Fassbender translate French
54 parallel translation
Kadınlarla her zaman başım derde girmiştir, doktor.
Les femmes m'ont toujours posé de gros problèmes, Dr Fassbender.
Doktor Fassbender! Doktor!
"Allons donc, plus lointaine encore, je m'en saisirais."
Bu, çok önemli. Hemen Doktor Fassbender'i görmeliyim!
Je dois voir le Dr Fassbender.
- Evet. Matmazel Lefevre. Doktor Fassbender, telefonda.
Un certain Dr Fassbender vous demande au téléphone.
Adım, Fritz Wolfgang Sigismud Fassbender. Ne oldu tatlım?
Je m'appelle Fritz Wolfgang Sigismund Fassbender.
3O yıldır ProfesÖr Fassbender'in yanındayım.
Depuis 30 ans déjà, je suis auprès du Pr Fassebender.
Professor Fassbender... ve kızına ne olduğu ise başka bir mesele.
Ce qui est arrivé au Pr Fassbender et à sa fille est tout autre chose.
Professor Fassbender... ve kızı kaçırıldı.
Que le Pr Fassbender et sa fille ont été kidnappés.
Fassbender çiftliğini geziyor.
II est allé s'embusquer dans la ferme de Fassbender.
Neden bu Öğleden sonra Fassbender'in kahyasıyken... Bu akşam- -
Pourquoi cet après-midi étiez-vous Jarvis, majordome, et ce soir, vous êtes une...
Professor Fassbender!
Professeur Fassbender!
Bayan Fassbender'a çalışma odasını gÖsterin.
Emmenez Mlle Fassbender à la salle de classe.
- Fassbender.
- Fassbender!
Dr. Fassbender ve ayna operasyonu kesinlikle düzmece değil.
Fassbender et l'Opération Verre de Contact n'en sont pas un.
Size katılıyorum Bay Başkan, bir başka ülkenin... Fassbender'in makinesini ele geçirmesine gÖz yumamayız.
Nous sommes tous d'accord, Président, pour ne pouvoir laisser un autre pays détenir la machine de Fassbender.
Fassbenderve kızını kontrol odasına getirin.
Amenez Fassbender et sa fille dans la salle de contrôle.
Lütfen onun, Bloomberg Başkanı gibi parası olsun,... Jon Stewart gibi kişiliği olsun,... Michael Fassbender gibi yüzü olsun.
Qu'il ait la fortune du maire Bloomberg, la personnalité de John Stewart, le visage de Michael Fassbender.
Michael Fassbender gibi penisi olsun.
Le pénis de Michael Fassbender.
Sanırım şey olurdu... Channing Tatum'un vücudu, Ryan Gosling'in yüzü, ve Michael Fassbender'ın...
J'imagine le corps de Channing Tatum, le visage de Ryan Gosling et l'humour de Michael Fassbender.
- Michael Fassbender?
Michael Fassbender?
- Fassbender.
Fassbender.
- Michael Fassbender.
- Michael Fassbender.
Zac Efron'un karın kasları, Bradley Cooper'ın gözleri Colin Farrell'ın aksanı, Matt Damon'ın çenesi Matthew McConaughey'in gülümsemesi ve diğer parçalar da Michael Fassbender'dan.
Les abdos de Zac Efron, les yeux de Bradley Cooper, l'accent de Collin Farrell, le menton de Matt Damon, le sourire de Matthew McConaughey, et tout le reste de Michael Fassbender.
- Biraz iş birliği yap.
9 NOV 2005 INTERROGATOIRE MENÉ PAR MARK WIEGERT ET TOM FASSBENDER
Kendi birimimden Dedektif Kark Wiegert ve cinayet masasından Özel Ajan Tom Fassbender.
Mark Wiegert de mon bureau et l'agent spécial Tom Fassbender, du département des enquêtes criminelles.
27 Şubat'ta, dedektifler Mark Wiegert ve Tom Fassbender okuduğu liseye gidip Brendan'ı sınıfından aldılar ve tek başına sorguya çektiler.
Quatre mois après la première déposition de Brendan, Mark Wiegert et Tom Fassbender font sortir Brendan de son cours, au lycée.
Brendan'ı üç saat boyunca tek başına sorguya çektikten sonra dedektifler Wiegert ve Fassbender çıktı ve Barb oğluyla konuşmak için içeri girdi.
Après avoir interrogé Brendan seul pendant 3 heures, Wiegert et Fassbender sortent et autorisent Barb à parler à son fils.
Özetle, Brendan Dassey'nin, dedektifler Wiegert ve Fassbender'a vermiş olduğu ifadeler, kendi rızasıyla verdiği ifadelerdir.
En résumé, les déclarations faites par Brendan Dassey aux enquêteurs Wiegert et Fassbender étaient volontaires.
Özal Ajan Tom Fassbender Soruşturmayı Yürüten Ortak Dedektif
AGENT SPECIAL CO-ENQUETEUR
Brendan'la görüşmesi için Özel Ajan Fassbender'ı arayayım mı şimdi?
