Festive translate French
90 parallel translation
Yani, bir adamı sert şekilde kırbaçlanırken izledikten sonra kendimi biraz keyifsiz hissettim.
Eh bien, je ne suis pas d'humeur festive après avoir regardé un homme se faire fouetter.
Doktor, hanımların coşkulu kutlama ruhunu yok ediyorsunuz.
Docteur, allons, vous avez gâché l'humeur festive de ces dames.
Roma şehri, Führer için görkemli bir ciddiyetle süslendi.
Rome s'est préparée à recevoir le Führer d'une façon simple mais festive.
Büyük bir mutluluğun parçasıydım. İçiyordum, sarhoştum, bateri çalıyordum, jipin kaputunun üstüne oturmuş, biz bateri çalıp Los Alamos'ta heyecan ve mutluluk içinde koşuştururken Hiroşima'dakiler ölüyor ve acı çekiyorlardı.
J'étais impliqué dans cette chose festive et aussi buvant et ivre et jouant du tambour assis sur le capot d'une jeep et jouant du tambour avec excitation, courant à travers Los Alamos au même moment où les gens mourraient et luttaient à Hiroshima.
Ve unutmayalım ki, Bay Baldrick, dini uygulamalar gibi tavizsiz olsak da, zaman hala eğlence zamanı ve hala Noel ikramlarımız da var.
N'oublions pas... même si nous sommes raides comme la justice biblique, que c'est la saison festive et que le réveillon est prêt.
Şenlikli bir şey olmasını istedik.
On la voulait festive.
Ve sen partilerden iyi anlarsın. Sen şenliklerle çok ilgilisin.
Les fêtes, c'est ton truc, tu es tellement festive.
— Phillip ne şenlikli bir bayram!
Quelle saison festive!
Eğer bana fıçının yerini gösterirsen parti havasını gösteririm sana.
Je vais te dire ce qui la rendra festive. Dis-moi où est le tonneau.
- ve hepimizi de parti moduna soktuğun için. - Oh, öylemi? - Hayır, hayır!
Et puisqu on est d'humeur festive...
Kendi doğumgünü pastama 70 dolar ödedikten sonra kesinlikle parti havasından çıkmıştım.
Après avoir payé 70 dollars pour mon gâteau d'anniversaire, je n'étais plus d'humeur festive.
Tatlım, neşem pek yerinde.
Trésor, je suis d'humeur festive.
Bütün tepede kutlamalar var, durduk yere panik yapmaya gerek yok.
Toute la station de la colline est dans une humeur festive... Il est inutilement de la paniquer.
Havayı bozmayı kafasına koymuş gibi görünen kişi Patron Tanaka'ydı.
Cet homme bien déterminé à rompre l'ambiance festive, c'est Boss Tanaka.
Bir şenlik şarkısı çal bana!
Jouez-moi une chanson festive!
Hangi şenlik sarkisi?
Quelle chanson festive?
Ben tüm bu dikkatlerden dolayı endişeliyim. Edna beni daha iyi biri yapmıştı.
Vous savez Willie, j'ai peur que dans cette ambiance festive,
Bilemiyorum, acaba sen dahi misin, aptal mısın ya da kutlama durumundaki dahi bir hırsızım.
Je ne sais pas si tu es un voleur génial ou un idiot. Un voleur génial d'humeur festive.
It's beginning to look festive!
Ça commence à prendre tournure!
Çünkü dün beni tam Noel havasına soktun.
Parfait. La nuit dernière, tu m'as mis d'une humeur particulièrement festive.
Lütfen Gabrielle'e showdan çekildiğim için üzgün olduğumu söyleyin. Ben sadece, pekte iyi bir modda değilim şu anda.
Dites à Gabrielle que je suis désolée d'avoir dû me retirer du spectacle je ne suis pas d'humeur très festive.
Bugün çok neşeli hisssediyorum.
Je me sens d'humeur festive aujourd'hui.
Neşeli, ha?
Festive, hein?
Günün anlamına dair, lezbiyenlikten uzak bir şekilde.
