Fatso translate French
102 parallel translation
- Bana ne! Kim? Şişko Judson.
Fatso Judson, le sergent de la salle de police.
Şişkonun Maggio'ya karşı hıncı var.
- Fatso l'a pas à la bonne.
Şişkonun yüzüne tükürüp duruyor.
Il crache à la gueule de Fatso.
Şişkonun yaptıkları ona vız geliyor.
Le vieux Fatso arrive pas à l'avoir.
Şişko onu hücreye attıktan sonra... Orada bir başına kalınca hapisten kaçmaktan söz eder oldu.
Après que Fatso l'a foutu au trou, à l'isolement... il a commencé à parler d'évasion.
Bunu şişko yaptı Prew.
Fatso a recommencé, Prew.
Aman şişkoya dikkat et.
Fais gaffe à Fatso.
Evet şişko.
Oui, Fatso.
- Fatso Goering.
- Le gros Goering.
Bizim Fatso Hermann için mi?
Pour notre gros Hermann?
Şişkocukta "fil hastalığı" yok O sadece yağlı bir Yahudi.
Fatso n'est qu'un gros juif qui bouffe trop.
Merhaba. Fatso'yu gördün mü?
As-tu vu Fatso?
Bugün sarhoş olmamalıyım. Fatso'yu gördün mü?
Je dois rester sobre.
Fatso'yu gördün mü?
As-tu vu Fatso?
Fatso'ya sormam gereken çok önemli sorular var.
Je cherche Fatso, c'est important.
Fatso?
Fatso?
Fatso ne oldu?
Qu'est-ce qui se passe?
Fatso!
Le gros lard!
Fatso, iki elinle bi fikini doğrultamıyorsun.
On ne peut jamais rien te demander.
Fatso, bildirileri Kraft'a bırakanın kim olduğunu öğrenebilir misin?
Glouton, pouvez-vous découvrir qui dépose des tracts chez Kraft?
Şişko buraya geliyor.
Fatso va arriver.
Koca Fatso.
Big Fatso.
- Anlaşmada böyle bir şey yoktu Fatso.
- Ça n'était pas notre accord, Fatso.
Değil mi Koca Fatso.
Pas vrai, Big Fatso?
İyi işti Bay Koca Fatso.
Joli travail, M. Big Fatso.
Yeni Fatso Burger işçi arıyor.
Le snack du père de Jackie embauche.
İlk olarak Fatso Burger'de çalışan insan özel biridir.
Chez Fritos Burger, le personnel est trié sur le volet.
Neden Fatso Burger'de kariyer istiyorsun?
Pourquoi veux-tu faire carrière chez Fritos Burger?
- Fatso Burger'de.
Chez Fritos Burger.
Eric, Fatso Burger ailesine hoş geldin.
Eric, bienvenue dans la famille Fritos Burger.
- Neden kedicik? Çünkü Fatso Burger MichaeI'ın yerine Eric'i işe aldı.
Fritos Burger a embauché Eric, pas Michael.
- Öyle mi? Evet, anlaşılan ben gerçekten Fatso Burger materyaliyim.
J'ai l'étoffe pour faire carrière chez Fritos Burger.
Fatso Burger ailesinin bir parçası olduğum için çok mutluyum.
Je suis ravi de travailler chez Fritos.
Hizmet istiyorum. Fatso Burger'e hoş geldiniz.
Bienvenue chez Fritos Burger.
Fatso Burger'e hoşgeldiniz. Size nasıl hizmet edebilirim?
Bienvenue chez Fritos Burger.
Fatso Burger'a hoş geldiniz, size- - Boş ver.
Bienvenue chez Fritos Burger...
Nerede o büyük Fatso gülümsemesi?
Où est ton beau grand sourire?
Ricky, Fatso Burger'de nasıl çalışmaya başladın?
Ricky, quand as-tu commencé a travailler pour "Fatso Burger" C'est une longue histoire!
Yeterince turşuları var mı? Nasılsa Fatso Burger yapıyor.
C'est comme ça que Fatso Burger les fait.
Yoksa Daler Mehendi çıkarmıştım.
- Ho, toi! Hé, fatso!
Onlar yeni mi?
Sont-ils nouveaux? Fatso!
Hey! Fatso, yarısı benim!
Fatso, la moitié est à moi!
fatso!
Fatso!
Sayın Rahip, bu cüppeyi giyseniz nasıl olur?
Que diriez-vous de porter ça? LAVERIE FATSO
Ben, Bristles ve Fatso bir kuyumcu işi ayarladık.
Moi, Brosse et le Gros, on décide de se faire une bijouterie.
Tanrım, Fatso, Bristles'in cinayeti için beni aldırdın!
Merde, Gros... tu m'as balancé pour l'homicide de Brosse?
Buraya kendim geldim.
Où est Fatso? Je ne sais pas.
Fatso'yu bulmam lazım.
Je vais chercher Fatso.
Hey, şişko!
Il est reparti en Chine! C'est qui le patron ici? Hé, fatso!
Fatso ve ben üç yığın yapacağız ve ilk sen seçeceksin.
Moi et le Gros, on fait 3 tas et tu choisis d'abord.
Fatso iki aydan az süreliğine tutuklandı.
Deux mois après, on a arrêté le Gros.