Tu veux que j'appelle l'agent spécial Fassbender pourqu'il interroge Brendan maintenant?
Özel Ajan Fassbender'ı aramıştım.
Je voudrais parler à l'agent Fassbender.
Çünkü Mark'la Fassbender seninle konuşacaktı.
Parce que Mark et... Fassbender vont te parler.
- Şunu sorayım, Bay Fassbender :
- J'ai une question, M. Fassbender.
-... telefon mesajlarından biri. Doğru mu?
- de M. Fassbender, exact?
Yani size, bu testleri daha yapmadan Bay Fassbender'ın, Teresa Halbach'in Bay Avery'nin evinde ya da garajında bulunduğunu gösteren sonuçlar bulmanızı istediği söyleniyor. Öyle değil mi?
On vous dit, avant même de commencer ces tests, que M. Fassbender veut que le résultat des tests place Teresa Halbach dans la maison ou le garage de M. Avery, non?
Bay Fassbender'ın test sonuçlarından çıkmasını umduğunu söylediği sonuçtu bu.
C'est ce que M. Fassbender vous a dit. Il espérait que vous pourriez le faire avec ces tests, n'est-ce pas?
Bay Fassbender'ın sizden istediği gibi.
Comme M. Fassbender vous l'avait demandé.
Raporda belirtmediniz, çünkü belirtseydiniz Bay Fassbender'ın sizden istediği gibi Teresa Halbach'i Steven Avery'nin garajıyla ilişkilendiremezdiniz, değil mi?
Vous ne l'avez pas divulgué, car si vous l'aviez fait, vous n'auriez pas pu satisfaire la demande de M. Fassbender et placer Teresa Halbach dans le garage de Steven Avery.
Bay Fassbender'ın, yakma çukurunun olduğu yere bir adli antropolog çağırıp çağırmadığını biliyor musunuz?
Savez-vous si M. Fassbender a appelé un anthropologue légiste sur les lieux de la fosse à feu?
Sanırım öyle. - Ve üç dört hafta kadar önce ifade verdiğinizi Özel Ajan Fassbender'a söylemediniz.
Vous n'avez pas expliqué que vous aviez fait une déposition trois ou quatre semaines plus tôt, à l'agent spécial Fassbender.
Bu bilgiyi Bay Fassbender'a verseydiniz o da soruşturmayı yürüten dedektiflerden biri olarak talebinizi şöyle bir değerlendirseydi daha doğru olmaz mıydı?
Cela n'aurait pas été un peu plus juste envers M. Fassbender si vous lui aviez confié cette information pour qu'il puisse peser la situation en tant qu'enquêteur sur l'affaire?
Ajan Fassbender, saat 14 : 00'ten sonra bir emniyet görevlisinin veya vatandaşın RAV4'ü kurcaladığını gördünüz mü hiç?
Agent Fassbender, après 14 h, avez-vous vu un agent de police ou un citoyen toucher la RAV4?
Ben ve Ajan Fassbender Mishicot'taki okula gittik ve Bay Dassey'le orada görüştük.
ÉCOLE DE MISHICOT L'agent Fassbender et moi-même nous sommes rendus au lycée Mishicot et c'est là que nous avons discuté avec M. Dassey.
Daha önce Özel Ajan Fassbender'dan sanık ve annesinin Mishicot'taki Fox Hills Otele götürüldüğünü duyduk.
Tout à l'heure, l'agent spécial Fassbender a déclaré que l'accusé et sa mère avaient été installés à l'hôtel Fox Hills de Mishicot.
Bugün hepimizin izlediği 1 Mart'ta çekilen videoda siz ve Ajan Fassbender'ın Brendan'a kaç defa yalancı dediğinizi veya bunu ima ettiğinizi biliyor musunuz?
Savez-vous combien de fois vous ou l'agent Fassbender, le 1er mars, sur la vidéo qu'on a tous regardée... avez suggéré ou dit à Brendan que c'était un menteur?
Siz ve Fassbender'ın görüşme boyunca tam 75 defa ima yoluyla veya doğrudan doğruya ona yalancı dediğinizi söylesem şaşırır mısınız?
Cela vous surprendrait si à 75 reprises, voire plus, au cours de l'interrogatoire, vous ou Fassbender lui avez suggéré ou dit directement que c'était un menteur?
Senin kalbini dışa yansıtacağım Fassbender.
Et je mettrai votre cœur à nu.
- Professor Fassbender?
- Le Pr Fassbender?
Uzun süredir bu soruşturmayı yürütüyoruz.
1ER MARS 2006 INTERROGATOIRE PAR MARK WIEGERT ET TOM FASSBENDER
Kızın saçını kestin mi?
INTERROGATOIRE DE WIEGERT ET FASSBENDER Tu lui as coupé les cheveux?
Tom Fassbender'la aramızda yaptığımız email yazışması.
MÉDECIN LÉGISTE LABO MÉDICO-LÉGAL DU WISCONSIN C'est un e-mail entre Tom Fassbender et moi-même.