ı bulmak.
Un peu plus dur pour celles de Farrah Fawcett et de Jaclyn Smith, mais on y arrive.
Farrah Fawcett'ten daha mı güzelim?
Je suis plus jolie que... Farrah Fawcett?
- Tabi ki. Farrah Fawcett'ten daha mı güzelim? Bir dakika dur orada.O kusursuz 10 gibi birşey.
Tu sais Red, je suis ravi d'avoir quelqu'un avec qui partager ce que je ressens... parce que quand je me suis levé ce matin, j'étais triste...
Farrah Fawcett-Majors gibi, şimdi anlıyorum.
Pas même pour des chaussettes en cachemire? Je tuerais pour les avoir.
Bunun nasıl sana ait olduğunu bildiğimi biliyor musun, Farrah?
Tu sais comment je sais que ceci est à toi, Farrah?
Pardon, Farrah saçlı koca adam.
Euh, excuse moi, grand débile aux cheveux de Farrah.
"Farrah saçlı"?
Les "cheveux de Farrah"?
Dün gece Carson'un programında Farrah * vardı.
Nan, Farrah était à la télé hier soir, ça devrait aller.
- Farrah tam isabet oldu.
C'était un bon numéro.
Farrah girerken metal detektöründen geçildiğini söyledi, bırakın.
Il vont vérifier la présence de métal avant de vous laisser entrer alors laissez tomber.
Arkadaşları tarafından "Farrah" olarak bilinen Farihah al-Harith o doğduktan hemen sonra... bu bölgeye yerleşen ve mutlu bir yaşam süren Yemenli göçmen bir ailenin kızıydı.
Farihah al-Harithi, connu de ses proches comme "Farrah," habitait dans le voisinage, la fille d'un immigrant yemeni-americain local qui a construit une vie prospère pour sa famille depuis son arrivée ici juste après qu'elle soit née.
Farrah Fawcett gibi değil, azıcık Jaclyn Smith tarzı olsun.
Pas à la Farrah Fawcett. Plutôt à la Jaclyn Smith.
Evet. Adım, Joy Farrah Turner.
Oui, c'est Joy Farrah Turner.
Ciddiyim. Farah Fawcett favorimdi.
Farrah était ma préférée.
Bunun sana ait olduğunu nereden biliyorum, biliyor musun, Farrah?
Est-ce que tu sais pourquoi je sais que c'est à toi, Farrah?
Mesela, Ryan O'neal ve Farrah Fawcett.
Regarde Ryan O'Neal et Farrah Fawcett, hein?
Gerçekten, Ryan ve Farrah aklına ilk gelen uygun ilişki mi?
Ryan et Farrah, c'est tout ce que tu as trouvé de plus représentatif? Désolée.
Ryan ve Farrah nasıl yapıyor bilmem ama bu arkadaşlık olayı yürümüyor.
Ouais, je ne sais pas comment font Ryan et Farrah, parce que tout ce truc d'amitié ne marche pas. Oh.
Farrah.
C'est moi. Farrah.
Bombay'ın yeni pezevenginden bahsetmişti.
Farrah avait le nom d'une nouvelle gagneuse à lui :
En kötü kaltak tacını muhtemelen Farrah'dan çalmıştır.
Elle a dû piquer à Farrah sa place de pute de confiance.
- Farrah Fawcett-Majors
Farrah Fawcett-Majors-O'Neal-Varney.
Hayır.
Et Farrah Fawcett?
Farrah Fawcett ürkütücüydü.
Non.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]