Faydalı translate French
2,269 parallel translation
Biliyorum, ama haklısın, ben galiba, arka planda faydalı olan kız tipindenim.
Je sais, mais vous aviez raison, je suis probablement plus du genre à rester derrière.
Kurutma işe yarıyorsa, yakma daha faydalı olacaktır.
Si le chauffer a marché, le brûler sera encore mieux.
Biraz erkek otoritesi faydalı olur.
Un peu d'autorité masculine pourrait lui faire du bien.
Terapinin faydalı olduğuna inanırım.
Je crois en la thérapie.
Bu çorba sizin önerebileceğiniz her şeyden daha faydalıdır.
Cette soupe est meilleure que tout ce que vous avez à offrir.
Sana faydalı ama maymunum ; tavuk çorbası. Tadına bakmak ister misin?
C'est bon pour toi, c'est au poulet, tu veux juste goûter?
Bana bu insanların kim olduğunu söylemen faydalı olur.
Aidez moi un peu en me présentant ces personnes.
Bana oldukça faydalı oldunuz.
Vous m'avez été très utile.
Bana faydalı şeyler verdi. Kuru temizlemeye uğramadan şehirden asla ayrılamaz. Ve Salı'ya kadar teslimat olmayacak.
Ce type ne partirait pas sans ses vêtements, et ils ne seront pas livrés avant mardi.
Bana oldukça faydalı oldunuz
Vous m'avez été très utile.
Olay yerinde daha faydalı olacağımı düşünmüyor musun? Hayır.
Je ne serai pas plus utile ici?
Senin için sevişmenin iki insanın paylaşacağı en yakın ve kutsal şey olduğunu biliyorum....... ama sadece bedenlerin faydalı bir işe yaramasını sağlıyor.
Je sais que pour toi, l'acte de l'amour est la chose la plus intime et précieuse que peuvent partager deux personnes, mais ce n'est que des corps.
Çok faydalı olur, ayrıca kilo da verirsin.
C'est sain, et ça fait maigrir.
Bir arkadaşım faydalı olacağını söyledi.
On m'a dit que ça me ferait du bien.
Evet, Faydalı olur. Tanrım.
C'est pragmatique.
Çünkü verdiğim bazı sözleri tutmamda çok faydalı olur.
Ça pourrait m'aider à réaliser quelques promesses.
Asıl takımımı bir araya getirmek faydalı olabilir.
Il serait utile de réunir ceux qui m'ont créée.
- Ailesinin desteği olmadan, kilometrelerce uzakta yapılacak bir tedavinin faydalı olacağına inanmıyorum.
Ce n'est pas le moment pour elle. - Elle serait à 4 800 km.
Bir düşünsene, sağlığına ne kadar faydalı.
Bon, bon, bon.
Sebze sağlık için çok faydalıdır.
Mais c'est bon pour la santé.
Polis ile konuşmak, tedavileri için faydalı olmayabilir.
Vous vous doutez certainement du stress créé par un interrogatoire - policier?
Evet, satarım diye düşünmüştüm. O para bana ve oğluma faydalı olurdu. Ve eşimin incittiği pek çok insana paralarını geri verebilirdim.
Je pensais pouvoir le vendre, l'argent m'aurait servi avec mon fils et pour rembourser les gens spoliés par mon mari.
Her faydalı olduğunda kalmana izin verirsem hiç gitmezsin ki.
Si tu sèches chaque fois tu es utile, tu n'iras plus en cours.
Çünkü ben şahane hava nemlendiricisini netten aldım. Gerçekten sinüslerime çok faydalı.
Je viens de m'offrir un super humidificateur sur Internet, et c'est très efficace quand je fais des crises de sinusite.
Ben her zaman faydalı olmuşumdur!
On m'a jamais mieux utilisé.
- Faydalı olmak istemiştim. - Faydalıydın.
Je voulais juste être utile.
Faydalısın yani.
Tu l'as été. Tu l'es.
Karşılıklı olarak faydalı bir uzlaşma yoluna varacağımızı düşünüyorum.
à un compromis mutuel qui nous satisferait tous les deux.
Kendilerine faydalıydılar.
Ils vivaient presque en autarcie.
Davranışımızı ayıplamak faydalı olmasa bile daha kolay olurdu.
Condamner notre comportement aurait été plus facile s'il n'avait pas été aussi efficace.
Gönüllü olarak çalışmak istediğin işin tam olarak bu olmadığını biliyorum ama işgücümüz çok yüksek değil. Bu nedenle oldukça faydalı olacak.
Je sais que ce n'est pas exactement ce à quoi tu pensais, quand tu t'es portée volontaire, mais on manque de bras et ça aide bien.
Size elimden geldiğince doğru tavsiyeler vermeye çalıştım ve bu tavsiyelerin size ne kadar faydalı olduğu görülmüştür.
J'aime penser qu'aussi humble je sois, je vous ai toujours conseillé au mieux, et que ces conseils se sont révélés pertinents.
"Operasyon" vazektomide çok faydalı olur.
Dr. Maboul m'a aidé pour ma vasectomie.
Sınıfımızın problemini bu şekilde faydalı bir hale getirebiliriz diye düşündüm.
J'ai pensé transformer notre problème en cours magistral.
Faydalı olmak için.
Vous rendre utiles.
İki taraf için de faydalı bir düzenleme.
Cet arrangement semble profiter autant aux deux parties.
Faydalı bulurum.
Je trouve ça utile.
Gündüz gezebileceksin, benim için faydalı olacak.
Tu pourras sortir durant le jour, ce qui me sera très utile.
Babanın ancak yarısı kadar başarılı olsan bile Yıldız Filosu'na çok faydalı olabilirsin, Jim.
Si tu tiens un minimum de ton père, tu nous seras utile.
Orada daha faydalı olacağımı söyledi.
Il dit que je serai plus utile là-bas.
- Çok faydalı oldu.
- Ce fut très utile.
Soruşturmanızın içeriğine bakınca onu da çağırmanın faydalı olacağını düşündüm.
J'ai pensé qu'il serait utile pour lui de se joindre à nous, compte tenu de la nature de votre requête.
Daha faydalı ve kesinlikle daha heyecanlı.
Oh, plus utile, et certainement plus climatiques.
Nefes açma alıştırmalarının faydalı olacağını sanıyordum.
Les exercices... m'ont pas aidé.
- Faydalı oldu zaten.
Si, si.
Dediklerin doğruysa, ki bundan gerçekten şüpheliyim bu gücün, bizim için en faydalı olacak şeyi istediğini nereden bilebilirim?
Si c'est vrai, et c'est un sacré "si", comment savoir si cette force a en tête nos intérêts?
Merak etme anne, hayatımda yapacak faydalı bir şey bulacağım.
Ne vous en faites pas, mère, je finirai bien par faire quelque chose d'utile de ma vie.
Bu çok faydalı olacak.
Ça va m'aider.
Yama, bir süre faydalı olacaktır.
Je vais essayer.
- Oldukça faydalıymış.
Intéressant.
Faydalı olmak istiyorum.
Je veux être utile.