English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ F ] / Fend

Fend translate French

226 parallel translation
- Şoka katlanabilir misiniz? - Nasıl yani Flo?
Ça me fend le cœur de vous dire ça maintenant.
Senin bu halde yaşadığını gördükçe içim acıyor, artık sona ermeli.
Ça me fend le cœur de te voir vivre ainsi. Il faut que ça cesse.
Bu durum kalbimi kıracak ama konuklarımı silahlarının önüne atamam.
Ça me fend le cœur mais mes invités ne peuvent pas rester sous la menace de vos armes.
Öyle hızlı yüzmeye başlar ki vücudu suya bile değmez.
Il se jette à l'eau. Il fend les flots avec vélocité.
Tabii ki ne zaman bir koyuncunun öldürüldüğünü duysam içim parçalanıyor.
Ça me fend vraiment le coeur quand on me parle d'un berger qui se fait tuer.
Tabi, elbette öyledir, eminim.
Ça me fend le cœur.
Çok acıklı, değil mi?
Ça fend le coeur, non?
Başım acayip ağrıyor.
J'ai le crâne qui se fend.
Bu beni üzecek ama çekingenliğime de çok iyi gelecek.
Ça me fend le cœur, mais ça défoule.
Asla! Bir Almanın kafasını ütüyle ezmiş olan bir kadından... nasıl sevgi ve anlayış bekleyebilirim.
Comment attendre amour et compréhension d'une femme qui, de sang froid, fend le crâne d'un Allemand avec un fer à repasser!
- Bu kendinizi kötü hissettirmiyor mu?
- Ça ne vous fend pas le coeur?
- Ne beni kötü...?
- Qu'est-ce qui ne me fend pas le coeur...?
Malum bir koronun bu akşam festivalde çıkmayacağını düşününce belim inciniyor ve kalbim kırılıyor.
Cela me fend le coeur de savoir... que les enfants ne participeront pas au festival.
Başım çatlıyor!
J'ai le crâne qui se fend!
Bir tane lityum kristali kaldı. Bir de ince bir çatlak söz konusu.
Nous n'avons plus qu'un cristal de lithium et il se fend à la base.
Ses ve kokudan
Ton sabre fend l'air
Bir kadının ağlamasına ben de dayanamam.
Une femme en pleurs, ça me fend le cœur.
Neredeyse kalbimi kıracaktın.
- D'accord. Cela me fend presque le coeur.
Kalplerini kırıyorlar.
Ca leur fend le coeur.
Hızlı tren adamı olduğunun düşünmesi bile hoş.
C'est gentil, Fend-la-Bise.
Hiçbir sorunu olmayan birinin yoldan çıkıp başına her türlü belayı açana kadar elinden geleni yapmasına harika bir örneksin.
Tu es l'exemple parfait d'une personne qui n'a pas de soucis intrinsèques et qui se fend en quatre pour s'en attirer.
Savunmayı yarıyor! Sol elle basketi bırakıyor!
Il fend la défense et l'envoie par la main gauche!
Şakanın sırası değil.
Bon, pas le temps de plaisanter. J'ai le crâne qui se fend.
Kalbim kan ağlıyor. Ama görevim çok açık.
Ça me fend le cœur mais mon devoir est d'y aller.
Ve bu da beni çok üzüyor.
Et ça me fend le cœur.
Çünkü ikimiz de düzgün ve dürüst insanlarız ve bu bizi paramparça ediyor.
Parce qu'on est honnêtes et que cela nous fend l'âme.
- Tchapochka çok üzgün.
- Ça me fend le cœur de le laisser...
Ben de çok iyi bir ekibim olduğunu düşünürdüm, anlaşılan aldanmışım!
Ça me fend le cœur!
Buraya bakip beni görüyor ve bana kahkahalarla gülüyor.
Il lève les yeux, il me voit et il se fend la gueule.
Sahte bir parti, küçük lort için yapılan kendi kanı canı...
Mais ça me fend le coeur! Une veuve, privé e de son petit!
Çok tatlı çocuk Babasına çekmiş
Il est si mignon. Ça me fend le coeur, il ressemble tant à son père.
Gözümü dört açtım, tabelayı arıyorum.
Mon antenne fend la bise, j'ouvre l'oeil pour ton panneau!
Çok eğlenceliydi değil mi?
On se fend la gueule, hein?
Tam bir hayalkırıklığı.
Ça me fend le cœur.
- Dalgamı yiyin!
- On fend les flots!
Adam kalbimi kırıyor. Bak.
Ca me fend le coeur.
- Biliyorum, benim de içim parçalanıyor.
Ca me fend le coeur, à moi aussi.
Onlarla tanışmayacağınızı bilmek adeta kalbimi sızlatıyor.
Ça me fend le coeur qu'aucun d'entre vous ne pourra les rencontrer.
Senin için kahroluyorum.
Ça me fend le cœur.
Ondan ayrılmak çok zor geliyor.
- Ca me fend le coeur de m'en séparer.
İçim cız etti sana.
Ça me fend le cur.
Sevgili bayım, bunu tartışmak bana acı veriyor, fakat diyebilirim ki, bütün bunlar çok dikkatli düşünülerek hesaplandı.
Cher monsieur, cela me fend le cœur... mais je peux vous dire que j'ai procédé à de minutieux calculs.
- Böyle bir köşeye oturup ağlayasım geliyor..
- Des fois, ça me fend le cœur.
Kalbimi kırdın.
Ta compassion me fend le cœur.
Ona bakmak içimi acıtıyor.
Ça me fend le coeur de le voir.
Onun için üzülüyorsun, değil mi?
Ça fend le cœur, hein?
- Ne kadar üzüldüm bilemezsin.
Ça me fend le coeur!
Bu beni mahvediyor.
Ça me fend le cœur.
Sana kızgın.
Elle te fend le cœur.
İçim parçalandı.
Ça me fend le cœur.
İşte, sana bahsettiğim şey.
Avec quoi on les fend, au canif ou avec les ongles?
fendi 123

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]