Fossil translate French
22 parallel translation
KFSL - Fossil 103 radyosu.
KFSL, Fossile 103.
Fossil çağırdığı için gitmeyeceğim.
- Non, je vais pas voir Fossil.
Başına buyruk olacağım.
- Tu es le toutou de Fossil.
Sokak ağzıyla söylersek, sen Fossil'in kaltağısın.
- C'est une rumeur dans le quartier.
Leroy ; seninle, Fossil'i, ay ışığında dans ederken gördüğünü söyledi.
Leroy t'a vu danser pour Fossil au clair de lune, en pantalon bleu.
Dinle, onunla sadece oynuyordum.
Ecoute, Je me jouais de Fossil comme on joue d'une flûte. OK? - Peu importe.
Temiz hileler. Bunda yanlış bir şey yok.
Je cours pas chez Fossil.
Fossil çağırdığında değil, canım istediğinde gideceğim.
J'y vais quand je veux.
Moon! Bana bir daha tekrarlatma, seni kaltak!
( Fossil ) Je vais pas te le redire, mon petit toutou.
Bir şey mi vardı, Bay Fossil?
- Autre chose, Mr Fossil?
Ya sana bu fincanı verirsem?
C'est du polystirène. Ca ne vas pas m'aveugler, Mr Fossil.
- Selam. Fossil'le görüşmen iyi geçti mi?
- Ca a été avec Fossil?
Adım, Bob Fosil. Müdürüm. Ve ben bir insanım.
Je suis le surveillant général Bob Fossil, et je suis un humain.
- Neden hiç hayvan yok, Bay Fossil?
- Pourquoi il n'y a pas d'animaux ici?
- Fossil, sen salağın tekisin.
- Fossil, vous êtes un nigaud.
- Hadi artık. - Hayır, bu Fossil.
Non, une Fossil.
Bütün bir fossil triangle ve bir scaffold imiş. ( üçgen fosil ve sehpaymış )
C'est un fossile triangulaire et un échaffaud.
Fossil Yakıt Dörtlüsü!
Ce sont les Quatre Combustibles Fossiles!
- Fossil.
- Une vieillerie.
Bir katır gibi satılacağım uzaklarda tanımadığım bir köhne ile yaşamaya mı zorlanacağım?
Je suis destinée à être vendue comme une mule, forcée de vivre loin avec un fossil que je ne connais même pas?
Fossil'le, dans etmedim, tamam mı?
Je danse pas pour Fossil.
Hala gitmek istemiyorum. Bob Fossil. Hayvanat Bahçesi Müdürü
Je devais le voir à propos d'un truc, de toutes façons. # Je marchais sur Downing Street