Fisk translate French
378 parallel translation
Jay Gould ve Jim Fisk'ten
Mais tout le monde en fait! De Jay Goula à Jim Fiske, jusqu'au Président...
Zina ve fisk ü fücur.
Fornication! Péché de la chair!
Bu bir koro... zenci bir koro. Şehirdeki Fisk Üniversite'sinden.
C'est un choeur, un choeur noir de... qui fait partie de l'université Fisk de la ville.
Teğmen Fisk mi?
Inspecteur Fisk?
- Ama Teğmen Fisk dedi ki...
- L'inspecteur Fisk a dit...
Atıcıydım. Carlton Fisk'den sonra New Hampshire'dan gelen en iyi oyuncuydum.
Lanceur. "Meilleurjoueur du New Hamsphire depuis C. Fisk."
12'nin sonunda Carlton Fisk maça girdi.
Prolongations. Fin de la 12è. Carlton "Pudge" Fisk entre.
Fisk topa deliler gibi vuruyordu. Evet görmüştüm. " Aşırtma.
Fisk gesticule comme un fou vers la balle.
O da 35000 kişi de ayağa fırladı. Sahayı doldurdular.
Fisk explose, 35 000 fans descendent sur le terrain...
Ayrıca, sen benim yazıma mâl oldun. Whitey Fisk, Paris'te Son Tangodaki sürünen adam.
Toi, tu avais bien Whitey Fisk, qui t'a fait entrer au Dernier Tango à Paris.
Whitey Fisk, değildi değil mi?
C'était pas Whitey Fisk?
Bay Fisk'in ofisine sızıp, hepsini okudum.
J'ai fouiné chez Fisk, je les ai toutes lues.
Seni bekliyordum. Don Fisk.
Je vous attendais.
Girsene.
Don Fisk.
- Ben dönene dek Fisk bunu istemez.
- Fisk n'en aura pas besoin.
Fisk dün kasaya girdi.
Tout devient bizarre. Fisk est venu au coffre.
Fisk'e raporumu verdin diye seninle ödeşmek için mi?
Te punir d'avoir filé mon bilan à Fisk?
Fisk'i görürsen beni idare et.
Si tu vois Fisk, couvre-moi.
Fisk'i kasaya sen gönderdin, biliyordum.
Je sais que tu as envoyé Fisk au coffre.
Wilson Fisk de geldi.
Wilson Fisk est de la fête!
- Bunu tartışmalıyız.
M. Fisk!
- Bay Fisk. Selam. Ben Franklin Nelson, Nelson Murdock'dan...
Franklin Nelson, du cabinet Nelson et Murdock.
Evet, Bay Fisk ile konuşmak istiyorsan, randevu almalısın.
Pardon. Pour parler à M. Fisk, il faut un rendez-vous.
Üzgünüm Bay Fisk. Ortağım fazla hararetlendi.
Pardon, mais mon associé fait du zèle.
Fisk senin hakkında haklıymış. Kolay lokma olmayacağını söylemişti.
Fisk avait raison, tu te laisses pas faire.
Kingpin Fisk mi?
Fisk est le Caïd?
"Tanık olmamasına rağmen, polise göre Fisk'i teslim eden Korkusuz'du."
"Bien que sans témoins... la police pense que DD a arrêté Fisk".
Irene Fisk kocasıyla konuşacakmış.
Irene Fisk veut parler à son mari.
Bayan Fisk, John Goodhew, Bölge Başkan Yardımcısı.
John Goodhew, vice-président régional.
- Hakim Fisk seni sever.
- Le juge Fisk t'apprécie beaucoup.
- Adamın adı Gray Fisk.
- Ce gars s'appelle Gary Fisk.
Gary Fisk, özel dedektif, internetten bulduğu bütün gazete alıntılarının listesini verdi.
Fisk a donné une liste des articles de presse qu'il avait eus sur Internet.
Bak, Fisk kararını vermedi ama sanıyorum daha akla yatkın nedenler bulmanız gerekecek.
Écoute, Fisk n'a pas encore regardé, mais je crois qu'il te faudra un argument plus percutant.
Fisk'ten bir şey çıktığında yani.
Quand Fisk t'aura répondu, je veux dire.
Hakim Fisk mezar açma talebini reddetti.
Le juge Fisk a rejeté la demande d'exhumation.
Bob Fisk, toplantıya katılanları, devlet istihbarat birimlerinden... birinin gizlice telefonlarını dinlediği konusunda uyardı.
Bob Fisk les a averti qu'un agence gouvernementale inconnue écoutait leurs conversations téléphoniques.
Armbrister, Carlton Fisk'te oynadı, serilere maloldu.
Armbrister percute Fisk, on perd le championnat.
- Şimdi Fisk'le konuştum.
- Je viens de parler à Fisk.
Hey, Huggins Fisk'İn kapattığını duydun mu?
Tu savais que Huggins Fisk ont fermé leurs portes?
Yönetmen Wagner Fisk.
Ce sera Wagner Fisk.
"I'm It!" in tüm bölümlerini Wagner Fisk çekmişti.
Wagner Fisk a dirigé toute la première saison de "l'm It".
Albay Fisk, Pegasus'un yeni kaptanıdır.
Le Colonel Fisk a pris le commandement du Pegasus.
Birkaç takas önemli değildir, Kaptan Fisk. Hayatın gerçeği.
Quelques échanges seraient une chose, soyons réalistes.
Şans dostumuzun Fisk'in yüzüne gülmüş gibi. - Kübit?
On dirait que notre ami, Fisk, a touché le gros lot.
- Kaptan Fisk sizin de davetli olduğunuzu söylememişti.
Le Commandant Fisk ne m'a pas dit que vous étiez invité.
Fisk nerede?
Où est Fisk?
Carlton Fisk'in atışını hatırlıyor musun?
- Tu te souviens du homerun de Fisk?
Sarsıntılı olur. Güçlü gaz fışkırmaları olacak eriyen buz ve gaz fişkırmaları yüzünden fırlayan kaya parçaları ama yine de yapabilirim.
Ça va être difficile... il y a des explosion gazeuses, des blocs de glaces dérivant... des tonnes de roches projetés pas des jets gazeux... mais ouais, je peux le faire.
Ceplerindeki paralar ishal bufalodan fışkırır gibi fişkırıyor.
Leur argent s'écoule, telle la diarrhée du cul du bison.
Huggins Fisk mi?
Huggins Fisk?
Fisk mi?
Fisk?