Flik translate French
60 parallel translation
- Flik'miş.
C'est Flik... Mes excuses!
- Flik, ne yapıyorsun? Bu mu? Bu benim tahıl biçmek için yeni fikrim.
C'est ma nouvelle idée pour récolter les grains.
- Flik, lütfen.
Faux.
- Herkes gibi! - Lütfen, Flik.
Je t'en prie, Flik, vas-y.
- Evet, evet. Hey, Flik!
Flik, attends!
- Şimdi olmaz Flik.!
C'est à propos de l'Offrande!
Flik, kendini savunmak için ne diyeceksin?
Qu'as-tu à dire pour ta défense?
Özellikle sizin kötü görünmenize neden olmak istemezdim Prenses.
Ni vous faire du tort, Princesse. C'est fait, Flik.
- Yardım? Yardım mı? Flik, bir ay boyunca tünel kazma cezasına mahkum edildin.
Tu es condamné à un mois de forage.
Afedersiniz, ekselansları. Flik'in Tünel Projesini hatırlatmalı mıyım?
Altesse, souvenez-vous de son dernier forage.
- Flik'in ayrılmasını onaylarsak... Biz Hopper için tahıl toplarken...
Et on poursuivra la récolte pour Hopper.
- Anladınız mı, Flik'in gitmesiyle,
Sans que Flik puisse... Faire un autre malheur!
Flik, uzun bir görüşmeden sonra, isteğini onaylamaya karar verdik.
Après moult délibérations, nous avons décidé d'accéder à ta requête.
- Hoşçakal, Flik!
Au revoir, Flik!
İyi şanslar, Flik!
Bonne chance, Flik! Salut!
- Pekala nokta, hala Flik'i mi arıyorsun?
Alors, Spot, tu cherches Flik? Oublie.
Burası Karınca Adası!
Voici l'île aux fourmis! Flik!
Flik! Buradayım!
Je suis là!
Flik! Flik! Flik!
Flik, tu es de retour!
- Flik döndü!
Flik est revenu. - Il est là?
İkinci olarak, Flik'e samimi düşüncesi için...
J'aimerais aussi remercier Flik pour sa loyauté.
- Flik! - Şimdi olmaz, Rosie.
Pas maintenant, je fais un discours.
Eğer beni ezerseniz bu harika olur, beni bulduklarında ölmüş olurum.
Ecrabouille-moi. Autant précéder l'inévitable dénouement. Flik!
Anne, Flik birşeyler çeviriyor.
Mère, Flik manigance quelque chose.
Tamam, Flik, seni indirme zamanı geldi.
Flik, je vais te déposer.
Haydi. Afedersiniz. Flik biraz konuşabilir miyiz?
Flik, puis-je te parler une seconde?
- Flik, sana bir özür borçluyum.
Je te dois des excuses. Pourquoi?
Flik, tatlım. Çekirgelerle savaşmayacağız, tamam mı?
Mon chou, pas question d'affronter les sauterelles, vu?
Teşekkürler! Sana da onları bulduğun için teşekkürler Flik.
Merci de les avoir trouvés, Flik.
Biz sadece Flik'in fikrinin işe yarayacağını düşündük.
On a cru à l'idée de Flik.
- Gerçek şu ki Flik, bize yalan söyledin.
Le fait est que tu nous as menti. Tu lui as menti, tu as menti à la colonie, tu m'as menti. Tu as menti.
- Gitmeni istiyorum Flik.
Je veux que tu partes, Flik.
Dayanıklı kalabalık.
Un public difficile! Flik...
Flik, bekle!
Flik, attends!
- Flik, sen pek çok güzel şeyler yaptın.
Tu as fait des choses bien. Ah oui? Montre-m'en une seule.
Bu aslında bu bir teleskop. - Çok akıllıca, Flik, fakat...
Très astucieux, mais...
- Ama yaptın Flik. - Sadece yardım etmeye çalışıyordum.
J'essayais d'aider.
Hoşçakal!
Flik!
Flik!
Tout va bien!
Flik!
Flik!
- Flik mi?
C'est Flik.
Kaybeden Flik'in torunları " diyecekler.
"Ce sont les descendants de Flik, le nul."
- Flik!
Je dois assister à cette réunion.
Ben de bu toplantıya katılmalıyım. Flik!
Princesse Atta!
- Bırak onu Flik, şimdi.
Lâche-le.
- Bir kuş!
Flik!
- Flik!
- Regarde!
- Flik!
Ça va aller, Dot.
Sen ne diyordun Flik?
Tu disais, Flik?
- Merhaba, Flik.
Bonjour, Flik.
- Flik, dikkat et!
Flik, attention!