Fausto translate French
258 parallel translation
Fausto, grubun lideri.
Et voici Fausto, notre chef et notre guide spirituel.
Fausto'ya söyle buraya gelsin!
Fausto? Leopoldo, dis à Fausto de venir.
Bak Fausto...
- Fausto... - Allez!
Sen sevgili Fausto ve sen sevgili Sandra.
Toi, cher Fausto et toi, chère Sandra...
- Fausto tebrik ederim! - Teşekkürler.
Tous mes voeux, Fausto.
Aslında o kötü bir çocuk değildir.
Fausto n'est pas un mauvais bougre.
Evet, çok akıllıdır. Fausto kendisine ve eşine bakacak duruma gelene kadar bizim evimizde yaşayacak.
Bien entendu, Fausto vivra chez nous jusqu'à ce qu'il puisse subvenir seul aux besoins de sa famille.
Acaba Fausto Roma'ya varmış mıdır?
Ils sont peut-être arrivés.
Ama Fausto değil, Fausto'nun suratı...
Mais Fausto a une de ces têtes.
Sen Fausto ile kardeşin arasında neler olduğunu hiç anlamadın mı?
Dis-moi un peu... tu ne t'étais aperçu de rien, entre Fausto et Sandra?
Artık bu işe tarafsız bakabiliriz. Fausto aşağılığın teki.
Parce que, pour être franc, il s'est très mal comporté.
Fausto aşağılık falan değil, iç güdüleriyle davranıyor. Derinlerde hayvani...
Non, je dirais plutôt que Fausto est un instinctif, quelqu'un de passionné, qui a un fond animal.
Çocuklar, Fausto geldi.
- Fausto est revenu! - Il est de retour?
- Nasıl gidiyor, Fausto, nasılsın?
Bien, merci.
Kaynanasının aklına bir fikir gelmeseydi, her şey devam edip gidecekti.
Tout aurait continué ainsi si le beau-père de Fausto n'avait eu une drôle d'idée.
- İsminiz nedir? - Moretti Fausto.
- Vous vous appelez?
Fausto, çok açık konuşacağım.
Mon cher Fausto, je vais vous parler très franchement.
- Fausto nerede?
- Où est Fausto?
- Fausto varken de görüşelim.
Tu viendras nous voir, avec Fausto?
İzleyen ayların en önemli haberleri : Fausto'yu taklit eden Riccardo'nun bıyık bırakması ve Alberto'nun favorilerini uzatması oldu.
Les mois suivants, la nouveauté fut que Riccardo se laissa pousser la moustache et Alberto, les pattes.
Fausto ise bıyıklarını kesmişti.
Fausto, lui, s'était rasé la moustache.
Derhal bay Fausto.
- Un verre de lait.
Kendine çeki düzen verdi, mutlu.
Tu as vu Fausto? Il est tranquille, il s'est marié, il est heureux.
- Fausto, neredesin?
Où es-tu passé?
Fausto söyle de sussun.
Dis-lui d'arrêter.
akşam olduğunda Fausto ve Moraldo onu Giudizio'ya teslim ederler.
Et le soir tombé, Fausto et Moraldo la confièrent à Giudizio avec mille précautions.
Çünkü Fausto onun istediğini yapmadı.
- Oui, c'est elle. Il ne la regardait même pas.
Üstelik Fausto'ya parasını da vermediler.
Il n'a même pas été payé.
Gel Fausto.
Viens, Fausto. Monte.
Fausto endişelenmeye başlamıştı. - Ne oldu?
Fausto commença à avoir peur.
Bak Fausto, Sandra evdedir.
Sandra est rentrée.
Fausto ile Sandra'nın öyküsü şimdilik burada bitiyor.
L'histoire de Fausto et de Sandra se termine ici.
- Faust'un.
- Fausto!
- Bu Faust mu?
- C'est lui, Fausto?
- "Faust'a dokun ve öl."
- "Qui touche Fausto, meurt".
Zavallı Faust.
Pauvre Fausto!
Fausto Mirabel Roberto Garcia York
Fausto Mirabel Roberto García York
- Fausto ile tekneyi alıp açıIdık.
On est allés pêcher avec Fausto.
Merhaba Fausto.
Salut, Fausto.
Fausto, gördün mü, bir dakikada bitti!
Quel beau moment!
Bizim Fausto'yu gördünüz mü?
Félicitations!
Fausto, Koca Fausto!
Salut, les gars!
Fausto mu?
- Moretti Fausto.
Duydun Fausto?
Tu entends ça?
- Beni eve götür Fausto.
- Emmène-moi.
Fausto'yu gördün mü?
On doit se marier.
Giulia, bak Bay Fausto gidiyor.
Monsieur Fausto s'en va.
Fausto, gidelim buradan.
Partons.
Fausto affedildi ve yeni bir iş aramaya koyuldu.
Ainsi Fausto fut pardonné.
Fausto kendine bir iş buldu mu?
Qui sait ce qu'il voulait? Fausto a trouvé du travail?
Kendi öz evladımız Fausto Coppi...
Coppi, notre Fausto national!