De façon purement festive et hétéro.
Şimdi de R. Kelly'nin taraftarlarının yanına gidiyoruz. Burası tam bir festival alanına dönmüş durumda.
Allons maintenant du côté des fans de R. Kelly, où l'ambiance est festive.
DTC bir parti uyuşturucusu değildir.
La DTC n'est pas une drogue festive.
Gerçekten de hiç kutlama havasında değilim.
Je ne suis pas d'humeur festive
Babamın hapiste olması, beni tam olarak kutlama havasına sokmuyor.
Et bien, avec mon père en prison, ce n'est pas forcement le genre de truc qui me rend d'humeur festive.
Herhalde kendini Noel neşesine kaptıramayanlar da var.
Tout le monde n'a pas l'humeur festive on dirait.
Majesteleri, tüm dünyaya ve Londra halkına korkulacak bir şey olmadığını göstermek için, Noel boyunca Buckingham Sarayı'nda kalacağını doğruladı.
Sa Majesté la Reine a confirmé qu'elle resterait à Buckingham Palace durant tout la période festive, pour montrer aux Londoniens et au monde qu'il n'y a rien à craindre.
New York'ta harika bir hava var. Kalabalık büyük bir neşe ile alanı doldurdu.
Il fait très beau à New York et l'ambiance est festive.
Tam olarak kutlama havasında değilim.
Je suis pas d'humeur festive.
Çünkü, bugünkü dünyada yaşayabilmek için modern insan şen şakrak olmalıdır.
Parce que la personne moderne, pour survivre dans le contexte actuel, se doit d'être une personne festive.
Bu gece benden partiyi başlatmam istendi.
On m'a demandé de donner le coup d'envoi de la partie festive de cette soirée.
Bazı açılardan bayram havası vardı.
Il y avait en quelque sorte une atmosphère festive.
Bayram havası mı?
Une atmosphère festive?
- Orada genel hava nasıl, bize aktarır mısın, Angie?
Quelle est l'ambiance? Plutôt festive.
- Çoğunluk iyimser...
- Plutôt festive.
Şu neşeli havaya bakın.
L'atmosphère est vraiment festive.
Böyle bayram günlerinde, Bay Scrooge yoksullar için her zamankinden daha fazla erzak temin etmemiz icap ediyor.
En cette période festive de l'année, Mr. Scrooge, Il est plus qu'habituel que nous faisions quelque maigres provisions
Evet... Bu bayramda birkaç kişi olarak, yoksullara yiyecek, içecek ve başlarını sokacak sıcak bir yer sağlamak amacıyla bir vakıf kurmaya çalışıyoruz.
Oui donc, en cette période festive certain d'entre nous prennent le temps de lever des fonds
Şenlik havasında.
- Pas efféminée, festive.
Bu küçük sıkıntının dışında beklerken sunulabilecek neşeli bir ikram.
Une gâterie festive pour traverser ces petits désagréments.
Ama bu, neredeyse tüm azizler günü çok da kutlama olmayacak.
Mais cette Quasi-Toussaint ne sera pas très festive.
Beyler, kendi hazırladığım alem suyu ile dolu kadehlerimizi yeni arkadaşımızın ölümün soğuk pençesinden kurtuluşuna kaldıralım.
Messieurs, portons un toast à notre ami qui, captif de la glace, a échappé à la mort, avec ma dernière production d'eau festive.
Daha çok bir parti şehri.
Rien d'une ville festive.
Neden böyle şen şakrak olduğumu öğrenmek için can atıyor musunuz hepiniz?
Vous voulez connaître la raison de mon humeur festive?
Yemeği küçük bir kutlamaya dönüştürür.
Il est la partie festive..
GHB'nin parti uyuşturucusu olduğunu sanırdım.
Je pensais que c'était une drogue festive.
"Şen şakrak" ne demek?
Qu'est-ce que ça veut dire, festive?
Bir kasa getirdim. - Ooh, Saul parti havasında sanırım.
D'humeur festive?