Fevkalade translate French
1,204 parallel translation
Bildiğin gibi, yola çıkarken fevkalade görünürüm.
Vous le savez... en sortant, j'étais beau comme un dieu!
Bayanlar fevkalade değil mi?
Je sais. A elle, je peux le dire?
Fevkalade bir devlet adamı!
Un grand homme d'Etat!
Devimi yenmen, fevkalade güçlü olduğun anlamına gelir bu yüzden de zehri kendi kadehine koydun ki gücünün seni kurtaracağını düşünüyordun.
Vous avez vaincu mon géant, vous êtes donc exceptionnellement fort. Vous avez pu empoisonner votre gobelet, comptant sur votre force pour résister.
Gençliğinin verdiği fevkalade sınavlar bunlar sevgili çocuğum.
Ce sont les glorieux défis de la jeunesse, mon garçon.
Steve, dünyanın en fevkalade kocasısın.
Steve, tu es le mari le plus merveilleux du monde entier.
İşte şimdi gerçekten fevkalade oldu.
Nous approchons de la masse stellaire Adini.
Amiral Mark Jameson'la fevkalade bir durumla ilgili olarak... görüşme emri aldım.
- Je vous en prie, Dr Bernard. Je n'y retourne pas. J'aime pas ce professeur, j'aime pas le calcul.
O oğlanda fevkalade bir şeyler olduğunu biliyordum.
J'ai toujours su que ce garçon était spécial.
Fevkalade! Bay Reed, otelde kalan bir grup var. Dün giriş yaptılar.
Un groupe est justement arrivé à l'hôtel hier.
Her neyse, bu adamı üç yıldır tanıdığımı fevkalade bir dost olduğunu söyleyerek hemen savunmama başlamama müsade edin...
Je connais cet homme depuis 3 ans et c'est un chic copain et... - George! - Oui, sir?
Sonra geçitten yürüyüp fevkalade bir hayata adım atabilirsiniz. Tabii. Mutluluk ve esenlik dolu.
Ensuite vous descendrez l'allée centrale et commencerez une vie merveilleuse... pleine de joie et de bonheur.
Fevkalade yenilikçiler.
Ils avaient un esprit très innovateur.
Hastamın ilk sonuçları olumlu, ve bünyesi fevkalade iyi durumda.
Le patient est en excellente condition physique, et les investigations préalables sont idéales.
Aslında, yabancı bir ırkın, diğeriyle iletişim kurabilmesi gerçeği bile fazlasıyla fevkalade.
Le fait que deux races différentes communiquent l'une avec l'autre est assez remarquable.
Bay Mendoza, eğer bu şey bedeline ulaşacak olursa, çok fevkalade bir değer keşfedilmiş olacak.
M. Mendoza, si ce vortex s'avère à la hauteur de ses promesses, il constituera une découverte d'une valeur inestimable.
Şey, o fevkalade bir kadın.
C'est une femme remarquable.
- Fevkalade bir görev, genç adam.
- Beau travail, jeune homme.
- Nasıldılar? - Fevkalade.
- Comment ont-ils combattu?
Fevkalade.
- Splendidement.
Altı aylık olsa bile, Peg'i buldum... fevkalade güzeldi.
Même enceinte de six mois, je trouvais Peg... incroyablement belle.
Stephen, fevkalade! ...
Stephen, c'est superbe!
Fevkalade.
C'est merveilleux.
Fevkalade, bir tanesin.
Tu es merveilleuse.
- Fevkalade bir dava.
- Une affaire rondement menée.
Yemeğin fevkalade olacak. Söz veriyorum.
Votre déjeuner sera réussi.
Bana dedi ki bir yazar olarak ona fevkalade yeteneğin varmış... ama konsantrasyon problemleri yaşıyormuşsun.
Elle dit que tu as un talent très prometteur en tant qu'auteur... mais que tu as des difficultés à te concentrer.
Fevkalade.
Phénoménal.
- Birinci sınıf, fevkalade. Eşsiz.
- Formidables, phénoménaux.
Yine haklısın, fevkalade bencilim.
Vous avez raison, je suis extrêmement égoïste.
Daha bir bebeksin ama bu fevkalade.
Tu n'es pourtant qu'un bébé, mais c'est remarquable.
Bu fevkalade bir keşif fırsatı, ama tüm bu acele niye?
Une découverte serait extraordinaire, mais pourquoi y a-t-il urgence?
Fevkalade.
Remarquable.
- Fevkalade, tabi yaparsan.
Si tu le fais!
Her şey her zaman harika ve fevkalade.
Tout est toujours super dément.
Fevkalade.
- Si ça va? Au poil.
Gözetimci psikiyatr olarak Bay Bartel'in... kaydettiği ilerlemeyi fevkalade buluyorum.
En tant que psychiatre, je dirais que M. Bartell a fait de gros progrès.
Bu yere bayıldım! Fevkalade.
J'adore cet endroit.
Baban fevkalade bir insan.
Ton père est un homme extraordinaire.
Fevkalade.
Il est fabuleux.
Ne fevkalade bir ikiyüzlülük.
Quelle merveilleuse duplicité!
- Fevkalade beceriklisin.
Quelle efficacité!
O tamamen fevkalade bir insan.
C'est un jeune homme particulier... il y a en lui...
Fevkalade!
Extraordinaire!
Fevkalade!
Bravo!
Bu çok fevkalade.
C'est remarquable.
Metamorfları fevkalade yapan nedir biliyor musun?
Savez-vous ce qu'il y a d'exceptionnel chez une métamorphe?
Fevkalade.
Splendide!
Fevkalade!
Splendide!
Fevkalade.
Fabuleux!
Fevkalade bir şey!
Superbe!