Fayeen translate French
22 parallel translation
... dakikalar önce yaptığı açıklamada, Prens Fayeen, kuzeninin cinayetinden,... radikal bir feminist ve İslam için bir tehlike olduğunu ifade ettiği... -... Hani Jibril'in sorumlu olduğunu söyledi.
... il y a quelques instants, le Prince Fayeen a publié une déclaration condamnant le meurtre de son cousin par Hani Jibril, qu'il a qualifié de féministe radicale et de danger pour l'Islam.
- Fayeen, Jibril'i kullanarak... -... Abboud'un değiştirmeye çalıştığı her şeyi geri götürecek.
Bon, Fayeen va se servir d'elle pour faire reculer tout ce qu'Abboud a essayé de réformer.
Artık doğrunun ne olduğunu kontrol edemiyoruz ; -... Fayeen'in, ister lehine, ister aleyhine olsun.
Et nous ne pouvons plus contrôler ce qui est la vérité à présent, qu'on le veuille ou pas on va se ranger pour ou contre Fayeen.
Şirket Yöneticisi, Prens Fayeen ile bağlantılı paravan bir şirketten kendisine yapılan bir seri para transferini dikkatli bir şekilde belgelemiş.
Le COO lui a soigneusement listé une série de transfert d'argent venant d'une société écran qui est liée au Prince Fayeen.
Eğer olur da, Fayeen her şeyi onun üstüne yıkmaya kalkarsa diye.
Au cas où le Prince Fayeen essaierait de se débarrasser de lui.
Prens Fayeen, Abboud'u öldürmek için Arcadia ile işbirliği yapmış.
Le Prince Fayeen a conspiré avec Arcadia pour assassiner le Prince Abboud.
Prens Fayeen dünyanın en zengin adamlarından biri.
Le Prince Fayeen est un des hommes les plus riches au monde.
- Prens Fayeen'i yasadışı bir şey yaparken yakalamamız gerek.
Nous devons attraper le Prince Fayeen faisant quelque chose d'illégal.
Prens Fayeen'in beni öldürmeye çalışmasını sağlamak.
Faire que le Prince Fayeen tente de m'assassiner.
Sebastian Egan tarafından yazılmış,... Prens Fayeen'in, Abboud'u ve Jibril'i öldürmek için plan yaptığını kanıtlayan birkaç gizli işleri açığa vuran makale istiyorum.
Je veux publier une série d'exposés écrits par Sebastian Egan prouvant que le Prince Fayeen a conspiré pour tuer Abboud, et a également l'intention de tuer Hani Jibril.
Prens Fayeen kuzeni Abboud'u kıskanıyordu. Sadece yakışıklı, genç ve modern Suudi Arabistan'ın ileri görüşlü yüzü olduğu için değil aynı zamanda değişimi temsil ettiği için.
Le Prince Fayeen était jaloux de son cousin Abboud, qui n'était pas seulement le fringant, jeune et progressiste visage de l'Arabie Saoudite moderne, il représentait aussi le changement.
- Fayeen biliyordu.
Oh, le Prince Fayeen savait.
Yani Fayeen'in unvanı alabilmesi için Abboud'un önünden çekilmesi gerekiyordu.
Donc pour que Fayeen prenne le titre, il lui fallait Abboud hors de sa route.
Fayeen gücü eline alıp petrol bakanı olduğunda, Arcadia'ya anlaşmayı vereceğine söz verdi.
Fayeen a dit à Arcadia qu'il leur donnerait le contrat une fois qu'il aurait le pouvoir et serait devenu ministre du pétrole. Le prix était..
Prens Fayeen ve Arcadia çok iyi biliyordu ki, Jibril, Abboud'la yüzleşerek,... verdiği sözü halkın görebileceği şekilde kameralar karşısında söylettirme fırsatını asla kaçırmazdı.
Le Prince Fayeen et Arcadia savaient qu'elle ne manquerait pas une opportunité d'affronter Abboud à la télévision américaine, de le mettre sur le grill, le forçant à s'engager publiquement pour la promesse qu'il lui avait faite.
"Prens Fayeen'in Mülkü, Riyad"
Ce n'est pas une couverture médiatique...
Prens Fayeen kendisini Allah'ın elçisi sanıyor, adam aynı zamanda dünyanın en zengin 10 kişisinden biri.
Le prince Fayeen se prend pour un vassal de Allah, sans oublier qu'il fait parti des dix personnes les plus riches du monde.
- Fayeen bu bilginin yayınlanmasını önlemekte kararlı.
Fayeen veut empêcher ces informations de sortir au grand jour.
Fayeen ile birlikte yatılı okulda okumuş. Yani prens, eski bir kankası aracılığıyla...
Il était dans le même pensionnat que le prince Fayeen, donc il transmettait un message
Prens Fayeen'in, Abboud'u öldürmek için Arcadia ile işbirliği yaptığına dair... -... elle tutulur kanıtım var.
J'ai une preuve irréfutable que le Prince Fayeen a conspiré avec le Conseil Politique d'Arcadia pour assassiner le Prince Abboud.
Fayeen ve Arcadia'yı birbirine bağlayan banka transferleri.
Des transferts bancaires reliant Fayeen à Arcadia.
Prens Fayeen, Saud Hanesinin bir üyesi. Allah tarafından Mekke'yi korumak için gönderilmiş bir ailenin üyesi.
Le prince Fayeen est un descendant de la maison de Saud, la famille désignée par Allah lui-même pour être les gardiens de La Mecque.