Flakes translate French
121 parallel translation
Karikatürden önce mısır gevreği.
Les corn-flakes avant les B.D.
Lazanya? Seni yaşında mısır gevreğini hazmetmek bile zordur.
À ton âge, on digère mal les corn-flakes.
Mısır gevrekleri ile hayatta kalmaya çalışıyorsun.
Vous vivez de corn-flakes.
Biraz sütle mısır gevreği.
Qu'est-ce que tu veux? Des corn-flakes.
Kellogg's Mısır Gevreği yarışmasını kazandım.
J'ai gagné le concours des corn-flakes Kellogg's.
Ben mısır gevreğini böyle istemedim. Çamur gibi olmuş.
Je n'aime pas les corn-flakes comme ça, tout ramollis.
Ve mısır gevreği.
Et des corn flakes.
Elbette.
Des corn flakes.
Mısır gevreği mi?
Des corn-flakes?
Bakü Petrol transferleri, ve Corn Crisp-Sakız firması belgeleri.
Les pétroles de Baku, les corn-flakes et chewing-gums.
Post Tostları, Corn Fleksler, Şekerli poğaçalar pirinç ve buğday kremi, tahıl unu.
Corn Flakes, flocons d'avoine, Rice Crispies... farine d'avoine, crème de riz et de blé.
Kendimize mısır gevreği ve kahve hazırladık.
Bien. On a pris des corn-flakes.
Kedi, kral, Kipling, Kuveyt, Kellogg's, büzel kız.
Oh, oui! Kaki, Képi, Kipling, Khomeini, Kellog's Born Flakes.
Üstüne bir mısır gevreği at o halde.
Ajoutes-y des corn-flakes.
Biraz mısır gevreği ister misin?
Tu veux des corn-flakes?
Dianne, uyuşturucuyu yine şekerli gevrek kutusu gibi aptalca bir yere saklamadın ya?
Dianne, t'aurais pas encore bêtement planqué la came dans une boîte de corn-flakes?
Aslında, İngiltere'deki o "corn-flakes" lerin sorumlusu benim.
Les mégalithes d'Angleterre sont de moi.
Ne "corn-flakes" i?
Quels mégalithes?
- "Corn-flakes" lerin ne olduğunu herkes bilmez. - İyiye işaret değil.
Mauvais signe.
"Corn-flakes" mi?
Les mégalithes?
- Bayan "Corn-Flakes" kadar değil ama.
Pas tant que Miss Mégalithe, bien sûr, mais...
Corn flakes içinden çıkmış gibi duruyorlar.
Ils semblent sortis d'une boîte de céréales.
Evet, % 25 kepekli corn-flakes.
Oui, 25 % de céréales.
- En çok Apple Jacks tahılını severim.
- J'aime bien manger des corn-flakes.
Havada kocaman parçalar uçuşurdu.
Des particules grosses comme des corn-flakes.
Daha yeni bir kase Kix ( corn flakes markası ) yedim.
Je viens de manger un bol de céréales.
Fruits Loops ta olduğu gibi.
Comme dans les corn-flakes.
Püsküllü, kahküllü, her çeşit! Yapacak ne kaldı ki.
Les corn-flakes...
- Bir tabak mısır gevreği.
- Un bol de Corn Flakes.
Çürük dişli. Parçası bulundu.
Dent pourrie dans les corn-flakes.
Toparlayalım... Noons Muskaviç'i zehirleyip... Küvete sokuyor.
Noons empoisonne Muskavich, le colle dans la baignoire, bouffe des corn-flakes.
Bir alışveriş listesi. Bir paket corn flakes alması için hizmetçiyi alışverişe gönderiyor.
Une liste pour la femme qu'elle envoie faire les commissions
- Space Flakes kutumu imzalar mısın? - Elbette.
Vous me signez mes Space Flakes?
Bence Space Flakes'in tadı bok gibi.
Les Space Flakes sont immondes.
Sonra her sabah mısır gevreği kusmaya başladım.
Et j'ai commencé à picorer des corn flakes le matin.
Ona Kaptan Crunch deniyordu çünkü farketmişti ki bu küçük düdük Cap'n Crunch corn flakes kutularından çıkıyor ve ATT uzun mesafe ekipmanları ile aynı tonda ses çıkarıyor.
On le surnommait Captain Crunch car il avait découvert que le son de ce sifflet des boîtes de céréales Cap'n Crunch était le même que celui des appels interurbains de ATT.
Sadece mısır gevreği ve küçük boy portakal suyu alacağım.
Des corn-flakes et un petit jus d'orange.
Patlamış mısır ister misiniz?
Vous voulez des corn flakes?
- Kepekli gevrek mi?
Generic Bran flakes?
İlk kez ikinci sınıfa geçtiğimde sanıyorum. Corn Flakes'imi yerken kaşıkta kendi yansımamı fark ettim. " Vay, çok yakışıklıyım!
Lors de mon premier CE2, j'ai surpris mon reflet dans une cuillère et j'ai pensé :
Gel, sana biraz mısır gevreği vereyim.
Viens, laisse-moi te servir du corn-flakes.
Kersh seni onun mısır gevreğine işerken mi yakaladı?
Kersh vous a surpris en train de pisser dans ses corn-flakes?
Smoochy mısır gevreği şekerli mi meyveli mi olsun karar veremedik.
Les Smoochy Flakes seront glaces au miel ou fruites.
Bahse girerim, yediği patlamış mısırlar bile ondan kaçmaya çalışıyordur.
II fait peur même à ses corn-flakes.
Nereden buldunuz o arabaları, mısır gevreği kutusundan mı çıktı?
Vous les sortez d'une boîte de corn-flakes?
Mısır gevreğine ondan döküyor...
Il en met dans ses corn flakes.
- Raisin Bran bitmiş.
- Y a plus de corn flakes.
Annenin yemek fişleri biter ve akşam yemeği olmamasının bahanesi hazırdır... veya kahvaltı olmamasının... Okuldaki o bedava dağıtılan mısır gevrekleri vardır tanrıya şükür.
Maman n'a plus de bon alimentaire, c'est une excuse pour qu'il n'y ait pas de dîner ce soir... et pas de petit-déjeuner, non plus, aussi grâce à Dieu, il y a les corn flakes gratuits
- Ve mısır gevreği.
Et des corn flakes.
Bunlar da mısır.
Ce sont des corn-flakes.
- Bağırsakların mı doldu?
Les Bran flakes commencent à faire leur effet?